• 2022 ocak ayı tüfe enflasyonu %48,69 ile son 20 yılın en yüksek seviyesine çıktı!

    türkiye'de enflasyon, türkiye ekonomi tarihinde sürekli yapısal problemlerden birisidir.
    yüksek emisyon artışının getirdiği enflasyon ortamının yeniden yaşanmaması için cumhuriyetin ilk yıllarında para arzının artırılmamasına gayret edildi. 2. dünya savaşı koşullarına kadar bu politika izlenerek para arzı ciddi oranlarda artmadı.

    2. dünya savaşı döneminde şiddetli bir enflasyon yaşandı. 1940-1945 yıllarındaki yüksek enflasyona yönelik piyasadaki paranın azaltılması amacıyla savaş döneminde servetini haksız olarak artırdığı düşünülen tüccar, büyük çiftçi ve emlak sahiplerinden 11 kasım 1942 tarihli varlık vergisi alınmaya başlandı. ayrıca kırsal kesimdeki halktan toprak mahsülleri vergisi alındı. varlık vergisi 1 yıl sonra, toprak mahsülleri vergisi savaş sonunda kaldırılmasına rağmen piyasadan kayda değer miktarda para çekildi. 1943 yılı sonunda varlık vergisinden elde edilen gelir 318 milyon liraya ulaşmıştı.

    1950'den itibaren uygulanan maliye ve para politikaları ciddi enflasyon artışına yol açtı ve 1954'ten itibaren ise kalıcı bir enflasyona dönüştü. enflasyonun kalıcı hale gelmesi, karaborsacılığın artmasına yol açarak mallara erişmede uzun kuyrukların oluşmasına neden oldu.

    1960 darbesinden sonra libarel ekonomi politikalarından vazgeçilmiş, 1963 yılından itibaren yürürlüğe konulan kalkınma planı, yani devletçi, kapalı ekonomi sayesinde, kısmen düşük enflasyon dönemi yaşanmıştır.

    70'ler, 80'ler ve 90'larda ise tam anlamıyla korkunç bir enflasyon yaşandı.
    1970'de 10 lira olan dolar kuru, 2001 yılında 1 milyon liraya yükseldi ve bu dönemde lira dolara karşı tam 100 bin kat değer kaybetti.

    2001 krizinden sonra kemal derviş 22 yıldır sürdürdüğü dünya bankasındaki görevinden ayrılarak 13 mart 2001 tarihinde bülent ecevit hükümeti'nde ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı görevini üstlendi. uluslararası para fonu (imf) ile müzakereleri yürüterek mali krizin asgari hasarla atlatılmasını ve enflasyonun düşmesini sağladı. türk finans sisteminin radikal bir şekilde yeniden yapılanmasını sağlayan güçlü ekonomi programı'nı hazırladı.

    2002-2015 yılları arasında ali babacan yönetiminde, kemal derviş politikaları devam ettirilerek 13 yıl boyunca enflasyon %10 civarında tutuldu, döviz kurları dizginlendi.

    2015-2018 yıllarında sert ekonomik tedbirlerle kontrol alınmaya çalışılan enflasyon, özellikle 2018 yılının 2. yarısında makroekonomik göstergelerdeki negatif seyir neticesinde ciddi bir artış gösterdi. 2019 yılının 2. yarısında daha pozitif bir performans sergilese de 2020 yılında tekrardan çift hanelerde seyretti ve 2022'nin ilk ayında da bu oranlar ivmelenerek yükselme eğilimine girdi.

    tüik’in ocak 2021'de açıkladığı enflasyon oranı bir önceki yılın aynı ayına göre %14,9 seviyesindeydi.
    ocak 2022'de ise bir önceki aya göre %11,1'lik bir artış gerçekleşti ve ocak 2021'e göre fiyat düzeylerindeki değişim %48,69 seviyelerinde oldu.

