• çin'de bulunan, hong kong'a 60 km. uzaklikta eski bir portekiz kolonisi. su anda özel bir yönetim bölgesi olup en az 50 yil daha böyle kalacak. serbest bölge ve vergi mergi hesabina bir çok ürünün üzerinde made in macau ibaresi görmek mümkündür.
  • makau'yu gezecekler için bazı notlar:

    - ülkeye hem girişte hem de çıkışta türk pasaportu görürlerse bir odaya alınıyorsunuz. sanırım bazı uygurlar sahte türk pasaportuyla girmeye çalışmışlar, o yüzden pasaportun her sayfasının fotokopisi alınıyor ve kalınacak yer, ayrılış tarihi, uçak bileti vs. gibi ayrıntıları deklare ettirip imza attırıyorlar. 10-15 dakika sürebiliyor. kötü davranmıyorlar, kibarlar ama insanın normal pasaport sırasından çıkarılıp bir odada bekletilmesi insanın zoruna gidiyor.

    - havalimanı, feribot iskelesi, şehir merkezi, sınır kapısı gibi merkezi yerlere otellerden sürekli shuttle var. gayet sık kalkıyorlar ve içlerinde ücretsiz wifi de var. klimalı ve de ücretsiz.

    - tesisler, oteller, kumarhaneler gerçekten çok lüks. las vegas'ı da görmüş bir insan olarak diyebilirim ki, her yönden taklit etmişler diyebilirim. otel markaları ve bina tipleri bile aynı. ama bir las vegas olamıyor. cotai strip diye bir bulvar var ancak üzerinde kaldırımdan başka bir şey yok. dolayısıyla las vegas gibi dükkanlar, kafeler, satıcılar, müzisyenler vs görme şansı yok.

    - oteller, genellikle büyük bir avm üzerine inşa edilmiş. binadan çıkmadan her ihtiyacı karşılamak mümkün. kafeler, lüks mağazalar, restoranlar ve tabi ki kumarhaneler hepsi bu tip komplekslerin içinde yer alıyor.

    - doğal olarak en çok çinliler geliyor. barlarda, kulüplerde ve kumarhanelerde çok ciddi paralar harcıyorlar. sonradan zenginleşen ruslar gibi görgüsüz tarafları da yok değil. kulüplerde habire şampanya açtırıyorlar. sırf gösteriş başka bir halt değil.

    - genellikle pahalı bir şehir. 750 mop'tan aşağı (macau para birimi) 2 kişi yemek yenilemiyor. starbucks'ta 2 orta boy filtre kahve 120 mop civarı. mop'un tl karşılığını bulmak için 3'e bölmek gerekiyor. örneğin 100 mop, 33 tl. bir paket malboro 90 mop, 33'lük bir bira 60 mop, bir kadeh viski 75 mop, shot 55 mop. fiyat listesinde vergiler dahil değil, her şey için ayrıca kasada %10 servis + %5 şehir vergisi ödeniyor.

    - the house of dancing water diye müthiş bir gösteri var. inanılmaz sahne ve ışık teknikleri kullanılmış, mutlaka görülmeli. bilet fiyatları 480 mop ile 1280 mop arası değişiyor ama tribünler 360 derece olduğu için 480 mop'luk yerden de her şey gayet izlenebiliyor. pahalı bilete boşuna kasmayın.

    - şehirdeki otel, mağaza, restoran personellerinden çinli olanlar ingilizce konuşamıyor. ayrıca genel olarak kabalar ve anlaşmak çok zor. adama tuvaleti soruyorsun, kafasını çevirip gidebiliyor. bir kaç kişiye sigara, meyve suyu, kraker, ıslak mendil vs. gibi ihtiyaçlarımızı nerden karşılayabileceğimizi sorduk, burada market yok dediler. bir yerde yanlış bir merdiven kullandık, tam karşımıza her türlü şeyin satıldığı bir market çıktı. herifler çalıştığı yerdeki marketi bile bilmiyorlar. ama bazen filipinlilere rastlıyorsun, zaten güleryüzlerinden ve tiplerinden anlaşılıyor, sorununuzu çözmeden rahat etmiyorlar.

