• devletin memurları yönetmek için kullandığı sistemli bir nefrettir. birbirinden nefret eden insanları yönetmek her zaman kolay olmuştur ve olacaktır. her fırsatta akla cehennemde türk kazanlarında neden bekçi zebani yoktur fıkrasını getirir.
  • öğretmenin aldığı maaş bahane edilerek sözlükte yükselişe geçmiş düşmanlıktır.

    (bkz: öğretmen maaşı)
  • hükümetin kasıtlı olarak bazı meslek dallarını kötülemesiyle başlayan düşmanlık, sıra öğretmenlikte. sen akşama kadar 100 civarı çocukla ugraş, onlara kısıtlı imkanlarda bir şeyler öğretmeye çalış, askerin giremediği köylerde tek başına savaş cahillikle, çocukları kendi ailen gibi düşün kolla yeri gelince ihtiyaçlarını gider, burunlarını temizle; sonra milletin sana karşı kötü duygular beslesin gelde küsme.
  • sevgiye dönüşmesi gereken nefrettir ne güzel izah etmiş donald d. quinn:
    bir doktor, avukat, ya da dişçinin ofislerinde aynı anda -farklı farklı ihtiyaç ve istekleri olan, hatta bazıları orda olmak bile istemeyen ve problem çıkaran- 40 kişi olsa; ve bu doktor, avukat, ya da dişçi ordakilerin hepsine, hiç bir yardım almadan, 9 ay boyunca profesyonelce mükemmel bir şekilde davranmak zorunda kalsa; işte o zaman belki bir öğretmenin durumunu anlayabilirler.
  • ülkemizin başına çöreklenmiş, at hırsızı tıynetindeki geri kalmış yobaz kesimin, mühendis odaları, doktorlar ve eczacılardan sonra gözünü öğretmenlere dikmesidir.

    bunlar o kadar ezik, öyle bir mağaradan çıkmıştır ki zor şartlar altında öğretmen olmuş bir anadolu gencinin maaşına göz dikerler.

    bugün bu at hırsızları particilikle adam kayırma ile devletin kurumlarına çöreklendiler. hak etmedikleri makamlara yetersiz oldukları halde yerleştirildiler.
    gün geçmiyor ki bir “yetkilinin” beyanatları bir habere skandal/hayret verici diye konu olmasın.

    şimdi de torpille yerleştiği masa başı işle öğretmenliği kıyaslamayıp, aklınca küçük görmeye kalkışmakta.
  • bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olmak yerine daha fazlasını öğretini kırk yıl köle olarak kullanmayı tercih edenlerin sahip olduğu düşmanlıktır.
  • sozlukte doktor ve polis dusmanligindan sonra dalga dalga yayilan yeni mesleki nefretsel akim.

    (bkz: mühendis detected)
  • eğitim sistemine gösterilmesi gereken düşmanlıktır. üç kuruş maaş alan insanları yargılamak ne kadar kolay.
  • ülkemizde son yıllarda ciddi anlamda revaçta olan bir hareket.

    işsiz adam " işsizim bana iş verin" dediğinde haklıdır, ama öğretmen " atanamıyorum, mağdurum" diyorsa tatilcidir, yan gelip yatmacıdır.

    özel sektörün köpeği olmadığımız için tembel yaftası bile yeriz.
    çocuk sorumluluk bilmez, ders çalışmaz, ama suç öğretmendedir.
    atandığı okulu kalkındıran binlerce öğretmen bir kere bile haber olmaz, nerde mesleği kirleten var onlar başsayfaya taşınır.
    o kadar çok para kazanıyoruzdur ki ihya olmuşuzdur.yatlar katlar o biçim. ama birçoğumuzun senelerce görev yaptığı yerlerde 1 saat bile yaşayamaz bunu söyleyenler.
    o kadar çok tatil yapıyoruzdur ki yanlarımız ağrımıştır.