    % 48,69 seviyesiyle ocak 2022 enflasyon oranı, 2002 yılının nisan ayından bu yana görülen en yüksek yıllık enflasyon oranı oldu.

    son 20 yılın tüfe oranları;

    2002 %29.7
    2003 %18.4
    2004 %9.3
    2005 %7,72
    2006 %9,65
    2007 %8,39
    2008 %10,06
    2009 %6,53
    2010 %6,4
    2011 %10,45
    2012 %6,16
    2013 %7,4
    2014 %8,17
    2015 %8,81
    2016 %8,53
    2017 %11,92
    2018 %20,3
    2019 %11,84
    2020 %14,6
    2021 %36,08

    https://www.dogrulukpayi.com/…de-enflasyon-oranlari
    https://tr.m.wikipedia.org/…ki/türkiye'de_enflasyon
  • bir öğle vakti güneşten gelen bir saatlik enerji ile dünyanın bir yıllık enerji ihtiyacının karşılanması!
  • sofralarımızın vazgeçilmesi olan ve günün her saati tükettiğimiz çorbanın adının farsça'daki şurba kelimesinden geldiğini biliyor muydunuz? tuzlu anlamında kullanılan “şur” ve aş anlamında kullanılan “ba” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.

    kaynak : fügen durlu özkaya - türk mutfağında yolculuk
  • bugünkü türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde, 20.yy başlarında kurulan ve ömrü pek de uzun olmayan ufak devletler vardı. kimisi cumhuriyet, kimisi devlet, kimisi sancak olarak anıldı ama her birisi bu ülkede bir zamanlar ayrı bir devlet olarak var oldular.

    1- kars cumhuriyeti: mondros ateşkes antlaşmasından sonra, bölgede yapılan büyük kars kongresi ya da başka bir isimle kars islam şurası toplantısı sonrası bölgede güneybatı kafkas geçici hükûmeti ya da kars cumhuriyeti kimi kaynaklara göre kars islam cumhuriyeti kurulmuştur. temel amacı, bölgedeki direnişi örgütlemek, başka bir ülke boyunduruğu altına girmemek olarak söylenebilir. kurulmasına katkı yapmak için, bölgeyi terk etmeye başlayan osmanlı ise burayı 3 ay daha geç terk ederek, devletin kurulmasını sağlamıştır.bayrağı, yeşil ve kırmızı zemin üzerine ay-yıldız şeklindedir. cihangirzade ibrahim bey ilk ve tek cumhurbaşkanıdır. kars-batum-ardahan-artvin-ahıska-oltu gibi yerleri kapsayan bir alanda var olmuştur. ingilizler tarafından ortadan kaldırılan bu devletin çoğu yetkilisi de malta'ya sürülmüştür. 1918 yılında kurulup, 1919'da yıkılmıştır.

    2- aras türk cumhuriyeti: ığdır cumhuriyeti olarak da bazı kaynaklarda yer alan bu devlet, rusların ve osmanlı'nın bölgeden çekilmesi sebebiyle, silahlandırılmış ermenilere karşı askeri ve siyasi teşkilatlanmaya başlamış türklerin, 18 kasım 1918'de emin bey cumhurbaşkanlığında kurduğu devlet. merkezi kimi kaynaklarda ığdır, kimi yerlerde kars, kimi yerde nahcıvan, kimi yerde de kamerli olarak geçer. kamerli cumhuriyet ilanının yapıldığı yer olduğu için ığdır her halükarda doğrudur. bu devlet, ermenilere karşı cephede büyük kayıplar yaşadığı için desteklerini kaybetmiş, 1919 yılında yıkılmıştır. ığdır ve ağrı'nın bir kısmında var olmuştur.

    3- erzincan şûrası: erzincan sovyeti olarak da bilinen ve türkiye cumhuriyeti topraklarında, günümüzdeki erzincan'dan daha geniş sınırlara sahip olarak kurulmuş tek sosyalist devlet. 1916'da kurulmuş, ekim devrimi sonrasında, merkezini dersim sınırlarına taşımış, fakat 1921'de bütün desteklerini kaybedince tarihten silinmiş bir devlettir.

