• ara ara gelir böyle teklifler.

    anlamadığınız nokta şu: bir şeyi iyi bilmek sizi iyi öğretmen yapmaz. kpss gibi sınavlar sizin bilginizi ölçer ve sizi diğerleri ile bir sıralamaya koyar.

    atanmış her öğretmen bilir ki okulda hiç bir bok öğrenememiş olursunuz nerdeyse. mesleğe başladıktan sonra öğretmenliğin ne olduğunu anlarsınız. bilmek ile öğretmenin ayrımını yapalım. derece yapan bir matematikçi kardeşimiz vardı kpss'de ama her gün sızlanırdı bu çocuklar anlamıyor benim anlattıklarımı diye. haklıydı çocuklar anlamıyordu çünkü öğretmesini bilmiyordu. muhtemelen o da öğrenmiştir artık.

    teknik ile uygulama çok farklıdır. sınavda yanınıza ağlayarak gelen ayşe'yle nasıl konuşmanız gerektiğinin tek cevabı vardır ama her ayşe için aslında cevap farklıdır.

    ha okulda aldığınız eğitim tamamen sıfır mı? değil elbette. bakış açısı, farklı yöntemler, materyal geliştirme gibi ek kazanımları var. temel öğretmenlik yaparak öğreniliyor sadece.

    edit: ciddi anlamda öğretmen algısında geçmişten gelen mevcut yüceltme klişeleri hakim. öğretmenler olarak önce bunu yıkmamız lazım. biz bu toplumdan ayrı değiliz. sen neysen biz de oyuz. adam sözlükte benim öğretmen gibi davranmamı istiyor. öğretmen gibiden kastı da açık değil hani. o ağzımıza sıçacak sözlükte, karşılık verince "aa hocam yakışıyor mu?" diyecek. her zaman iki yüzlüydünüz yine aynısınız.

    bakın mesleğimiz kutsal değil.
    biz de fedakar değiliz. olmak zorunda hiç değiliz. şartları zorlarız ama feda edilecek bir durum değil eğitim.
    benim tasarrufuma bırakılamaz. sınıftaki öğrenciye ben kendi cebimden defter alırsam süper öğretmen oluyorum. bu kadar aptallık olmaz. bunun benim öğretmenliğimle zerre alalakası yok. ne kadar amelelik yapan, şov yapan öğretmen varsa baş tacı ediyorsunuz. prim yapmak için kullanıyor bazı öğretmenler de bunu.

    biri öğretmeni övmek için şunları yazmış. soruları görmek için her sene sınava girermiş öğretmen, öğrenci psikolojisini anlamak için. düpedüz salaklık düpedüz şov ama nasıl yer etmiş bakın. lan zaten bugün yayınlandı sorular, öğretmen olana kadar 300 tane sınava girdin neyin şovu bu birader?

    gece gece sinirlendim gene.

    edit 2: kpss öğretmenlik sınavı değildir. kpss sıralama sınavıdır. kpss kazanamayan yetersiz değildir kpss kazanamayan diğer arkadaşlarından genel anlamda daha az bilgilidir. daha az bilgili olması onu kötü öğretmen yapmaz.

    edit: sonradan gelen yorumları okumamıştım. keşke okumasaydım. adam ilk paragraftaki öğretmekle bilmek farklı şey kısmını dahi anlamamış ki. bir şey bilmeyen adam ne amına kodumun salağı. sen kimsin de, ösym sınavını geçmiş, fakülte bitirmiş, kpss sınavını geçmiş, adaylık sınavını geçmiş adama bir şey bilmiyor diyorsun sığır! ben sana yapacağın sınavla bir bok ölçemeyeceğini söylüyorum.

