• üst edit: ya siz nasıl bir mahlukatsınız, nasıl bir hilkat garibesisiniz. kalkmış diyor en çok üzülen sensin, yok şöyle yok böyle! ulan ben çok yakın arkadaşımı kaybettim, eşi enkazdan kurtarıldı ve 8 aylık hamileydi. enkazdan kurtarıldıktan sonra doğum yaptı ve bir kızı oldu. kızcağız babasız doğdu.

    ailem, akrabalarım malatya'yı terk etti. evlerimiz oturulmayacak halde. ölmediklerine yatıp kalkıp şükrediyorum.

    kiradaki evimiz ağır hasarlı ve yıkılmadığı için daha kötü acılar yaşatmadığı için şükrediyoruz. canımızdan öte insanlardı ve şuanda oturacak evleri, kalacak yerleri yok. ne yapacağız, onlara yeni bir yer nasıl ayarlayacağız onun derdindeyiz.

    çevremdeki insanlar yakınlarını kaybettiler. hem de gencecik insanları. kimi annesini, kimi babasını, kimi çocuğunu.. kimi evini barkını kaybetti. onların derdiyle dertlendik!

    (bkz: 24 ocak 2020 elazığ depremi)
    (bkz: 12 kasım 1999 düzce depremi)
    depremlerini yaşadım, travmasını yaşadım, acılarını çektim. sokakta da kaldım, çadırda da yattım.

    kalkıp saçma sapan mesajlar atmayın, haysiyetsizliğinizi göstermeyin. evet birader en çok ben üzülüyorum, en çok ben acı çekiyorum.

    tolstoy'un dediği gibi "acı duyabiliyorsan, canlısın. başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın."

    sizler canlı olabilirsiniz ama ben insanım! benim gibi bu başlıkta olanlar da insan! bu ülkede eminim sizin gibi "canlılar"ın çokluğu kadar bizim gibi "insan"lar da var.

    sizin gibiler olduğu için, hiçbir şeyi umursamayıp, gamsız olan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler olduğu için, haksızlıklara, adaletsizliklere sesini çıkarmadığı için felaketler başımıza geliyor. şimdi instagram storyleriniz ve kafelerde nargileleriniz ile canlılığınıza devam edin.

    ++++++++++++++++++++++++++++++++

    1 haftadır doğru dürüst yemek yiyemezken, bir çayı bile güç bela içerken, gözümüzün önüne depremzedeleri, enkaz altındaki çocukları getirirken biz duyarlı insanlar, bugün yolda hangi kafenin önünden geçsem masalar dolu. masalarda bir de nargileler.

    ne çok duyarsız insan var, ülke bu haldeyken, herkes birilerine yardım etmenin derdindeyken anlayamıyorum.
  • biz karnımız doydu diye utanırken millet keyif sefa yapmaya devam ediyor, nasıl bu kadar gevşek olunabiliyor cidden anlam vermek güç.
  • ateş düştüğü yeri yakar diyenlerin, sırası bekleyen odundan farkı yoktur. insan olun, insan kalın bir zahmet.
  • ülkede deprem felekati olmuş ilk gün televizyonda hala film, dizi vs. yayınlayan kanallar vardı, tümünü favori liseainden çıkarttım.

    bir laf vardır bunlar için (bkz: dunya sikine minare gotune)
  • boykot diye hönkürdüğünüz starbucks'ta bugün uzun kuyruklar vardı. masalar doluydu.

    (bkz: oyna devam)
  • en azından bir hafta sabredilebilirdi. belki de bir kahveye verilecek para ekstra depremzede kardeşlerimize gönderilebilirdi.

    şu an hepimiz ölüm sayısına bakıyoruz, ancak ortada çok ciddi bir maddi kayıp var. bu yaralar, bu kayıplar kolay sarılmayacak. yaşayan herkes her şeyini kaybetti. belki bizim için bir kahve parası dediğimiz paralar birleştiğinde ciddi tutarlara ulaşacak.

    belki bana kızacaksınız, ancak biraz empati kurun. lütfen...
  • yahu gitsin insanlar istediği yere. ne diye karantinaya alsınlar kendilerini. zaten psikolojiler iyice bozulmaya başladı. yargılamayın artık kimseyi.
  • başlık açmak isterken yazara teşekkürler dikkat çekmiş. var böyle bir şey. herkes değil tabi hangar ve depolarda uyumadan nöbetleşe koli taşıyan, tır, kamyon bulan gönüllüler de var. ama hiçbir şey olmamış gibi takılan da. zaten yakın zamanda kavga ettim evinde party veren bir gerizekalıyla. yarınları yokmuş gibi kafayı çekip, gülüp eğleneniyorlae amk ayyaşları. dışarı çıktım

    durum dışarıda da aynı. boykot diye bağrıyoruz* insanlar umursamadan takılıyor yavşaklar. ama batı'daki kardeşlerim bak size de deprem gelebilir. insan biraz empati yapar ya. ne vicdansız duygusuz hain insanlar var lan. sığınacak bayrağınız yok vatansızlar.

    ben eminim daha deprem olduğundan bile haberi olmayan yarrak kafalılar vardır. abi ne diyeyim? suriyeli, afgan yağmacı meselesi değil bu tablo net ıyiler ve kötüler var. siz kötüsünüz oğlum.

    içimizde çok kötü vurdumduymaz mahlukat var. kimse bana gelip "insanlar öyle kafa dağıtıyor size ne" falan demesin. bir haftadır ne yaşadığımı bir ben bilirim. sikerim duyarınızı. millet ailesini, akrabasını, dostunu, komşusunu kaybetmiş. küçükken büyüdüğü mahalle yok olmuş. memleketim diye kokusunu çektiği şehir yerle bir olmuş. 10 tane il artık ölü kokuyor. tuttukları yas yetmemiş, buz gibi soğukta battaniyesiz kalmışlar. eli silahlı talancı, yağmacılarla savaşıyorlar.

    hala edepsizce bağıra çağıra gülen şarkı söyleyen canavarlar var. hele dalga geçenler bana denk gelse net tutuklanırım.

    ama sizi doğurup büyüten aileyi sikeyim. insanlık görmemişler.

    edit: insanlara karışmayın diyip 260 fav alan arkadaşım biz kansız değiliz yarın sizin üzerinize binalar yağmur gibi çöküp, yardım diye tepinirken biz kendi keyfimize, eğlencemize bakmayız. bakın paşam bakın. gezin, tozun eğlenin başınızdaki tüm bu belalara böyle teoki verdikçe sizle daha çok oynarlar.
  • muhtemelen beni de görüp bu şekilde yargıladığın durum.

    evde kahvaltı yaptıktan sonra yardım toplama merkezine gidip orası kapanana kadar gönüllü olarak çalışıyoruz. akşam da açlıktan öldüğümüz için arkadaşlar ile muhabbet edip yemeğimizi yiyoruz.

    sen de dışarıdan bizi görüp ohh gençlerin keyfe bak dedin
  • dostum kahveyi keyiften değil acıları üzerimizden atmak için içiyoruz arkadaşlarımızla
hesabın var mı? giriş yap