• 6x11'de beni en çok güldüren anlarından birini barındıran dizidir. peggy ve peter restoranda yemek yerken konu peter'ın alzheimer hastası annesine gelir:

    peggy: baban ona hiç, rahminde ateşler yakan masajlar yapar mıydı?

    peter yüzünü buruşturup tiksinmeyle karışık bir süre güldükten sonra:

    ''şu an dişlerini fırçalamasını bile düşünmek istemiyorum.''

    ikili bu sahnede uzun süre güldüler. bir kısmının doğaçlama olduğunu düşünüyorum. çok doğallardı çünkü. hazır bitirmişken altıncı sezonla ilgili ufak tefek gördüklerimi yazayım.

    --- spoiler ---

    final sezonu öncesi izlediklerim arasında en sönük olan sezondu. beş gibi en muhteşeminden sonra vitesi fazlasıyla düşürmüşler. don draper'ı da ilk kez bu kadar ezik ve güçsüz gördük. yeri geldi peter'dan azar işitti, yeri geldi yaptığı hatadan dolayı iş arkadaşlarından özür diledi, iş toplantısında millete genelevde geçen çocukluğunu anlattı... düştüğü durum acınası...

    6x13'ten çok basit ama çok başarılı bir metafor için de:

    (bkz: going down?)

    --- spoiler ---
  • yine yeni yeniden 5. sezonda oldugumdur
  • bu diziyi izleyen izlemese de denk gelen herkes dizideki aşırı alkol ve sigara tüketimine dikkat çekmiştir. gerçekten de öyle. her bölümde paket paket sigara, kadeh kadeh alkol tüketiliyor. sabah açılışı viski-sigara ikilisiyle yapıyorlar o derece bir çılgınlık o dönemki. hani eyvallah dönem dizisi ama oyuncuya da yazık. örneğin don draper'ı canlandıran jon hamm her bölüm yarım paket sigarayı içiyor en az. humphrey bogart gibi gırtlak kanserinden ölmesi muhtemeldi bu gidişle. ama kazın ayağı öyle değilmiş.

    dizide içilen sigaralar herbal sigara denilen sigaralarmış. tütün ve nikotin yokmuş. yani bunun getireceği zararlar en aza indirilmiş. hatta jon hamm bu sigaraların tadını sabuna benzetiyormuş. dizinin pilot bölümünde tam 74 sigara içilmiş. jon hamm de buna dikkat çekiyor. "her sahne bir kez çekilmiyor, defalarca tekrar ediliyor. bu yüzden bir sigara yaktığım sahneleri çekerken en az 8-10 sigara yaktığımı bilmelisiniz."

    hala izlemeyenler için de tavsiye edebileceğim türden şahane bir dizi. matthew weiner pilot bölümünü çekmek için 10 yıl beklemiş ama değmiş. karakterleri canlandıran oyuncuların değişmesini hayal edemiyorum. don draper'ın yerini jon hamm'den, roger sterling'in yerini john slattery'den başka kimse dolduramaz çünkü.
  • 2 ay süresinde her gün 2-3 bölüm seyrederek bitirdiğim dizi. bence bu dizinin başarısı çok olağan çok insani çok bildiğimiz durumları abartısız tüm çıplaklığıyla yüzümüze vurması. empatinin bokunu çıkarıyor ve kendinizi o ortamın o yaşananların bir parçası sanıyorsunuz. zaten oyuncu seçimleri, dekorlar, kostümler şimdiye kadar yapılanların en iyisi ki bu da inandırıcılığı ve doğallığı zirveye taşıyor. bence mutlaka izleyin ve dizi demek ne demekmiş öğrenin.
  • izlerken hiç bitmemesini izlediğim tek dizidir.
    kesinlikle izlenmelidir ...
  • çok özledim lan.
  • roger sterling karakterini jesse pinkman' a benzettiğim, geçtiği dönemi mükemmel bir şekilde yansıtan harika dizi.
  • üzerinden yıllar geçti. ne don draper gibisi geldi ne de adının her anılışında, gül cemalinin her karşımıza çıkışında içimizde uyanan viski-sigara içme isteği törpülendi...
hesabın var mı? giriş yap