    4- izmir iyonya cumhuriyeti: yunanlıların, kurtuluş savaşını cephede kaybedeceklerini fark etmeleri üzerine, masa başı oyunlar sayesinde diğer devletlerin desteğini alıp, en azından izmir ve çevresini kurtarmak adına 30 temmuz 1922 günü yunan genel valisi stergiadis'in başkanlığında kurulan devlet. 9 eylül 1922 günü denize dökülmeleri ile yıkılmıştır.

    5- iskenderun sancağı: hatay cumhuriyeti'nin öncüsü olarak sayabileceğimiz özerk bölgenin ismi. ankara antlaşması içeriğinde bu bölgenin özerk bir yer olarak kalacağı belirtilmiş, fransa'nın suriye'yi çeşitli ufak devletlere bölmesinin sonucunda kurulan alevi devleti, halep devleti, şam devleti, cebel el-dürzi devleti gibi devletlerden halep devletine bağlı kalmıştır. sonra fransız mandasına geçmiş, 1930'larda türk devleti bu bölgenin kendilerine bağlanması için çalışmalara başlamış ve 1938'de bölgenin mandacılıktan kurtulup, bağımsız bir devlet olmasını sağlamıştır.

    6- hatay devleti: tek cumhurbaşkanı tayfur sökmen olan, iskenderun sancağının bağımsız olması sebebiyle ortaya çıkmış devlet. 2 eylül 1938'de kurulmuş, 29 haziran günü meclis oylaması sonucunda türkiye cumhuriyeti'ne dahil olmuştur. indiana jones* içerisinde de geçmiş, kutsal kase bu ülkenin sınırlarında ortaya çıkmıştır.

    7- batı trakya türk cumhuriyeti: balkan savaşları sonrası kurulmuş ve ömrü sadece 3 ay olan türk devleti. hem osmanlı, hem bulgaristan bu devletin varlığını istemezken, yunanistan ise bu devletin varlığını istiyordu. sınırlarının bir kısmı edirne topraklarında kalan bu cumhuriyetin tek başkanı, hoca salih efendi'ydi. milli marşı bile vardır. çok çok büyük bir kısmı, günümüz türkiye topraklarında bulunmamakla birlikte doğu sınırlarında edirne'nin bir miktar içine girmektedir.
  • şamanist türk halklarında kurban sungusu ve kendisine kurban sunulan varlıklar için düzenlenen âyinlerin vakitleri son derece önemli bir konudur.
    güney sibirya'da yaşayan türk halklarının kültürel özellikleriyle ilgili kapsamlı araştırmalarıyla tanıdığımız m.kenin lopsan, tuva türklerinde
    şaman âyinleri ve şamanları için; "...kaderi âyin yapmak olan kimse, kara gecede âyin yapar." (1987: 25-34) dendiğinden bahsederek, bu yönde artan
    merakların odak noktası olmuştur. araştırmacı yazar d.v katsyuba'nın ".. .tedavi seansları için yapılan âyinler bütün gece devam ederdi." (1993: 104-105) demesi de, m.kenin lopsan'ın ifadelerini destekler mahiyetledir. elbette ki burada merak edilen, şaman
    âyinlerinin gece yapılma sebebinin ne olduğudur? bu soruyu n.a.alekseev;
    "şamanist halkın her yıl haziran ve temmuz aylarında, şamanist örf ve âdetlerini yerine getirdiği, bu ayların yaz ayı olması sebebiyle havanın serin
    olduğu gece saatlerinin de âyin vakti olarak seçildiği, yine bununla birlikle yaz ayına kadar kurbanlık için gerekli olan genç kuzuların da büyüdüğü ayrıca, haziran ayından temmuz ayının yirmisine kadar tarla işlerinin henüz başlamadığı" (1984: 209) şeklinde cevaplasa da, şamanist inanca mensup türk halkları arasında mevcut âyinlerin sadece haziran ve temmuz gibi yaz aylarına rastlamadığı, şamanlar tarafından gerçekleştirilen âyinlerin çok çeşitli olduğu, örneğin bahar, yaz, sonbahar ve kış mevsiminde büyük adak törenlerinin olduğu hatta bazı âyinlerin, avların verimli olması için taygaya
    gidip avlanmadan önce avcılar için yapıldığı, yine inançlı insanların bazı
    zamanlarda ruhlara âyin yapılmasını kendilerinin istediği (fridmann,
    2002:180) de yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlardır. şamanist halklarda mevcut olan gece âyinleri (ibadet- dini, ritüel hareketler), islam dini için de şüphesiz önemli bir konudur. kur'an-ı kerim'in zariyat suresi 17-18. ayetlerde allah, kurtuluşa eren müminlerle ilgili olarak;
    "geceleri pek az uyurlardı. seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi/* (karaman, 2002: 514) buyurmuştur. yukarıda verilen ayetlerden de anlaşılacağı üzere; allah'ın rahmet ve bereketi o saatlerde dua ve ibadet eden müminlerin üzerine
    olmaktadır. yine ayetlerde, bu saatlerde yapılan dua ve ibadetlerin allah katında oldukça makbul olduğu da anlatılmaktadır. islami tarikatlarda da gece yapılan bir takım dini ritüellerin varlığım koruduğu görülmektedir. hatta bu konuya, ilk islam tarikatı olma vasfını üzerinde taşıyan yeseviliğin yine orta asya'daki takipçilerinden örnek verebiliriz. araştırmacı yazar mambetaliyev satıbaldı, güney kırgızistan'ın batıkent, frunze, liyaylak ve suzak bölgelerinde yaşamakta olan lahçi veya liyaçi adı verilen tarikat mensuplarıyla ilgili yaptığı araştırmada; "...lahçi veya liyaçi adı verilen tarikat mensuplarının müritleriyle beraber camide değil de mürit evlerinde gece zikirleri yaptığını" (satıbaldı, 1969: 31-32 ) belirtmiştir
  • her yerden sizi engelleyen arkadaşa, eski sevgiliye/eşe, içinizdekileri dökemediğiniz, o son sözü söylemediğiniz için yanıp tutuşuyor musunuz? çözümü var, ibanına 1'er kuruş gönderip açıklamaya dilediğinizi yazıyorsunuz.

    (15.20'de anlatılıyor burada)
  • sabah sabah muhabbet sırasında öğrendiğim ortamlarda satmalık, gözlerimi kalp kalp yapan bir bilgi.
    konumuz bal. yüksek rakımlardan elde edilen balın prolin miktarı daha yüksektir. rakım arttıkça prolin içeriği de artıyor. aralarında pozitif bir korelasyon var.
    peki prolin nedir?
    prolin (pro, p) proteinleri oluşturan 20 aminoasitten biridir. diğer tüm aminoasitler birincil amin grubu taşımalarına rağmen, prolin, yan zincirindeki üç karbon atomu bir halka oluşturarak tekrar peptid bağındaki nitrojen atomuna bağlandığı için, birincil amin grubundan yoksundur (-nh2). prolindeki nitrojen (azot) aslında ikincil amin olarak nitelendirilebilir.
    eklem ve tendonları güçlendirir.
    kalbin kaslarını güçlendirmeye yardımcı olur.
    kollajen üretiminde yardımcı olur.
    cildin dokusunu iyileştirir.
    kollajen kaybı riskini azaltır.
    hem dokuların hem de mukozaların iyileşmesinde yardımcı olur.
    bazı immünoglobulinlerin korunması ile ilgili olduğunda organizmamızın bağışıklığına yardımcı olur.
  • "bardak dolu" ( optimist )
    "bardak boş" ( pesimist )
    "bardak yok " ( nihilist)
    "bardak benim olmalı" ( emperyalist )
    "bardaktan seri üretime geçelim" (kapitalist)
    "bu bardak ne yenir be" ( mazohist )
    "bardağı alın oradan kırarım yoksa"(sadist)
    "bi bardak su versene" ( konformist )
    "bardağın güzelliğine bak, aynı ben" ( narsist )
    "bu bardağı da bulamayanlar var" (hümanist )
    "bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz" (anarşist)
    "bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım" (komünist)
    "bardağı yıkarken kırmayalım" (sosyalist)
    "yarısı dolu yarısı boş bardak ne demek? kırın gitsin" (faşist)
    "bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki" (ütopist)
    "kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü (senarist)
    "bu bardak sadece benim" (egoist)
    "bi kere ince belli bardak ne demek?" (feminist)
    "bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki (idealist)
    "bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım bardak mı?" (pozitivist)
    "bu bardağın asıl sahibi kimse fikrimi ona söylerim" (despotist)
    "bardak yenmez ağızı kesilir, insan eti mi bu (kanibalist)
    "bardağı metal tercih ederim, bu hemen kırılır" (militarist)
    "bardakları asıl yüz yıl sonra gör bak nasıl olacak" (fütürist)
    "bardağın çizgileri çok keskin" (kübist)
    "bardak güzel de biraz büyük" (minimalist)
    "bardak kesin bizim imalatımız, kimse böyle yapamaz (şovenist)
    "bardağı odanıza yolluyorum efendim" (resepsiyonist )
    "bardağın altında karşıt renkten bir örtü koyamadınız mı?" (sitilist)
    "kolay bir obje; rahat çizilir" (karikatürist)
    "bardağın orada duruyor olması asla bir tesadüf değil; döngü gereği" (determinist)
    "bardağın şekli güzel; bir fotosunu çekeyim lazım olur" (oportunist)
    "alelade bardak işte" (sürrealist)
    "bardak camdır, cam da kum ve burada hayat gizli" (panteist)
    nasıl diyo siz, su istiyo ben (turist)
    bu bardak ne? niye kristal değil (assolist)
    hemen atlamayın; bardak olmayabilir o (sofist)
    altı üstü yarısı dolu bi bardak amma uzattınız (realist)
  • alman oryantalist ressam gustav bauernfeind (1848-1904) tarafından 1890'da yapılan ve geçmişe pencere açtığı emevî camii avlusu 121x92 ölçülerinde yağlı boya tablosu.

    bu resim için defalarca emevî camii'ne gitmiş. müslüman olmadığı için caminin içine girmesi yasak olan ressam günlüğüne "orada resim yapmak zor olacak,başarabilirsem güzel bir tablo ortaya çıkaracağımı umuyorum" notunu düşmüş. görevlilere rüşvet vererek avluya kadar girebilen gustav,onlarca eskiz çizdikten sonra almanya'ya dönmüş ve bu eseri münih de bulunan atölyesinde resmetmiş.
    halıdan bayraklara kıyafetlerden süslemeye kadar hiçbir detayı atlamamış.. muazzam yetenek.

    görsel

    ölümünden sonra unutulup 1980 lerden itibaren tekrar 'keşfedilen' gustav emevî camii kapısı isimli 2. eserini de yine münih atölyesinde çizmiştir. bu eser 2008 yılında açık artırmada 4.9 milyon$ satılmıştır.
    görsel

    aralık 1904'te kudüs'te ölen gustav bauernfeind, en ünlü alman oryantalist ressamlarından biri olarak kabul edilir.
  • "konuşmak ve konmak aynı kökten gelir. konmak, kısa bir süre için bir yere yerleşmektir. yolculukta geceyi geçirmek için kalmak, konuk olmaktır. konuşurken de karşımdakini bir süreliğine yurt ediniyor ve kendime dönüyorsam, karşımdakine izler bırakmış olurum. karşımdaki de aynı şekilde bana.."

    nesrin koçal
    analiz seansı ve düşlemi
hesabın var mı? giriş yap