• "gece çok çabuk gelse de yıllarca sürecek öğleden sonramız var."
  • ölümü güzel göstermeye çalışan new age zırvalarına karşın ,
    kitap, ölümle yüzleşip, hayatın her anını güzel geçirmemizi öneriyor

    ''pek çok insan ölüm borcunu ödememek için hayat kredisini kullanmayı reddeder''

    otto rank
  • altıncı hikaye olan macar kedinin lanetinin de hafifi
    bir polisiye yön bulunmaktadır işin ilginci hikayede bir kediye terapi yapılmaktadır.
  • varoluşçu psikoterapist kimliğiyle tanınan irvin d. yalom un yaşanmış psikoterapi öyküleri,hayali psikoterapi öyküleri ve kafasında kurguladığı birkaç masal tabanlı fantezik psikoterapi öykülerini geçiş sarsıntısı hissettirmeden bağladığı kitabıdır. kitapta yazarın yaşamınca yediği, içtiği, gezdiği gördüğü, okuduğu,duyduğu,ailesel olarak aktardığı birçok şey ile ilgili gönderme bulunmaktadır. kitaptaki üç vecize ise belki hayatın ve kitabın çok güzel bir özeti olabilir:

    ''hangisini seçeceksin : akıllı delilik mi yoksa aptalca akıllılık mı?'' cervantes

    ''eğer daha iyiye giden bir yol varsa, mutlak en kötüye bakıştan geçmektedir'' thomas hardy

    ''bazı kişiler ölüm borcundan kaçınmak için hayat kredisini reddederler'' otto rank
  • momma and the meaning of life
    bir irvin yalom kitabı.
    1999
  • psikoterapi öykülerini içeren bir irvin yalom kitabıdır.
    bir nevi başucu kitabımdır.
  • "düşündüğün gibi değil sonny," diye devam etti. "anlamadığın bazı şeyler var, tersine çevirdiğin bazı şeyler. o rüyayı, yani benim kalabalıkta dikilip senin vagonda gidişini seyrettiğim, senin bana seslenip el salladığın ve hayatta nasıl olduğunu sorduğun rüyayı biliyorsun?"
    "elbette rüyamı hatırlıyorum anne. her şey orada başladı."
    "senin rüyan mı? ben de sana bunu söylemek istiyorum. hata burada oyvin - benim senin rüyanda olduğunu düşünmen. o rüya senin rüyan değildi sonny. benim rüyamdı.
    annelerin de rüyaları olur."

    ilk hikayenin son kısmını, özellikle son cümlesini metroda ağlaya ağlaya okuduğum kitap. henüz bitirmedim ama, bitirmek için de ciddi ciğer gerekiyor sanırım. yukarda da söylendiği gibi, bazı şeyleri hafife alan değil: her şeyi bütün gerçekliğiyle insanın suratına çarpan bir kitap bu. kasıtlı olarak da yapılmıyor. gerçekler, bunlar. umarım herkes okur. güzel hikayeler var içinde, çıkarılması belki de çıkarılmaması gereken dersler.

    melodimizi de koyalım.
  • şu an ellerimde olan kitabım.

    okumak, okumak, okumak,
    her daim yaptığım, asla sıkılmadan yapacağım.

    çok çok güzel, akıcı, kapağında bir tekir kedi ve kelebek.
    sanki kedi-kelebek dövmeme atıfta bulunuyor yalom.

    okumaktan müthiş zevk alıyorum.

    ekleme:
    en son öykü, macar kedinin laneti, enfestir..
  • "hayatın anlamı? benim hayatımın anlamı. annemin masasına yığılmış olan kitaplar böyle bir soruya gösterişli yanıtlar içeriyor. 'biz aslında bir anlamı olmayan, evrene fırlatılmış olmanın verdiği rahatsızlıkla baş etmek zorunda olan, anlam arayan yaratıklarız,' diye yazıyordum. sonra nihilizmden kaçınmak için çifte göreve girişmek zorundayız, diye açıklıyorum. önce bir hayatı desteklemeye yetecek kadar sağlam olacak bir hayat anlamı projesini icat etmeli ya da keşfetmeliyiz. sonra, icat etme eylemimizi unutmanın bir yolunu bulmalı ve kendimizi hayatın anlamı projesini icat ettiğimize değil keşfettiğimize - bağımsız bir "dışarıda bir yerde" var olduğuna ikna etmeliyiz."

    "doktorların nesi var? neden yalnızca varlıklarının bile önemli olduğunu anlamıyorlar? diye sordu bana. neden önerebilecekleri başka bir şey olmadığı anın kendilerine en fazla ihtiyaç duyulan an olduğunu fark etmiyorlar?"

    "soru: biz şifacılar aklı başındalığı nasıl devam ettirebiliriz? cevap: ikiyüzlülüğü geliştirmeyi öğrendiğimizde."

    "kısır döngüyü kırmana yardım etmemin tek yolu bir şeylerin olmasına neden olan şeyin senin içinde olup olmadığına odaklanmandır."

    "temel bir psikoterapi kuralını bozmuştum: teklif edecek daha iyi bir şeyiniz yoksa
    hastaların savunmalarını ellerinden almayın."

    daha evvel nietzsche ağladığında ve divan romanlarını okumuştum. bu kitabı da diğerleri gibi çok güzeldi. bazı bölümlerinde gerçek terapi hikayelerini kullanmış, kurgularında da hep bir gerçeklik payı vardı. terapistlerin bizim için biricikliği onların bize bakış açısı, bazen profesyonelliğin sınırında kalan onları da derinden üzen vakalar filan. emek isteyen ve duygu yükü çok ağır olan bir meslek hatta yaşam şekli. yazarı okumaktan keyif alıyorum, sırada güneşe bakmak kitabı var merak zamanını beklediğim.
    bu kitap içinde geçen bir çok yazar ve eseri vardı, gözüme takılan yazarlar şöyle;

    thomas mann , charles dickens , tolstoy, robert musil , heinrich von kleist, heinrich böll.
  • neredeyse 314 sayfanın tümünün altını çizerek okumak istediğim kitap.o kadar çok not aldım ki okuduktan sonra iki kez taramak zorunda kaldım. (bkz: güneşe bakmak ölümle yüzleşmek) ten de daha çok beğendim. keşke psikoloğum o zor dönemimde onu değil de bu kitabı önermiş olsaydı.
hesabın var mı? giriş yap