    "biz bu işin okulundan mezunuz, neden başka bölüm mezunları öğretmenlik yapıyor?" diye eleştiri yapmaya bile hakkımız yoktur zira "onlar taş mı yesin?" denir. ama dişiniz ağrıyınca diş doktoruna gidersiniz, kaportacıya değil.

    ne zaman kendi çocuğunuz 60 kişilik bir sınıfta, öğretmen yokluğundan ötürü boş geçen derslerle eğitim görmeye başlar, o zaman anlarsınız memleketin tüm meselesinin "eğitim" olduğunu.

    o zamana kadar hayat çok güzel, vapurlar falan...
  • son dönemlerde sözlükte kendini iyice hissettiren şey. birkaç söz söylemek lazım.

    önce yaptıkları işin niteliğiyle başladı. ne bok yiyolar afedersin türünden ilerledi muhabbet. 3 ay tatil, derste 40 dakika takıl çık olarak suçlanıp durdu. çünkü suçlayan herkes ilköğretim öğrencisine hiç hazırlık bile yapmadan türkçe, matematik, fen bilgisi anlatabilirdi. bir öğretmenin yaptığı işi rahatlıkla yapabilecek altyapıya sahipti. o da haklı olarak kendisini tanıdığı için bu durumu "öğretmen ne bok yiyo" düzeyine çekti muhabbeti.

    sonra olay maaş meselesine döndü. öğretmen maaşı(781)

    çünkü kendisi ve toplumda birçok insanın yapabileceğini düşündüğü bu işin maliyetinin çok yüksek olduğunu düşünüyordu. an itibariyle bu rakam 1800 tl civarı.

    bu durumda ortaya şu çıkıyor. öğretmene düşmanlık besleyenler bu işin bir meslek olmadığını, amatör olarak da yapılabileceğini, isteyenin devletin belirleyeceği bir bedel karşılığı bu işi istediği kadar yapabileceği söylüyor. çünkü çok çok ciddi bir uzmanlık gerektirmiyor ya nasıl olsa. bir işletme ya da herhangi bir mühendislik öğrencisi de rahatlıkla matematik anlatabilir. hatta bunu iyi bir anadolu lisesi öğrencisi bile yapabilir ona göre. aslına bakarsanız çok da saçma bir fikir değil.

    o zaman bu fikir ışığında iki şey yapalım.

    1. öğretmenin maaşını bu arkadaşın istediği gibi 1000 tl olarak sabitleyelim. bu parayla kabul edersiniz ki evliliği falan düşünürsek sadece bu işle hayatını devam ettiremeyeceğinden farklı mecralara kaymak isteyecektir. başka işlerin peşinde olacaktır. yani okulu iş yeri gibi sahiplenmesi zor olacaktır.

    2. bu işi bir meslek olmaktan çıkarıp, isteyen herkese açmak. yapabileceğine kanaat getirilen herkesi davet etmek. yine bahsedilen 1000 tl maaşla olmak üzere. emin olunuz ki kendi mesleğinde daha iyi kazanabileceğini anladığı anda 1 dakika durmayacaktır. senenin ortasında kaçar gider valla. evet tam olarak böyle olur.

    bu ülkede 9 milyon civarında ilköğretim öğrencisi var. bir düşünün bakalım sistemi. bu çocuklar 14 yaşına kadar alması gereken temel eğitimi bu şartlar altında ne kadar sağlıklı alabilir. ayrıca okul sadece derslerin öğrenildiği bir ortam değildir. çocuğun evde annesinden babasında bağımsız sosyalleştiği bir alandır. hatta okul, belki bu yönüyle daha önemlidir.

    sonuç olarak; muhakkak devlet tarafından istihdam edilmesi gereken bir meslektir öğretmenlik. maaşı da son derece dengelidir. sorgulanacaksa gönderelim hepsini yerine yenilerini alalım demektense ülkede eğitim sistemini nasıl en iyi noktaya getirebiliriz tartışılmalıdır. maaşı konuşulunca hiç samimi olmuyor maalesef.
hesabın var mı? giriş yap