• bir jeet thayil eseri.

    edit: kitabı daha yeni aldım. işbu entry kitap okunduktan sonar edit'lenecektir.

    farklı bir dünyanın farklı ruhlarını anlatıyor bu roman. lakin uyuşturucu bağımlıları, torbacılar ve transeksüeller hiç olmadığı kadar tanıdık; hikayenin geçtiği bombay şehri doğup büyüdüğünüz şehir kadar sıradan bir hal alıyor. bittiğine üzüleceğiniz cinsten bir eser.

    not: kitabın bir yerinde blade runner'dan bahsetmesi de benim gibi philip k. dick hayranları için güzel bir ayrıntı olmuş.
  • 2015 ingiltere yapımı bilim-kurgu, gerilim, gizem filmi.

    http://www.imdb.com/title/tt1957938/
  • hindistan'ın son afyonhanelerinden birinde geçen çerezlik bir kitap. yeraltı edebiyatının olmazsa olmazları translar ve diğer birçok item de var ancak bir yeraltı klasiği gibi sarsmıyor.

    yer yer güzel tartışmalara yer verilmiş olsa da genel olarak güzelleşen kafaların o an onlara muazzam gelen aslında sıradan olan diyaloglarını içeriyor. afyonun popüler olduğu zaman ile başlayıp kimyasalın piyasaya giriş dönemi ve sonrasında gelişen olayları da anlatıyor.

    varsa okuyun yoksa da çok şeyapmanıza gerek yok.
  • elbisesini düzeltti ve isa heykelini selamladı. böyle selamlamayı nereden öğrenmişti? isa'nın önüne bir sandalye çekti, ayakkabılarını çıkardı ve sandalyeye çıktı. parmak uçlarına kalkınca isa'nın eline dokunabiliyordu; alnını işaret parmağına dayadı. isa'nın dudaklarının pembe ve mavi olduğunu fark etti, tuhaf dudakları vardı, tabutunda sergilenmek üzere beceriksizce makyaj yapılmış bir ölünün dudakları gibi. saçları kirli ve gözleri yorgundu. yüzünde gülümsemeden eser ya da hayatının muazzam bir mücadeleden ibaret olduğuna dair bir ima yoktu. neye karşı mücadele etmişti? kendisine, kendi korkaklığına ve değersizliğine ve hepsinin ötesinde, kendi utancına karşı. dimple, isa'nın her gününün uyandığı andan uyuduğu ana kadar çileyle dolu olduğunu biliyordu çünkü gözlerinin altında morluklar vardı ve pek de dinlenebilen birine benzemiyordu. yaraları dramatik ve gösterişliydi, asla iyileşmeyecek, her zaman açık kalacak film yıldızı yaraları gibi ve başındaki tacın dikenlerinden gözüne ve renkli dudaklarına kan akmıştı. birden isa'ya karşı o kadar derin bir şükran duygusu hissetti ki oturdu ve elleriyle yüzünü kapadı. sonra tekrar kafasını kaldırıp yukarı baktığında, isa'nın ağzından kelimelerin süzüldüğünü gördü, gerçi dudakları hareket etmiyordu ama kelimeler dumanla yazılmış gibi görünüyordu. dimple'ın kolaylıkla okuyabildiği ingilizce kelimelerdi bunlar: beni sev çünkü bende senin gibi zavallı ve yalnızım.

    jeet thayil / narkopolis
  • jeet thayil'in yazdigi, the man booker prize 2012 adayligi bulunan, dsc prize for south asian literature odulunu alan roman.

    kahramanimiz, new york'ta derde girdikten sonra yola gelmesi icin bombay'e gonderilir. prologue'undan itibaren 'ozenle' bin atli kostururcasina, akarak, arsinlayarak anlatiyor hindistan yeralti dunyasini. ben de yeni aldim. prologue'unu ve ilk bolumunu okudum. okusam da diyeceklerimden ve anladiklarimdan yine de emin olamam ama beat generation etkisi seziyorum. kerouac ve burroughs'a selam. bendeki baskisi faber and faber'dan. 7.99 sterlin.
hesabın var mı? giriş yap