• eve gelindiğinde ödenmemiş faturalardan dolayı elektriğin kesildiğini görmek. o sırada orada bulunan uyanık arkadaşın, "olm kolay lan bu hallederiz" diyerek kabloyu yerine takıp şalteri açmasıyla elektriğin geri geldiğini görüp coşkuyla şaşırmak*. "oha lan nasıl oldu bu dur ben de deniycem" derken, dış kapının anahtar arkada bir şekilde üstümüze kapanması, elektrik problemini çözüp, mal gibi dışarıda kalmak. üstüne bir de kabloyu yerine takmaya çalışırken açık şalterden mütevellit elektrik saatinden ateşler fışkırması. en sonunda son parayı da gecenin bi saatinde nöbetçi çilingir bulup yalvar yakar pazarlık edip çilingire vermek. ha bir de çilingirin işi 3 saniyede çözdüğünü görünce dumura uğramak. ve çilingirin giderken "kartla da açabilirdiniz aslında" demesi...
  • ev alışverişi yapıldıktan bikaç gün sonra eve hırsız girmesi ve 7 kiloluk deterjan* paketini de alıp götürmesi.. ev ahalisinin evden giden diğer döküntü teknolojik nanelere değil sadece bu deterjana üzülmesi..
  • ben ve arkadaşımın evde 2 kişi oturup trt2'de bale ve sanat üzerine bir program izlerken * birdenbire ev sahibinin çatlak kardeşinin kapıyı çalması ve "evde parti veriyosunuz çıksın erkekler dışarı" diye olay çıkarması. adama "gel içeri bak allahaşkına" dememiz ama adamın ısrarla evde parti yapıldığından ve evin erkek dolu olduğunda ısrar etmesi. daha sonra parti sesinin başka daireden geldiğinin anlaşılması. o dairede de erkek öğrencilerin oturması. gerizekalı adamın da " erkek çocuğudur eğlensin garipler" türü bir laf söylemesi ve bize dönüp "sakın parti vermeyin erkeklerle" demesi.
  • ev arkadaşının spora merak salmasından sonra( boks, kickbox vs.), para harcamamak için kum torbasını kendi yapmaya çalışması. sokaktan bulduğu çuvala, yan taraftaki inşaattan getirdiği bir leğen kumu oturup doldurmaya çalışması. bitirdikten sonra bizi çağırıp; " olm şu kum torbasını yardım edin de duvara asalım " demesi ve hep birlikte o kum torbasını, arkadaşın duvara çaktığı 3 çiviye asmamız, kum torbasının patlaması, odanın 50 kilo kum olması, bizim siktir olup gitmemiz ve arkadaşın o kumla birlikte 1 ay yaşaması.
  • ertesi gün ev taşınacaktır. evi toplamak için gelen gudubeth ev arkadaşı c den bir not bulur.
    ''odamı topladım, selçuk'taki arkadaşımı görmeye gidiyorum.''
    saydıra saydıra evin geri kalanı toplanır, ertesi gün okuldan arkadaşlarla ev taşınır.
    son eşyalar çıkarıldıktan 2 dk sonra c sallanarak gelir. selçuktan getirdiği bir çanta dolusu şarap yüzünden dayak yemekten kurtulur.
  • gudubeth siyah beyaz külüstür televizyonun alt tarafında zor günler için kısa camel zulalamıştır.
    ev arkadaşı c sigara tiryakisi olmadığı halde sigara yakıp içine çekmeden tüttürmeyi sevmekte, bu yüzden ona maltepe, yeni harman gibi sigaralar verilmektedir.
    gudubeth eve geldiğinde c yi tv seyredip sigara içerken görür, ilk başta uyanamaz.
    sonradan aklına c nin para verip paket almadığı gelir, telaşla zulaya bakılır, yarım saat içinde sadece püf püf yaparak 6 kısa camel'i ziyan eden c ye darp edilir.
  • kısa bir süreliğine zorunluluktan dolayı misafir olarak kalınan arkadaşın evinde banyoya girdim ve duş başlığı olmadığını farkettim. üşengeçlikten, balkonda bulunan bir metre boyundaki bahçe hortumunu duş başlığı yerine bağlamışlar ve bir metrelik bahçe hortumuyla küvette domalarak duş almak dumurdan da öte bel ağrısına yol açıyor ki yok böyle bir işkence. üstelik banyodan odaya gidene kadar evin temizliğinden(!) ötürü tekrar kirleniyorum. çok korkuyorum sözlük, gazeteciler bir gün gelip bu çöp evi basacaklar diye...
  • temizlik ve düzenin allahı ile karşılaşmak. bir öğrenci evi bunları nasıl barındırır yahu! ketılda makarna yapmak ütü ile yumurta yapmak falan bunlar normal yani.
  • bir öğrenci evine arkadaşların yemeğe çağrılması ve 4 erkeğin kaldığı öğrenci evinin 2 3 saat içinde pırıl pırıl yapılıp üstüne yemek için karnıyarık, piyaz, pilav ve salata yapılması. hepsininde mükemmel derecede güzel olması. herkesin parmaklarını yemesi. ( o zamana kadar hayatında 3 5 kere pilav yapmış olan ben bile bir pilav yapmışım tane tane) bir öğrenci evinde bundan öte dumur olamaz herhalde.
  • (bkz: mallık serisi);

    arkadaşın yavru bir köpekle eve gelmesi ve " olm cins köpek aldım 20 kağıda " diyerek bizi yemesi. köpekten anlamayan ev ahalisi olarak bir şey diyemememiz. ama açık açık söyleyerek " olm bak çok havlarsa karışmayız ona göre " dememiz. gece olması ve bize tam ters olan balkona konulmuş köpeğin sürekli havlaması, havlaması, havlaması. sinirden kudurmuş halde kalkıp arkadaşı uyandırmaya gitmem fakat arkadaşı benden beter, kalkmış yatakta sinirden sigara içerken bulmam. arkadaşla anlaşıp, köpeğe bir operasyon yaparak almamız ve evin arkasındaki boş arsaya bırakmamız. arsada zaten köpekler olduğu için içimizin rahatlaması. köpeğin parasını arkadaşa vermeyi kabullenişimiz. arkadaşla 10 ar 10 ar bölüşmemiz. sabah olduğunda arkadaşa "olm köpek çok havladı, fatih'le dışarı attık" dememiz. arkadaşın cevap olarak "siktir edin lan zaten arka arsadan almıştım" demesi.

    ulan ben de diyorum biz o köpeği bıraktığımızda, neden aniden sesini kesip karanlığa doğru depar attı. köpek hakkaten cinsmiş, hiç mi sevmedin lan bizi ?
hesabın var mı? giriş yap