    - mop resmi para birimi ama her yerde hong kong doları da geçiyor. hong kong'dan geldiyseniz mop almanıza gerek yok. arada küçük bir kur farkı olmasına rağmen, 1/1 şeklinde eşitlemişler bir çok yerde.

    - macau kulesinden de bahsetmek gerekirdi ama gidemedik. kapanışı saat 21 imiş. 21'dem önce o sıcakta kim gider kuleye muleye.

    - her yer, mağazalar, dükkanlar, oteller hayvan gibi klimayla soğutulmuş. dışarıda sıcakta terleyip sonra birden bire buz gibi ortama girmek süper oluyor ama bazı bünyeleri hasta edebilir. havaalanında ise klimalar yetersiz midir, yoksa az mı çalıştırıyorlar bilmiyorum, sıcaktan bayılmak mümkün.

    - eski mahalleler portekiz sömürge zamanlarından kalma şık ve tarihi binalarla dolu. kendinizi çin'de değil de bir avrupa kentinde hissedebilirsiniz. bir kaç sokak, yıkık ve bir duvarı ayakta kalmış bir kilise, bir meydan ve bir kaç binadan başka görecek bir şey yok, meraklıları vardır illa ki.
  • en uzun, en derin yolculuğum sonrasında ulaştığım müthiş ülkecik. dünyanın bir yerinde böyle hayatlar var deseler, hayal gücüm kuvvetli olmasına rağmen bu kadarını hayal edemezdim.
    vizesiz ülke görmek isteyenler için birkaç not düştüm, buyursun sözlük ahalisi:

    bu ihtişamlı, görkemli sıfatı bol ülkeye hong kong üzerinden uçulabilir. rötarsız 11 saat süren bir yolculuğa hazır olmanız gerekiyor. indikten sonra ülkeye gitmenin iki yolu var. birincisi hava limanından ayrılıp, kara yolu ile gidebilirsiniz ki uzaklık yaklaşık 60 km kadar. bir de alandan ayrılmadan, macau feribotu ile geçebilirsiniz. en pratik ve en hızlı çözümün bu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. alandan feribot biletinizi alın. farklı farklı şirketlerin farklı saatlerde feribotları var. cotai water jet ile bekleme süreniz pek uzun olmuyor. uçuş sürelerine göre ayarlanmış belli ki. biniş kartınız üzerindeki bagaj kartınızı yetkililere verip, önce yüklerinizden kurtulun, sizin için güvenli şekilde transferini sağlıyorlar. bu işlemden sonra hava limanını dilediğiniz gibi dolaşabilirsiniz.

    feribota trenler ile ulaşıyorsunuz. rahat, oldukça konforlu, sorunsuz çalışan wifi ile feribot yolculuğu 75 dakika kadar sürüyor ancak indiğiniz yer doğrudan ada! unutmadan bu yolculuk için 300 hong kong doları ödüyorsunuz. bu para birini hesaplamanın kolay yolu tl/2+%10 şeklinde. *

    feribottan indikten sonraki pasaport kontrolü için- özellikle uyarılmama rağmen- çok gerildim. sırf "türk" olduğunuz için sizi garip bir bölüme alıp, soru sormaya başlıyorlar. "neden macau? kaç paranız var? hangi otelde kalacaksınız" vb. vize istemeyen bir ülkede böyle bir muamele görünce geriliyorsunuz tabii. sakin olun. bulunduğunuz odadan çıktığınızda nereye varacağınızı düşünün, "he canım he" diyerek, dalga geçin. `:burada yazar kendisine söylenenleri aynen aktarıyor.` pasaportunuz boş sayfalarının bile kopyasını ve telefonunuzun imei numarasını alınca rahatsınız. sonrası işte bu ışıklı, müthiş ülke.

    avm formatıyla birleştirilmiş, lükste sınır tanımayan otellere hazır olun. bu oteller arasında shuttle hizmeti müthiş. her yere konforlu şekilde ve ücret ödemeden ulaşım sağlanıyor. neredeyse tüm araçlarda wifi var ancak önerim telefonunuza kilitlenmeden, çevrenizi izleyip, özellikle gece ve gündüz arasındaki farkı bizzat keşfetmeniz. neden bu ülkeye uzak doğu’nun vegas'ı dediklerini anlayıp, hak vereceksiniz.

