• külliye, eminönü ilçesinde, çemberlitaş’ın kuzeybatısında, bizan döneminde constantinus forumu olarak adlandırılan alanda kapalıçarşı girişinde yer almaktadır.
    nur-u osmaniye külliyesi istanbul kent silüetinin en barok yapısı olan camii ile hem kent alanlarının kullanılışındaki tarihi sürekliliğinin, hem de osmanlı imparatorluk kültüründe yeni bir dönemin en güçlü simgesidir.
    i. mahmud’un cami, imaret, medrese, kütüphane, türbe, sebil, çeşmeyi çepeçevre dolaşn dükkanlardan oluşan külliyesi ocak 1749 – aralık 1755 tarihleri arasında inşa edilmiştir. i. mahmud’un 1754 yılında ölümünden sonra cami sadrazam mehmed said paşa’nın çabalarıyla tamamlanmıştır.
    camide namaz mekanının ana strüktürü tek kubbe ile örtülü klasik dörtgen baldakendir. dikdörtgen yerine bir elips havası veren poligonal avlu, cami tasarlanırken barok modellerden esinlenildiğini göstermektedir.
    cami planında nur-u osmaniye’yi diğer camilerden ayıran özelliklerden biri mihrap çıkıntısının poligonal biçimidir. osmanlı camilerinde yapı içinde genellikle poligonal olan mihraplar, dışarıdan dikdörtgen bir niş içine yerleştirilirler. sinan’dan bu yana mihrapları çıkıntılı çok yapı olmakla birlikte dışarıdan poligonal büyük cami mihrabı ilk kez burada yapılmıştır.
    caminin plan özelliklerinden biri olan bir uzun rampa ile hünkarın dairesine ve mahalline çıkılıması, yeni cami ve sultanahmed cami örneklerinin devamıdır. avlu tasarımında normal bir son cemaat mahalline poligonal bir revak eklenerek, osmanlı mimarisinde başka bir eşi olmayan bir yan açık mekan elde edilmiştir.
    caminin iç bezemesinde yazılar önemli bir yer tutar. caminin içinde en alt sıra pencereleri üzerindeki oval madalyonlar o çağın ünlü hattatlarının yazıları ile süslüdür. nur-u osmaniye cami dış mimarisinin geometrisinde edirnekapı’daki mihrimah sultan cami’nin orta kubbeli mekanın dış tasarımının, çok değişik bir biçim vizyonu ile yineler. bütün yapıya egemen olan kubbeli, kare, baldaken, etrafındaki kubbeler arasında büyük bir plastik etki ile yükselir.
    eğrisel kemerlerin “s” ve “c” gibi dönemin karakteristik eğrileri ile bitirilmesi ve bütün bunları çevreleyen barok profiller ve taş bezemeler, her öğenin sıkça yinelenmesi ile elde edilen barok özellikler külliyeyi dünya mimarisinde eşi olmayan kendine özgü bir barok yapıt haline getirir.
    istanbul’da minarelere kurşun yerine taş külah koymanın da nur-u osmaniye ile başladığını kabul edebiliriz.batı’da küresel yapıları sonlandıran bezemesel taş öğelerin bir değişik örneği nur-u osmaniye cami minarelerine gelmiştir.
