• evet, vardır böyle bir şey.
    mühendislik bir bilim değil bir metottur. dolayısıyla mühendisler de metotçulardır.
  • bilimi öğrenmenin, bilim öğrenciliğinin "bilim adamlığı/kadınlığı" sayılmadığı yönünde bir söylem. mühendislik eğitimi alıp bilim alanına yönelen, akademide çalışan insanlar yokmuş gibi söylenmiş biraz da. ama mühendislik okumayla bilim insanı olunamayacağı, sadece bunun yetmeyeceği, şirketlerde masa başı iş yapan mühendislerin de bilincinde olduğu bir haklılık payı getirir
  • kesin dilci bu arkadaş. alın bunu burdan.

    hey dostum bu arada elindeki bilgisayarı, telefonu çöpe at. mektup ile haberleşmeye devam et. sana telgraf bile fazla.
  • mühendislik yapmalarına engeldir. bilim adamı gibi düşünen bir mühendis dosdoğruyu arar. mühendislikte “yeterince doğru” genellikle yeterlidir.
  • ezik fen fakültelileri çılgına çeviren durum.
  • formasyon almaya çalışan ana bilim dalı mezunu teorisyenlerin beyanatıdır. dikkate şayan bir durum değildir. sallamayınız efenim.
  • bir muhendis olarak gorusum su yonde.

    muhendis hesaplayan adamdir, hesaplama sistemlerini gelistiren adam degildir. en azindan gorevi normal kosullarda bu degildir. bu gorev fen fakultesi mezunlarina duser. onlar kuramlari ve sistemleri olustururlar, muhendis ise onune konulan sorunu cozmek icin bu sistemlerden hangilerini hangi sira ile hangi kesinlik ve ustalikta kullanmasi gerektigini cozer.

    ama bu demek degildir ki muhendis sadece hesaplayan birisi olarak kalmalidir. eger kisisel meraki da var ise bilimsel kuramlarin olusturulmasinda da etkin rol oynayabilecek sekilde kendini egiterek katkida bulunabilir.

    modern matematigin, mekanigin ve optigin babasi olan newton, gunumuzde bilim insani olarak degil felsefeci olarak anilan decartes in kitabindan ve notlarindan buyuk oranda yararlanmistir. bilim belli fakulte mezunlarinin tekelinde olan bir konu degildir aksina insanligin ortak mirasidir ve her insanin ilgi duymasi ve aktif rol almaya hevesli olmasi gereken bir konudur.
  • mühendisliğin metotları bellidir, hesabını yapar ve geçer. bir bilim dalında ise bu kadar keskinlik yoktur, hesap ile sadece yaklaşımlar elde edilir, ortaya birşey çıkarılmadığı sürece yapılan hesap kağıt üstünde kalır, gerçeği yansıtmaz. deneyip görmediğin sürece birşey elde etmezsin, ve deneyin sonucu alacağın sonuçların hesaplarınla tutacağının hiçbir garantisi yoktur, ki tutmaz da. bu yüzden birçok bilim insanı araştırmalarını yayınlamadan önce verilerini manipüle eder.

    mühendislik ile bilim arasında ciddi farklar var. bir mühendis hesabını yapar, sonrasında ortaya çıkarılan iş de o hesaplarla (çoğunlukla) muntazam bir uyum gösterir. hiçbir mühendisin yaptığı projenin tasarladığı gibi sonuç verip vermeyeceği sorusuna 'kısmet' yanıtını verdiğini göremezsiniz. 'tabi lan manyak mısın' derler genelde.

    hem bilim hem de mühendislik dalı bir alan okuyorum, bölümümün bilim kısmına mühendislik kısmından daha ağırlık veren biriyim.

    özetle mühendisler önce yazar sonra yapar. biz bilimciler ise önce yapar sonra yazarız.
  • mühendisle bilim insanı arasında tek fark mühendisin paranın ne olduğunu bilmesidir. hunharca para harcamaz, harvayamaz, yaptığı işten kar etmesi gerektiğini bilir.
    bilim insanının para umrunda değildir, gerekirse bir kurbağa için milyon dolar harcar.
    dolayısıyla ikisinin de kafası çalışır ama birbirlerini anlamazlar.
  • ar-ge denen oluşumu gerçekleştiriyorsa bilim insanı der, hakkıdır. mesela abd'de "bilgisayar mühendisliği" yerine "computer science" bölümleri vardır. buradan da anlarsınız aslında mühendis değil de scientist yetiştirdiklerini. aynı şekilde bir makina mühendisi şu ana kadar gerçekleşmemiş bir şeyi yapıyorsa, ya da gerçekleşmiş olan o şeyi geliştirip daha zor şartlar altında çalışabilir hale getiriyorsa, yani bu işin içine beyin koyuyorsa bu adam bilim adamıdır. yani sözüm ona aslında böyle demek kötü bişey diye sallamadan önce aynı kişinin hem bilim insanı hem mühendis olabileceğini unutmamak lazım.
hesabın var mı? giriş yap