    yemek konusunda beklentinizi yükseltebilirsiniz çünkü dünya lezzetlerini sunan mutfakları var. bu ülkede her şey çeşit çeşit. insanları bile...
    pizza severlere sheraton otel içindeki "bene" şiddetle tavsiye edilir. sinyor ve sinyorita diye hitap eden garsonları görünce gülümseyeceksiniz. odun ateşinde yapılan şahane pizzası öncesinde mantar çorbası önerilir. güzel bir şarap ile ilk akşam yemeğinizi geçirebilirsiniz. menüye buradan erişebilirsiniz.

    gelelim adaya. gündüz gezerken "daha hızlı, daha makul" yemek yemek isterseniz. angela's cafe'de sandviç yemeden dönmeyin. benim çektiklerimden çok daha başarılı çekimleri olduğu için linki inceleyebilirsiniz.. ben tadına odaklanmaktan fotoğraflara pek vakit ayıramamıştım.

    yediğiniz her yemekten sonra bu ülkenin pahalı olduğunu düşüneceksiniz ama ardından "ne yedik ama be" diyeceğinizden, o paraya acımayacaksınız.
    daha hızlı, daha uygun bir şey yiyelim derseniz bildik bir yerde bilmediğiniz bir lezzet var. mc donalds- angus cheeseburger. çook mantarlı. inanın önce öpmek, sonra yemek istedim. venetian hotel içindeki mc donalds'da engelli istihdam ediyorlar. işini severek yapan bir kadın göreceksiniz. lütfen ona gülümseyin ve teşekkür edin. o benim hayata olan düşüncelerimi değiştiren kadınlardan biriydi.

    kokusuyla delireyim, izlerken bile gözlerimin içi parlasın, sunum her şeydir diyenlere: yoshimori teppanyaki
    kararsızlık üzerine kurulmuş bir yer sanki. deniz ürünü yiyorsunuz, aklınız kırmızı ette kalıyor. kırmızı et yiyorsunuz " ah bir de deniz ürünlü mü tatsam" diyorsunuz. farklı yabani mantarları ayrı bir lezzet veriyor. gözünüzün önünde sanat gibi bir tabak oluşturuyorlar. pek makul değil tabii fiyatları ancak yine gitsem, yine öderim. fiyat/performans çok başarılı!

    gitmediğim ama birkaç kez duyduğum "copa restaurant" için istanbul'un nusr-et'i diyebiliriz. çok tavsiye edildi. gitmeyi düşünenler için

    tüm bunların yanı sıra müthiş casino otellerini biraz daha açalım:
    venetian’ı tapınak inşa eder gibi yapmışlar. abarttığımı düşünenler için birkaç foto ekliyorum.
    venetian1
    venetian2
    venetian3
    venetian4
    venetian5
    venetian6
    venetian7
    venetian8
    umarım bu yazıyı okuyanlar benden daha güzel, daha özel yerler görmüşlerdir ancak inanın benim gördüğüm en özel yerlerden biriydi. her gittiğimde başka bir detay görüp, bir kez daha büyülenmiş gibi izledim. çektiğim birkaç amatör fotoğrafı da burada bulabilirsiniz:
    sıradan bir sokak ve sıradan bir bina
    sokak görüntüsü
    daha küçük bir casino görmek isteyenlere

    ayrıca kendinizi bir filmin içinde gibi hissedeceğiniz bu ülkede, girdiğiniz tüm casino hotellerinin hijyeni ve muhteşem kokusundan çok etkileneceksiniz. kokular çok tanıdık gelecek çünkü bizim şişesine dünya paralar ödediğimiz kokuları adamlar hotel kokusu olarak kullanıyorlar. lüksü buradan da anlayabilirsiniz.

    parisian hotel ikinci favorim oldu. lüks konusunda sınırları zorlayan bu otellerde bilmem kaç channel, bilmem kaç michael kors , sayısız louis vuitton ve henüz adını bile bilmediğim markaların müthiş vitrinleri bir köşede dursun sırf girişinde eyfel kulesini görmek de yeniden gidiş sebebi olabilir. bu foto ile parisian’ı anılarıma kattım.