    caminin güneyinde doğuda medrese, batıda imaret yan yana inşa edilmişlerdir. medrese klasik bir planla, bir revaklı orta avlu çevresinde toplanan odalardan oluşan bir yapıdır. nur-u osmaniye külliyesi’nin özgün bezemesel ayrıntıları dışında, bu medreseye karakter kazandıran özellik revağın klasik medreselerin aksine, çok yüksek ve dar açıklıklardan oluşan, alışılmamış oranlarıdır. imaretin planı asimetriktir. küçük avlunun ilginç bir planı vardır. asimetrik giriş hacmi, biri büyük diğeri küçük bir kemerle avludan ayrılmaktadır. avlunun bir duvarı, doğrudan medreseye bitişik ve sağırdır. girişin karşısına gelen duvarın orta kısmı geri çekilerek üç kenarlı bir poligon parçası haline getirilmiş ve yan kenarlarda mutfağa ve medreseye geçit veren hacme kapılar açılmıştır. güneye büyük mutfak ve ilginç bacaları batıya çift kemerlerle pekiştirilmiş beşik tonoz örtülü uzun aşhane yerleştirilmiştir. avlunun giriş tarafında bir küçük kapıdan yapının bodrumuna inilmekte, diğer yanında ise aşhaneden önce küçük bir servis odası bulunmaktadır. bugün imaretten medreseye bir kemerle geçilmektedir. fakat özgün tasarımda, bunların birleşik olup olmadıklarını belirleyecek bir araştırma yapılmamıştır. nur-u osmaniye külliyesi’nin kent içindeki görsel etkisi içinde bu imaretin bacalarının özel bir yeri vardır. bu bacalar, sinan’ın topkapı sarayı mutfaklarında sergilediği anıtsal ve barok etkiyi, kendi ölçülerinde, bu çevrede gerçekleştirmektedir.
    günümüzde medrese ve imaret yatılı kur’an kursu olarak kullanılmaktadır. bütün medreseler gibi bu yapı da, revakları camekanlarla kapatıldığı için özgün etkisini yitirmiştir.
    plan açısından kubbe örtülü kare ve önünde üç kemerli bir revak olan klasik şemalı bu türbe karenin köşelerine yerleştirilen ağır dairesel ayaklar ve bunların saçak kotu üzerinde yükselen silindirik kulecikleri, kubbe kasnağının eğik planda oluşunu ve köşelerinde plastrlarla barok bir etki kazanmıştır. türbenin dış mimarisinde kubbe kaidesinde dolaşan büyük barok korniş ve kornişi çatı üzerinde yükselen kemer karakteristik geç dönem italyan baroğu motifleridir. i. mahmud için yapılmış, fakat inşaat bitmeden öldüğü için tahta çıkan kardeşi iii. osman camiye kendi adını verdiği gibi, kardeşini de babası ii. mustafa gibi valide turhan sultan türbesi’ne gömdürmüştür. fakat kendisinden sonra tahta geçen iii. mustafa da, iii. osman’ı bu boş türbeye gömdürmemiş, buraya iii. osman’ın annesi şehsuvar valide sultan gömülmüştür.
    nur-u osmaniye kütüphanesi türkiye’de barok tasarımının en özgün örneği olduğu kadar en güzel kütüphane tasarımı da sayılabilir. büyük anıtsal cami geleneğinin tipolojik ve litürjik baskısından kurtulamayan mimar burada çok daha serbest davranabilmiştir. kütüphane iki bölümden oluşmaktadır: ortası dört serbest sütunun taşıdığı bir kubbe ile örtülü ve uzunluğuna gelişmiş çok kenarlı poligonal bir hacim içinde, duvarların hareketini izleyen elegan revaklarla bir çevre koridoru oluşturulmuştur. kubbe iki yanda düz dilimli yarım kubblerle desteklenmiştir. revaklar aynalı tonozlarla örtülüdür. içeride ve dışarıda duvarların ve pencerelerin gerçekten barok yapı görmüş bir mimarın yapabileceği çeşitli yön değiştiren plastrlarla vurgulanan tasarımı, sütun başlıkları ve kemerlerin özgün biçimleri nur-u osmaniye kütüphanesi’ni en önemli barok örneklerden biri haline getirmektedir. bu esas kütüphane hacmini, herhalde hafız-ı kütüb için düşünülmüş uzun bir poligonal oda eklenmiştir. kütüphanenin yükseltildiği platformun altında bir kısmi bodrum vardır. bütün bu karmaşık plan düzeni ve kütüphaneye dış avludan çıkan merdivenlerin kütüphaneye girdiği köşeler çok yetenekli bir tasarım ustasına işaret etmektedir.
