lost klişeleri
-
+ we have to go now
- i'm not going anywhere
+ we have to stay here
- i'm leaving -
- how do you know?
- i just know!
birisi bana bu cevabı verse kalbine tekme atarım. -
bu dizideki en buyuk kliselerden biri, her karakterin birbirini muneccim sanmasi.
$oyle ki: iki karakter ormanda yurumektedir, biri digerine (atiyorum) babasinin arabasinin ne renk oldugunu soracaktir. dialog soyle gelisir:
- ne renkti?
- what?
- mavi mi kirmizi mi?
- what??!
- babanin arabasinin rengi ! ne renkti?
- bidi bidi
bes dakika sonra...
- ne kadar zaman oldu?
- what??
- biz adaya duseli ne kadar zaman oldu?
- hede hudu -
-
-
(bkz: lost/@fifa98)
(bkz: lost klişeleri/@fifa98)
jack'in sadece su sayesinde insanları hayata döndürmesi, bebek doğumlarını, böbrek yürek dalak naklini gerçekleştirmesi, kanseri, vebayı ve de aids'i yenmesi.
adada herhangi birine bişey olsa ( misal john locke katarakt olsun), hemen jack 'i can fiks this' shepard oracıkta biter ve o klişe repliğini söyler :
(bkz: i need some water) -
örneğin bir "may i join you" klişesi vardır.
birileri sahilde bi kütüğe oturmuş yalnız uzaklara bakar, diğeri gelir, "may i join you" der. taa ilk günlerden beri böyle bu, hurley oturur jack gelir, jack oturur rose gelir, claire oturur charlie gelir, charlie oturur desmond gelir. küçük mib oturur jacob gelir, jacob oturur annesi gelir, küçük mib oturur yine annesi gelir filan. sırf son bölümde en az 3 kere duydum bunu. bi adamı yanlız bırakmadınız şu sahilin tadını çıkarsın, bi kafasını dinlesin.
edit: imla -
çalıların arasından bir hışırtı gelip herkesin dikkat kesilmesi ama sonra tanıdık zararsız kişinin geldiğinin anlaşılması.
-
bir süre ortalarda görünmeyen karakterin geri dönüp, "size herşeyi anlatacağım demesi" ve bir bok anlatmaması.
"adanın henüz seninle işi bitmedi."
"this is not supposed to be like this." -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap