• kimya hocamız sınav sonuçlarını açıklıyordu annesi ve babası kimyacı olan arkadaşımın sonucunu açıklayacaktı ki hoca gülmeye başladı çocuk dedi ki hocam kaç aldım hoca da dedi ki agshhshsh 31
  • "on dakika erken bırakın hocam nolurrr"
    ısrarına dayanamayan öğretmenin öğretmen odasının penceresinden dışarda dolandıklarını görmesi ve anlık pişmanlık yaşaması
  • lise 1'deyiz. fen lisesinin ilk yazılısı edebiyat.

    ortaokuldan alışıp gelmişiz, ne kadar cok yazarsan o kadar cok puan.

    neyse allah ne verdiyse yazdık, ciktik. 90 filan gelir heralde.

    açıklanıyor sınavlar. edebiyat hocamızda sert, haşin öyle bir tip. 4 sene sonra bizim mezuniyetimizle beraber yaş haddinden emekli yaptılar.

    'shifte telli kim?'
    'benim hocam.'
    'gel buraya.'
    'buyrun hocam.'
    'al 55 almissin bak kağıdına.'

    lan yaptıgım soruları cart cart çizmiş adam.

    'hocam bu soru dogru degil mı?'
    'esek herif! sen nasıl kazandın fen lisesini? okuduğunu anlamiyon mu sen? ben birer ornek yazın demişim sen beşer örnek yazmışsın.'

    '????!!!!!!??'
    'gec yerine otur!'

    saygılar hocam.

    kötü tanıştık ama sonradan sevdiniz beni.
  • ilkokul 7. ders ingilizce. hoca tahtaya meyve isimleri yazmistir. once kendi soyler sonra sinifa tekrarlattirir.

    -haydi baslayayim cocuklar. apple
    -aaapple
    -orange
    -ooorange
    -peach

    burda sinif karisir ve herkes baska bir kufuru eder. ya bunu sesli anlatmam lazim. yazili olmadi ama dusunun hoca peach diyor, biri "orospu cocugu" diyor, digeri "amina koyarim senin." diyor, bir baskasi da "bize mi diyor bu dalyarak?" diyor. muhtesem bi kargasa.
  • ders ingilizce. dersin nasıl işleneceğinden, değerlendirmenin nasıl yapılacağından bahsedilir. değerlendirmenin uygulama kısmına geldiğinde her sınıfta istisnasız şu diyalog yaşanır:

    loykalina: çocuklar, her iki dönem için birer hikaye kitabı okuyacaksınız.
    öğrencilerden biri: ingilizce mi?
  • 9. sınıf çocuklarla liseye geçmenin heyecani üzerine konuşuyoruz.
    kendinizi tanıtir mısınız, minvalinde konuşmalar.
    öğrencilerden biri ayağa kalktı. uzun boylu, uzun sacli, kemal sunal şivesi ile konuşan bir çocuk.
    - hocam ben on yıl sonra atanamamis ogretmen olacağımı düşünüyorum.
    gülsem mı ağlasam mı bilemedim. çocukların hayali bile işsizlik üzerine.
    konuyu değiştirip sordum.
    -hmm peki ne öğretmeni olacaksın?
    -atanamayacagim için hiç fark etmez hocam ne olursa.
    -???
  • okulda öğrenci temsilcisi seçimi yapılmaktadır. her sınıf bazında adaylar seçilmiş, adaylar çeşitli şebeklikler yaparak veya tüm ciddiyetleriyle kendilerini tanıtmışlardır. havuz vadedene "böyle boş vaatlerle kimseyi kandırmayacağım" diyerek çemkirenler olmuştur.

    aday isimleri öğrenciler tarafından mühürlü kağıtlara yazılarak kapalı usul oylama yapılır.
    oylar içinden bir adet "chp" yazılı kâğıt çıkar. öğrenciler arasında geyiği döndüğünden ben tarafından da bilinmektedir yazanın kim olduğu.

    ben: oğlum meclis mi kuruyoruz, öğrenci temsilcisi mi seçiyoruz? niye chp yazdın lan kağıda? (dayanamaz puhahahaha diyerek kaykahayı basar)
    öğrenci: hocam seçime inanmıyorum ama oyları da bölmek istemedim.

    tüm sınıf yarılmıştır.

    edit: lise
  • 9.sinif çocuklar sevdikleri yemekleri sayıyor.
    kızlar istisnasız sürekli ramen diyor. şaşırdım.
    -iyi de kızlar siz bu yemeği nereden biliyorsunuz?
    -kore dizileri hocam
    -peki, nerede bulup yiyorsunuz?
    -bimde satılıyor bu hocam. hatta chopsticks bulamadığımız için pipetlerden yapıyoruz.
    bu kızlar çok şeker ama.
  • ögretmen : ınsan isimleri özel isimdir, ve büyük harfle baslar cocuklar. mesela mehmet, ahmet...
    ben : ögetmenim murat´da mi özel isim?
    ögretmen : evet murat da özel isimdir.
    ben : peki mustafa da mi özel isim?
    ögretmen : evet!
    ben : la mustafa duydun mu? senin ismin de özelmis.! peki bülent?
    ögretmen : o da özel isim. evet!
    ben : la bülo duydun mu seninki de özel isimmis! peki gamze özel isim mi?
    ögretmen : otur lan yerine ! (tebesiri firlatir)
  • hoca: altitute; yükseklik. neydi bunun daha bi türkçesi vardı?
    bekir: irtifa!
    hoca: ooo maşallah bekir, kutadgu bilig gibisin.

    öğrenci: hocam dün akşam ödevimi yapamadım. komşumuz rahatsızlandı, damarları tıkalıymış.
    hoca: neden sen mi açtı damarlarını?

    h: ay durun ya cümleyi kuramadım.
    ö: hocam düzgün kurun da yazalım.
    h: n'apalım bu kadar maaşa bu kadar cümle kuruluyor.

    h: evet, testislerin diğer adı neydi?
    ö: şey işte...
    h: ney?
    ö: şey işte yaa..
    h: ney?
    başka bir öğrenci: haya!
    bir başka öğrenci: ta-...
    h: hayır! hayır! er bezi!

    h: öğretmenlerin tutanak tutması gereken durumlarda tutanak tutması gerekir.

    ö: hocam benim bir akrabam var, sizin öğrencinizmiş, adnan. üniversiteyi bitirdi şimdi egzozculuk yapıyor.
    h: önemli olan hangi mesleği yaptığınız değil onu ne kadar iyi yaptığınız. mesela ben egzozumu adnan'a taktırıyorum.
hesabın var mı? giriş yap