    sebil kalisk bir plan düzeni içinde, olağanüstü zengin eğrisel kornişli profilleri, kartuşlarının üç boyutlu tasarımı, sütun başlıklarındaki politleri üzerinde deniz tarağı motifleriyle adeta iki katlı bir başlık yaratılması, saçağı ve eğrisel öğelerden oluşan bir tür natüralist arabesk desen demir şebekeleriyle barok zevkin, külliyenin diğer yapılarında da görüldüğü gibi, türkiye’de eriştiği en plastik gösterilerden biridir. çeşme de kısmen tahrip olmakla birklikte çifte gömme sütunları ile açık bir batılı barok tasarım sergiler. cami aynasının ortasındaki çok büyük kartuş, italyan baroğundaki uygulamaları anımsatır. bu çeşme ve sebil, plastik öğeleri ve kabartma teknikleri ile türkiye’de yetişmiş bir sanatçının elinden çıkmış olmaları kolay kabul edilemeyecek yabancı etkiler göstermektedirler. bunlarda kullanılan barok ve rokoko kökenli motifler istanbul’da 1730’lu yıllardan bu yana kullanılmakla birlikte, bundan önce böyle bir plastisiteye ulaşıp ulaşmadıkları gibi, bundan sonra da daha çok rokoko nitelikli bir zevk ile daha hareketli, fakat daha az plastik bir görüntü ile karşımıza çıkacaklardır.
    nur-u osmaniye külliyesi, mahmud paşa külliyesi’nin güneyinde ve ona çok yakın bir suni teras üzerine yerleşmiştir. bu terasın alt yapısı oldukça derin bir temel sistemine oturur. terasın altında, avlunun üç tarafına arazinin kuzeydoğuya doğru olan eğimine uyarak değişki boyutlarda çok sayıda dükkan yerleştirilmiştir. bunlardan güneybatıda kapalışçarşı tarafında onların önünde aşağıya doğru giderek yükselen bir revak dizisi vardır. yüksekliğin olanak verdiği yerlerde dükkanlar üzerine hücreler yapılmıştır. kuzeybatı cephesi ile, kuzeydoğu cephesinin bir bölümü de iki katlıdır. hünkar mahfiline çıkan rampanın yol tarafında da yüksek dükkanlar yapılmıştır. aynı şekilde medresenin yol tarafında dükkan sıraları vardır. nur-u osmaniye vaziyet planının ilginç özelliklerinden biri dış avlunun güneyinde, camiyi arkadaki hanlardan ayıran iki kat yüksekliğindeki sağır ve yüksek duvardır. bu mekan sınırlarıyla özgürce oynamaktan hoşlanan barok tasarımın türkiye’deki en erken örneklerinden biridir. istanbul camileri içinde nur-u osmaniye külliyesi kendi içindeki konumundan kaynaklanan özel bir yeri vardır. kapalıçarşı ile en önemli ulaşım akslarından biri olan cağaloğlu caddesi arasındaki ulaşım caminin avlusundan geçer. bu, cami avlusundaki etkinlikleri çeşitlendirir. m. cezzar, 1750 yangınından sonra kapalıçarşı’da zarar gören bütün dükkanların bu işe tahsis edilen bir mimar eliyle i. mahmud tarafından kargir olarak yaptırıldığını yazar.
  • küçükken, sanırım ilkokul 4 gibi türkiye çocuk dergisine abone imişim. hayal meyal hatırlıyorum
    son sayfadaki bulmacayı çözer zarfa formu yerleştirir, koşturarak postaneye giderdim annem camdan bakarken. adres: nur-u osmaniye caddesi idi. anlamını bilmiyordum , nur ne osman neden kullanılmış. ama çok merak ederdim neresi olduğunu. büyülü bir yer gibi gelirdi bana. dergide okuduklarımla birleşirdi çoğu zaman. yıllar sonra 2 sene önce bir arkadaşla buluşmak için çemberlitaşta bekliyordum. arkadaş geldi. yürümeye başladık. karşımdaki camiyi sordum. nur-u osmaniye dedi. zaman dondu ben durdum. başladım bulmaca çözmeye sobanın üstünde kestaneler kızarırken ve annem lüküs hayat şarkısını mırıldanırken..