    parisian hotel

    wynn hotel bünyesindeki gölde müthiş müzik eşliğinde, harika bir su dansının göreceksiniz. uzun süre etkisinden çıkamamak gibi bir yan etkisi var. fotoğraf çekememe nedenim ise gösteriden gözümü alamamış olmamdır. her on beş dakikada bir tekrar ediyor ve her defasında çok kalabalık oluyor ve alkışlarla bitiyor.

    unutmadan; starworld hotel ve grand lisboa otellerinin mimarisi ise ayrıca fotoğraflanmaya değer.

    hotel lisboa- yanılmıyorsam arka kapısı-
    hotel lisboa'ya başka bir bakış
    starworld hotel
    lisboa

    sokaklarında gece dolaşmanızı önerdiğim adanın istiklal caddesi formatındaki yeri ise senado square. yeni yıla çok yakın bir dönemde gittiğimden müthiş süslenmiş, çok kabalık ama nedense insana çok masum hissettiren bir yer.

    senado square2
    senado square3
    ve son senado fotoğrafı

    yanılmıyorsam bu meydan üzerinde bir de kilise ve bir de seramik müzesi var. uzak ve yakın tarihte bulunan seramik parçalarını özenle sergiliyorlar. özellikle bir sokağının anlamsız bir çekiciliği vardır. sebebini merak ediyorsanız, ben de bilmiyorum. işte o sokak 40 yıl sonra bile gitsem bu sokağın yolunu asla unutmam.

    biraz ilerisinde sizi st. paul harabelerinin müthiş merdivenleri bekliyor. oturun, kahve için, o merdivenlerden zamanında kimlerin geçtiğini düşünün…inanın çok iyi gelecek! çocukların koştuğunu, uzun elbiseleriyle genç kızların çapkın ama zararsız bakışlara maruz kaldığını hayal ettim. merdivenlerin sonunda macau kalesini & müzesini göreceksiniz.

    müzeden bir görüntü
    ve yine macau müze bahçesi...

    grand lisboa’ya doğru hedef almış gibi duran bir top görüp, vurmaya kıyamaz diye gülmüştüm. kaleden bakınca müthiş bir zenginlik ve müthiş bir yoksulluk görülüyor. işte orası gerçek macau! zenginlik içinde kendi yer bulmaya çalışan hayatlar ve evlerini görüyorsunuz.

    sheraton, conrad gibi otellerin yanı sıra bir tık daha makul olduğunu duyduğum grand lapa’yı konaklama için dikkate almanızı öneririm.
    sokaklarında hala portekiz izlerini göreceğiniz ve portekiz mutfağına dair detaylar taşıyan bu ülkede insanlar pek gülmüyor. ancak aldırmayın, sizi güldürün biri/birileriyle birlikte gidip bol bol eğlenin. adını unuttuğum o şahane meyveden lütfen benim için de yiyin. bir de benzin istasyonlarında gördüğünüz çizi formatındaki peynirli ve fıstıklı bisküvilere kefilim!

    umarım bu yazı işinize yarar.

    love from makau
  • hong-kong'un hemen batısında yer almaktadır. güney çin denizi'ne kıyısı bulunmaktadır ve portekiz'in denizaşırı bir liman kentidir.

    düzeltme: macau, 1999 yılından itibaren tıpkı hong kong gibi özerk yönetim bölgesi statüsü kazandırılarak 50 yıl süre ile çin halk cumhuriyeti'ne devredilmiştir.
  • hong kong dan bir çeşit vize daha doğrusu giriş izni belgesi alınarak feribotla bir saat on dakikada gidilebilen casinolar adası. ulaşım için turbo jet firmasını tercih etmenizi tavsiye ederim zira koltukları oldukça konforlu ve fiyatı da nispeten makul. gidiş için 178, dönüş için akşam olduğu için fiyat farkı alıyorlar 184 hong kong doları ödemiştim.