    öğretme'nin ölçülmesi gibi bir aptallığı ilk defa bu sözlükte görüyorum. adam demiş ki ürünün ne bir bakalım. ya ciddi ciddi yazmış bunu. olm hiç mi düşünmüyorsunuz lan? yemin ediyorum ciddi soruyorum. ben böyle bir şey diyorum ama acaba yanlış mı diye? hadi ölçün amk. çankaya'daki cumhuriyet ilkokulu 4. sınıf öğretmeni ile bingöl solhan köy okulundaki öğretmeni ölçün kıyaslayın. becerebilir ve nasıl yaptığınızı açıklarsanız elinizi ayağınızı öpeceğim.
  • niye sadece öğretmenler her yıl sınava girmeli ki? bu ülkede temel hukuk normlarını bile bilmeden insanların yıllarını,canlarını harcayan tonla hukukçu var.
    yanlış teşhis koyarak ya da hiç teşhis koyamayarak insan ölümlerine sebep olan bir sürü doktor da var.
    şimdi oturup tüm meslekleri irdeleyecek halim yok ama bunun mühendisi,maliyecisi,subayı,kaymakamı tonla yönü var. sırf pasif agresif bir liselinin isteği ile sadece öğretmenleri değil özellikle kamuda çalışan tüm meslek sahiplerini her sene sınava alalım.
  • öğretmenlerin genelinin öğrencilerden yaşlı olması! derken? aynı cümleleri tekrarlayıp hiç katkı yapmıyorlar derken! müfredat diye bir şey var kardeş dışına çıkarsan sorun da beraberinde gelir genelde.

    bence önce sen kendine biraz katkı yap geliştir sonra öğretmenlerin durumu hakkında yorum yapmayı hak et.

    t: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak bu olsa gerek dedirten tespitler.

    ek:başlığı açıp ilk entry'i yazan zırcahil arada editleyip çok umursandığı havasına da girmiyor mu acıyorum,

    kendi kendine gelin güvey olmak ta bu olmalı, belli ki eğitilemez bir canlı organizma, bunun adına utanılmaz bile, yazık.

    sana küfretmek senin seviyesizliğine ortak olmaktır, o kadar düşmez aklı başında bir insan.

    edit:ek
  • mevcut eğitim sistemi şu (bkz: #85422409)

    bu sistemde öğretmende sorun arayan kişi tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde hiç bilmediği konularda boş atıp dolu tutturmaya çalışan hıyarın tekidir. öğretmenler asla mükemmel değildir ama siz motoru bitmiş arabayı makyajlayıp makyajlayıp trafiğe salıp da her defasında "bu araba niye gitmiyor ağğbiiea" diyerek şoföre suç bulursanız sadece gülünç duruma düşersiniz.

    eğitim öğretim mevzuları bizzat içinde olmayıp her önüne gelenin yorum yapabileceği "benim oğlan var 7'ye gidiyo, biz de okul okuduk, inşaat mühendisliğinde mastırım var" tarzı kahvehane muhabbetleri değildir. öyle olsaydı ben de herhangi bir nörologa gidip dişim ağrıyo dedikten sonra olumsuz bi cevap alınca "niye dişte sinir yok mu, ne biçim doktorsun sen, bunlar da doktor olacak, bunun yapacağı doktorluktan nolur" diyerek saçmalayabilirdim. yapıyor muyum? yapmıyorum. siz de yapmayın. işinize bakın.
  • öğretmenlik sadece alan bilgisinden oluşmaz.1739 sayılı kanun bunu genel kültür,alan bilgisi ve pedagojik formasyon olarak açıklar.düzgun konuşmayı bile beceremeyen ama şakır şakır okuma yazma öğreten, giyinmeyi bilmeyen ama anlattığı matematiğe hayran kalınan, çocukla çocuk olmayı bilen ama genel kültürü sıfır olan öğretmen arkadaşlarım oldu.ogretmenlik farklı bir ihtisas kısacası.
    sınavda zorlanan öğrencilerin yeni bir tür şımarikligindan başka bir şey değil şu başlık.ogrenciye öğreten öğretmeni sınava sok , öğretmene öğreten profesörü sok, hastaya bakan doktoru da sokalim yarın. google da yazıyor hastalıklar adamlar teşhis koyamıyor bu nasıl iş!yuh artık
  • bir öğretmen olarak katıldığım öneridir. meslektaşlarımın lincine uğrama pahasına bunu sonuna kadar savunurum. gerçekten çok sıkıldım artık alanında yetkin olmayıp öğretmenliği kakara kikiri olarak gören genç öğretmen kesimden ve artık neredeyse dünyayla bağları kopmuş yaşlı öğretmen kesimden. inanın okullarda ciddiyet dahi kalmadı. her 3 yılda bir alan sınavı yapsınlar arkadaş aldığımız puanlarla tayin isteyelim iyi illerin iyi ilçelerinde ve seçmece okullarında kalmak isteyenler ona göre kendini hazırlasın.
  • zaten girdikleri için gereksiz önermedir.