  • en az sultanahmet camii kadar göz önünde olmasına rağmen kimsenin gözünün görmediği camii. yarın gidip duvarlarından birine hiltiyle girişsem kimse gelip de sen ne iş yapıyon dayı demez.

    "vardır bir bildiği, restore ediyordur zaar" şeklinde düşünülür. işte koruma anlayışımız budur.
  • yapiminda demir kullanilan ilk osmanli camisidir. ayrica turk barok mimarisinin mekansal anlamda en buyuk eseri sayilir. 26 metre capindaki kubbesiyle istanbul'daki en buyuk kubbeli camilerden biridir. at nali seklindeki ic avlusu ise turunun tek ornegi sayilir.
  • yapımı birinci mahmud tarafından başlatılıp ve fakat ömrü vefa etmeyip tamamlanmadan bu dünyadan göçünce, ismi üçüncü osman’a kalan camiidir. üçüncü osman birinci mahmud’u nuruosmaniye külliyesi içindeki mahmud’un vefat etmeden önce bizzat kendisi için hazırlattığı türbeye defnettirmemiştir. ilahi adalet tecelli etmiş olacak ki üçüncü mustafa da üçüncü osman’ı buraya defnettirmemiştir. ezcümle nuruosmaniye birinci mahmud’un ukdesidir, bu yönüyle hüzünlendirir.

    “varalım kûy-i dilârâya gönül hû diyerek
    kokalım güllerini gonca-yı hoş-bû diyerek
    şerbet-i la’l-i hayâli bizi öldürdü meded
    gidelim kûyuna yârin bir içim su diyerek”
  • dönemin batılılaşma eğilimini destekler mimaridedir. kubbede nur suresi 35. ayet yazılıdır. tamı tamına 174 penceresi ile osmanlı'daki en aydınlık camiler arasında sayılabilir.
  • zamanında bizim için tam bir güç gösterisi yapısı olarak görülse de yabancılar için osmanlı'nın çöküşünün başladığını ifade eden yapıdır. dönemin padişahı avrupa'yı yakalayabilmek için avrupa'dan kilise çizimlerini görmek ister, devlet adamları ne kadar engel olmaya çalışırlarsa çalışsın. sonra bilin bakalım bu nasıl karşılanır?
    avrupalılar osmanlı'nın artık kendi özgün yapılarını yapamamaları tezini ortaya atar ve bu camii artık avrupa taklitçiliğinin tam bir simgesi haline gelir. tabi bizler şimdi bunu bu şekilde yorumlayabiliyoruz. ancak o zamanlar çöküşünün başladığını farkında olmayan osmanlı için tam bir güç ve asalet göstericisi bir yapı gibi algılanıyordu.

    yine de her şeye rağmen camiinin eklektikliği (yani birkaç stilde akımı bir arada bulundurması) beni oldukça etkilemiştir. avrupalılar o şekilde görmese de kendine has bir uslubuyla "osmanlı baroğu" denilebilecek bir yapıdır.
  • restorasyon çalışmaları bitmiş, çok da şahane olmuş. şu sıralar, belki de kimsenin açıldığından haberi olmayışından ötürü, pek ziyaretçisi de yok. yani, ruhunuzla olduğunuz kadar bedeninizle de yalnız kalmanızı sağlıyor. kapıdaki kontrol delisi bekçiyi saymazsak eğer..
  • caminin ortasında durduğunuz zaman sol ön tarafta hünkar mahfili ve tam aksi yerde, sağ önde hanımlar mahfili bulunur. büyük kapının üstünde bulunan müezzin mahfili ise arkanızda kalır. iç mekandaki bu mimari unsurlar, birbirini dengeler şekilde yerleştirilmiştir.
  • klasik dönemin sonu osmanlı barogunun başı. bir arada kalmışlığın söz konusu olduğu güzel bir geçiş dönemi camisi.
hesabın var mı? giriş yap