    macau feribot limanı çıkışındaki otobüs durağından casinoların ücretsiz otobüslerinden faydalanabilirsiniz. özellikle venetian oteli mutlaka ziyaret edin. benim gibi hayatında hiç kumarhane görmemiş hatta piyango bileti almamış biri için oldukça sıra dışı bir deneyim olmuştu. yani sonuç itibariyle gene oynamadım ama tarafsız bir gözlemci olarak bile bir çeşit heyecan yaşadım. casinolar genel olarak zengin çinliler için bir çeşit deşarj olma, rehabilitasyon işlevi görüyor zira oyunlarda kazananı pek görmedim. (bkz: the house always wins)

    onun dışında adada st paul katedralinin yıkıntılarının olduğu bölge turistlik açıdan buluşma noktası. önünde fotoğraf çektirmeyene dönüş bileti vermiyorlar.

    katedralin aşağısında yol sola kıvrılırken karşınıza bir maraş dondurmacısı çıkıyor. işleri çok yoğun olduğundan konuşmaya pek fırsat bulamadık ama selam vermeden geçmeyin derim. adada yemek yenilecek çok farklı ve çeşitli imkanlar var ama belki çin yeni yılına denk geldiğim için inanılmaz kalabalıktı ve uzun kuyruklarda beklemeniz gerekiyor.

    sonuç olarak macau kumar oynamak gibi bir merakınız yoksa yarım günden fazlasını ayırmanıza gerek olmayan ama hong kong a gitmişken de görmeden dönmeyin diyebileceğim bir yer.
  • birbirinden ilginç mimari yapıya sahip kumarhaneleri ile ünlü çin adası. adamlar resmen nasıl daha ilgi çekici bir bina yaparız diye yarışa girmiş gibi görünüyorlar.

    hong kong'dan buraya deniz yoluyla ulaşabilirsiniz. yalnız deniz araçları inanılmaz hızlı, eğer denizin dalgalandığı akşam saatinde binilirse benim gibi daha önce hiç deniz tutmamış biri bile fenalık geçirebilir.

    turistik bir yer fakat kumar oynamaya gelen turist çok az ya da kollu makinalarda takılıyor. ama o çinliler yok mu o çinliler? adamlar pür dikkat saatlerce günlerce oturuyor o masalarda. kumarhaneler aşırı lüks oteller gibi içinde her ihtiyacınızı giderebileceğiniz şekilde dizayn edilmiş. öyle ki kocası kumar oynayan kadınlar oyalanabilsin ve paracıklarını harcayabilsin diye her bir kumarhane içerisinde dünyaca ünlü lüks markaların mağazaları mevcut. bir marka düşün koca şehir istanbul'a bi tane mağaza açmamış, gitmiş orada her kumarhanenin içine bir mağaza açmış, işte öyle de para dönen bir yer. zaten bu adada, kumarda dönen paranın las vegas'ın bilmemkaç katı olduğunu söylemişlerdi. çinliler hem kalabalık hem de kumara bağımlı.

    onun haricinde buranın en etkileyici mekanı st. paul katedralinin harabesidir. tek duvarı ayakta kalmış bu ilginç yapıya arkadan kurulu iskelelerden tırmanıp pencerelerinden kalabalığa el sallayabilirsiniz. önündeki yeşil alan da çok güzeldi. onun haricinde meydanı ve mağazaları da ilginizi çekecektir mutlaka.

    hong kong'a giderseniz uğramadan geçmeyin.
  • 2011 verileriyle km² başına 18.568 kişi ile, nüfus yoğunluğu bakımından dünya birincisi -özerk- ülke.

    karşılaştırma için, bu oran türkiye'de km² başına 97, istanbul'da 2.593, tokyo ve mexico city'de ise 6000 kişidir.
  • dış borcu olmayyan sayılı ülkelerden.

    https://www.cia.gov/…de=gr&regioncode=eu&rank=17#gr

    tabi 2009 yılı itibariyle.
  • macau da, bu sene itibariyla insa edilen galaxy isimli kumarhane buyuk ihtimalle las vegas in efsane yerlerinin bile eline verecektir. insasi 1.9 milyar dolara malolan bu mekan, simdiden bir efsane olmus durumda.

    http://anecdoteworld.blogspot.com/…laxy-opened.html
  • casinolari ile unlu kucucuk ufacik portekizlilerin elindeki bi sehircik.
hesabın var mı? giriş yap