• misafirlik gibi ciddi bir olayın, toplumumuzun çoğunda, geleneklerinden ötürü ol-a-mayan edep çoğulu olgu ve bu olgunun kuralları bütünü.

    1) pazar günü misafirliğe gi-dil-mez.
    2) pazar günü misafir kabul e-edil-mez.
    3) misafirliğe gidilmeden önce, gidilecek olan kişi telefonla a-ra-nır, müsait olup olmadığı öğrenilir.
    4) misafirliğe eli boş gidilmez.
    5) yemeğe gidiliyorsa geç kalınmaz. illa kalmak istiyorsanız aç kalınız.
    6) gece saatlerine kadar oturulup, ev sahibi komaya so-kul-maz.
    7) misafirliğe çocuk götürülmez, götürülüyorsa uyku hapı verilmek suretiyle gidilen evin harap olması önlenir.
    8) unutmayınız ki çocuklarınız, misafirlikteki davranışlarıyla sizi temsil ederler, bu yüzden televizyon sehpası ke-mi-ril-mez.
    9) misafirliğe kalabalık gidilmez. çağrılan kişiye, evde kimlerin olacağı nezaketen söylenir.
    böylece gelen kişinin evde dumur olmaması sağlanmış olur.
    10) su isteyen misafire, kristal bardakta servis ya-pıl-maz. görgüsüzlüktür. hem orası kraliyet sarayı, misafir de fas kralı de-ğil-dir.
    11) misafir geldi diye mutfaktan çıkmayan hanımlara özel psikolojik testler uygulanır. bu testlerdeki başarı notuna göre, durum değerlendirilir.
    12) bilinmelidir ki; misafir evinize yemek yemeye gelmemiştir. bu sebeple otu boku servis yapıp, mide kramplarına sebebiyet vermek tck'ya göre süründürülme sebebidir.
    12-a)1. bend > olası servis sıralaması ve muhteviyatı şöyle ol-ma-ma-lı-dır;
    *kahve
    *arkasına çay
    *2.çay yanına pasta börek çörek
    *3.bardağın yanına kuruyemiş
    *çaylar bitince meyva suyu
    *meyva suyun yanına tatlı (baklava, şöbiyet vs..)
    *misafirin gidilmesine yakın saatlerde son olarak meyve (bazı yörelerde bu misafire kalkın gidin .mına koyım anlamına gelmekte)
    13) "bizi davet ettiler, siz de gelsenize" şeklinde, evsahibinin haberdar olmadığı, diğer 3. şahıslara bilgi verilmez, verenler dombilidir.
    14) misafirliğe gidilen günde, televizyonda hangi programın olduğu merak edilmez, biliniyorsa açın da izleyelim de-nil-mez. zerda, bir istanbul masalı, kurtlar sofrası gibi bilimum gubik diziler kitlenmiş bir vaziyette seyredilmez, çok gerekiyorsa göz ucuyla takip edilmelidir.
    en makbulü tabi ki tv nin hiç açılmamasıdır.
    15) ortalıkta sürekli gezinen ve özenerek aldığınız süs eşyalarını parçalayan seferi çocuklar, deve çiftesi* yöntemiyle pankreaslarına zarar verilebilir. şiddetle tavsiye edilir.

    16.06.2004 tarih ve 4523 sayılı resmi gazetede yayınlanan bu kanun , işbu tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir. insanca yaşamak ve misafir ağırlamak isteyenlere hayırlı uğurlu olsun.
  • bu misafirlik adabında en çok takıldığım konu çat kapı sendromu! birdenbire çıkagelen bir takım insanlar! sabah saat 8, akşamüstü 5, gece oturması 10! halbuki telefonun icadı epey eskiye dayanıyor. kullanmaya alışmış olmak lazım ama her bünye aynı çalışmıyor işte demek ki. "müsait misiniz" diye sormayacaksan bile biz geliyoruz diye haber ver bari! belki ona göre duş saatimi ayarlayacağım, o gün belki depresyondayım mutsuzluktan geberiyorum sana başka gün gel diyeceğim, belki şu belki bu... çat kapı misafirliğin ev sahibini zora soktuğu pek çok durum var. hiçbir şey olmasa evime birinin geliyor olacağına kendimi hazırlayacağım, iki yastığı düzeltip bir muz kabuğunu sehpadan alıp çöpe atacağım!

    bu durumun yarattığı en önemli olumsuzluk da, kapıyı çatan kişiye olan saygıyı yerle bir etmesi... çat kapı yapmayalım, yapanları uyaralım! medeniyet, saygı bunlar önemli şeyler değil miydi?
  • misafirlige gidilen evin ebeveynlerinin yatak odalarina girilmez.
    eskiden girilmezdi yani. hani topun kaçsa alamazsın, öyle bi yasak bölge!
  • sözde "hazırlık yapmak zorunda kalmasınlar" diye kısa süre önce haber vermek ince düşüncelilik ya da nezaket değildir. görgüsüzlük ve düşüncesizliktir. insanımıza sadece şunu öğretebilsek hayat daha kolay ve huzurlu olacak.
  • bana ailem tarafından öğretilen şudur ki, misafir olunan evin, ev sahibi özellikle yardım istemediği sürece, mutfağına girilmez, mutfak dolapları açılmaz, buzdolabına dokunulmaz bile. ama son zamanlarda görüyorum ki çayını içeceğini kendi almak, sorma gereği bile duymadan gelip servise yardım etmeye kalkışmak, hatta bulaşıkları makineye yerleştirmek* insanların normal algıladığı şeyler olmuş. evime gelen 3 kişiden 1'i böyle. hayır yani dışarıdan görgüsüz gibi durmayan tipler üstelik. usuller mi değişti benim bildiğim mi yanlış anlamadım ama çok itici değil mi ya? ne işi var misafirin mutfakta işte, ev sahibi kim belli olmuyor. üstelik, teşekkür edip ben hallederim denmesine rağmen yok yok aşk olsun diye cevap verip devam edenler var yav. bi daha davet edesi gelmiyor insanın :/ çok çirkin.

    bir de, yanında ev ayakkabısı götürmek var. güne giderken terliğini ayakkabısını götüren teyzeler ile hiç alay etmeyin yani, gerçekten olması gereken bi şey bu. özellikle yatıya kalınıyorsa akşamdan sabaha ev sahibinin verdiği terlikle gezmek hoş değildir. ama bu da yavaş yavaş azalıyor gibi. eve her gelenin giydiği terliği nasıl giyiyorlar anlamıyorum :/
  • daha karpuz kesecektik cümlesini duymadan misafirliğe son vermeyi gerektirir.
  • misafirlikte bir başkasının ayakkabısına basıp ayakkabı giyilmez
hesabın var mı? giriş yap