    öğretmenlerin "öğretmen olabilmek için" girdikleri sınavlar:

    1) yks (gerekli bölüme giriş için)
    2) kpss
    3) eğitim bilimleri sınavı
    4) aöbt
    5) 5 kişinin karşısında mülakat
    6) yeterli puanı alırsa sözleşmeli olarak atanıyorsun
    7) sözleşmeli olduğun için 5 sene diken üstündesin. kaşının üstünde gözün varsa sorgusuz sualsiz ekmeğinden olursun.
    8) xxx sene sonra öğretmen adaylık kaldırma sınavı

    şimdi öğretmen olabilmek için zibilyon adet sınava girdik. yetti mi? hayır.
    çünkü işin içinde insan faktörü varsa her gün "sınav" vardır.

    1) her dönem en az bir kere müdür tarafından öğretmene not verilir.
    2) öğrencilerin merkezi sınavda kötü yapar, senden rapor istenir.
    3) öğrencilerin eba'ya girmez, senden rapor istenir.
    4) öğrencin test çözmez, senden rapor istenir.
    5) işinde başarılı olursun, rapor yazarsın.
    6) bir konu hakkında görüşlerini belirtirsin, 657'ye göre suç.
    7) okula bağış gelmez, müdür "hocam velilerle görüş, okula para lazım" der.
    8) okulda fotokopi makinesi yoktur, senden "başarısızlık" ile alakalı rapor istenir.
    9) öğrenci koşarken düşer, gidip karakolda ifade verirsin.
    10) okul taşıtı kaza yapar, karakolda ifade verirsin.
    11) hizmetliler birbiriyle kavga eder, karakolda ifade verirsin.
    12) ödev verirsin, veli "hocam çok ödev veriyorsun yeaa" diye serzenişte bulunur.
    13) müzik dersinde öğrencilere barış manço dinletirsin, "öğretmen anarşik" dedikoduları yayılır

    uzayıp gider...
    kahır çok.
    davulun sesi uzaktan güzel dostlar, umarım herkes bir gün öğretmen olur :))
  • bugün de öğretmenlere nasıl sallasam grubundan bir başlık. bak güzel kardeşim önce öğretmenin mebe geçişini anlatayım öğren. öncelikle bir kpss elemesi var, bu kpss dediğimiz sınav tek başına yeterli değil, üzerine alan bilgisi sınavı var. bunlarda rakiplerini eliyorsun. sonra aldığın puanlarla mülakatın var. onları da mı geçtin? sonra güvenlik soruşturmasından geçmektesin. geçtikten sonra atanmış olduğun görevine başlarsın. ama dur daha öğretmen değilsin, sözleşmeli öğretmensin. daha kadroyu henüz almadın. kadro için de bir sınavın olacak. ona da çalışacaksın ve geçeceksin. yıl içinde seninle ilgilenen bir tecrübeli öğretmen olacak. ona da dosyanı sunacaksın. adaylık kaldırma sınavını geçtin mi? o zaman kadroya geçmiş oluyorsun. bir de böyle sınav muhabbeti yapan cahile bunu sabırla anlatıyorsun. öğretmen zaten kaç tane sınavdan geçip geliyor, adını duymadığın bilmediğin şeylerle uğraşıyor. kişi mesleki yetkinliğini almış. hala paşamıza beğendiremiyor kendini. bak yolu da anlattım. orada yol var kardeşim. şimdiden kolay gelsin.
  • oooo başlığa gel. hadi doluşun altına, 3 ay tatil yapıyorsunuz da deyin (gerçi 6 ay oldu)
  • ben öğretmenim ve performansımı objektif olarak değerlendirecek, sendika- parti vb. ilişkisi aramadan yaptığım işi ölçebilecek her sınava seve seve girerim. ülkenin kamudaki tüm birimlerinin
    ( siyasiler dahil)liyakata ve performans değerlendirmesine tabi olmasını isterim.
hesabın var mı? giriş yap