9 entry daha
  • arkadaşla sefaköy'e halı saha maçına gideceğiz. trafik çok var diye metrobüse binelim dedik. girdik kalabalığa vıgır vıgır her yer. yılbaşı hindisi gibi bekliyoruz. 4 tane metrobüs geldi binemedik. zaten gelen araçlar da tıklım tıklım. durakta aracın kapısı bir açılıyor, otobüsteki yolcular hüüüppp diye temiz havayı içine çekiyorlar. o kadar dolu araba. tıfıl olanlar boşluğu değerlendirip giriyor ama biz denizdeki dalga gibi bir ileri, bir geri sallanıp duruyoruz. binemiyoruz bir türlü. maça da geç kalacağız. arkiye dedim, olum ne olursa olsun şimdi gelen araca dalıyoruz, yoksa geç kalacağız okey mi dedim. okey dedi. sıkı tut çantayı, yarışma gibi düşün, binersek kazanacağız dedim. ahaha tamam dedi ve şak geldi metrobüs. full çakılı araç. yalvarırım binmeyin diye ağlıyor.

    kapı açıldı. arki daldı içeriye. içeriye dediğim kapı girişi. bi götlük yer olsa ben de atlayacağım ama yok. arkiye dedim elinle itekle milleti, ben de arkalarından yaslanacağım falan adımımı attım şak kapı kapandı.

    laaannnnnnnnnnnn...

    binemedim mk. arki gitti, kaldım tek. ehh dedim sikerim böyle işi. gelen metrobüse kavga dövüş binmezsem bana da duvar delen nejmi demesinler. geldi metrobüs. yıkacağım ortalığı derken kapılar bir açıldı hurraa herkes üstüme, eziliyorum lan. çanta sıkıştı insanlara. kurtarmaya çalışıyorum milletin arasından. çekiyorum çantayı. adamın biri de '' derdin ne senin '' diyor. şu otobüse bineyim daha da bir şey istemiyorum dayı dedim. binmen için otobüse doğru dönmen gerekiyor dedi. biliyorum da bunu kurtarmaya çalışıyordum dedim. gösteriyorum çantayı.

    gösterirken bana yine bir şeyler olmaya başladı. hakeme itiraz eden futbolcu gibi herkes üstüme geliyor. döndüm geriye ohaa yeni metrobüs gelmiş. ona da binemedim. tekrar geldi bir tane o da çakılı. yani çakılı derken gerçekten çakılı. şoför otobüs koltuğundan kalkıp yolcuların ayaklarını çat çat çiviyle çakmış kimse yerinden kıpırdamıyor sanki. lan çıldıracağım. gta oyunu gibi şoförü dövüp otobüsü gasp edesim var. dayanamadım yanımda duranlara söylendim. '' bakın, ben bayağıdır sıra bekliyorum ve tam 6 metrobüs geçti binemedim. acil işim var binmem gerek. anlayış lütfen'' dedim.

    ben 8 araçtır buradayım dedi biri.
    ben yarım saattir buradayım dedi diğeri.
    emekli olacağım neredeyse dedi öbürü.

    dinliyorum herifleri anasını satim. sonra hele şükür geldi yine metrobüs attım zor bela kendimi. çantayı son anda kurtardım. ohh be bindim. yine de bindim lan. kimse kıpırdamıyor. sanki metrobüse değil de bal müzesine girmiş gibiyim. herkes heykel gibi dikiliyor. şampiyonluğa oynayan başakşehir'in maçları bile bu kadar kalabalık değildir. çıt çıkmıyor otobüsten. onlarca insan var ama çıt yok. ulan mimikleri bile oynamıyor insanların. birine sarılıp selfi çekinesim geldi. metrobüste değdirme keyfi. ohh mis. diğer durakta insanlar inince kıpırdama olmaya başladı. hemen ortalara doğru gittim. ohaaa oturan var. oturuyorlar lan burda. bu ne yüce bir şans. ama oturmuşlar bir de uyuma taklidi yapıyorlar. çiftetelli oynamazsam orospu çocuğuyum. sen seçilmiş insansın manyak herif, anın tadını çıkarsana, nedir bu tafralar. derken arki geldi aklıma, hemen aradım geliyorum bindim diye. arki ben indim olum dedi. oha farka bak. sahaya gittim maçın 15. dakikası oynanıyor. hep mana bulurdum maça geç kalınca '' beylerr anahtar kimde, oda numarası kaç'' diye bağıran adamlara. ama işte metrobüs sayesine onlardan biri olduk işte. nitekim girdik maça. 16-3 yenildik. o çok ayrı bir konu. o çok farklı.
    ayıpsın metro pis.
217 entry daha
hesabın var mı? giriş yap