• insanin ilerde karsilasacagi durumlari idare edebilmek icin gereken hamlelerin kaynaklarini duzenleyip hayata gecirebilme yolunda kendi kapasitesine olan inancıdır. bir işi başarmanın temelinde inancın olduğunu söyler. hedefe ulaşmak için gerekli kişisel aktiviteleri etkileyen en önemli faktörlerden biridir, kimi araştırmacılara göre en önemlisidir. öz yeterliliğin öncelleri ise hayali tecrübe, geçmiş deneyim, psikolojik canlandırma ve ikna kavramlarıdır.

    albert bandura 1983 yılında yaptığı sosyal öğrenme teorisi araştırmasında bulmuştur bu kavramı. daha sonra pek çok araştırmacı öz yeterlilik üzerinde çalışmıştır. günümüzde de halen üzerinde çok çalışılan bir kavramdır.
  • farklı kaynaklarda kendini gerçekleştirmek işinin diğer bir tanımıdır ve bunun kendisinde var olduğunu açıkca beyan eden kişi öz yeterlilik sınırını çok aşmış ve anlaşılacağı üzere kendisi, ske sürülecek akıldan epey ıraktır.
  • bireyin herhangi bir problemle karsilastiginda bu problemi anlamaya calismasi, gayret etmesi, basarisizliktan yilmamasi, ogrenene kadar pes etmemesi ve ustesinden gelecegi inanci ve algisi.
  • albert bandura'ya gore oz yeterlilik bireyin belli bir performans gostermesi icin gerekli etkinlikleri duzenleyip basarili bir bicimde gerceklestirme kapasitesi. bu yuzden, ogrencilerin oz yeterlilik algisini gelistirmek icin baslangicta basit orneklerle ogrencide basarili olma duygusunu gelistirmek lazimdir.
  • bireyin ogrenme ve davranislarini gerekli seviyeye ulastirmak icin kendi kapasitesine olan inancidir. bireyin herhangi bir seyi yapmaya yeterli oldugu inancidir.
    ingilizcesi icin
    (bkz: self-efficacy)
  • "ben yapabilirim." duygusu ve inanci.
  • self-efficacy
    albert banduranin kullandigi bir terimdir, sosyal ogrenme kuraminda da kullanmistir ozyeterliligi. ogrenmenin ozyeterliligi yuksek olan insanlar icin daha kolay oldugunu one surmustur.
    ozyeterlilik kisinin genel anlamda kendi yeteneklerine ve kapasitesine olan inancidir. verilen gorevleri basarabilecegine, amaclara ulasabilecegine inanan insanlarin ozyeterliligi yuksek, ay ben bunu hayatta yapamam diyenlerin ise ozyeterliligi azdir (alcaktir yazacaktir garip durur diye yazmadim ama azdir da tuhaf durdu, neyse). bu inanc, yani self-efficacymiz, yani ozyeterliligimiz bizim bir isi basarip basaramayacagimizi etkiler. (evrene pozitif sinyaller vermek gibi)
    kisaca inanmak basarmanin yarisidir sozunu dogrular nitelikte bir terim.

    insanlarin davranislarini, motivasyonunu, dusunce sekillerini onemli olcude etkiler. self-efficacy'miz karsimiza cikacak olan zorluklara ya da yapmamiz gereken gorevlere nasil yaklasacagimizi belirler cunku. yuksek self-efficacy sahibi insanlar bu sebeple gozlemsel ogrenmeyi daha kolay gerceklestirebilir.
    ama cok da mantiksiz bir sey degil aslinda ozyeterlilik, cunku birey kendi ozyeterliligine bircok faktore bakarak karar verir ve normal kosullarda bireyin kendisinin ozyeterliligi hakkindaki gorusunun makul seviyelerde olmasi gerekir.
    ayrica (bkz: sosyal öğrenme kuramı/@marquee)
  • herhangi bir görev ya da zorluk karşısında ''acaba ? " diyenlere genel anlamda özyeterliliği düşük, "yaparım" diyenlerin ise yüksek özyeterliliği sahip olduğu söylenebilir.

    yukarıda söylendiği gibi kendine olan inanç.

    bu kavram büyüdüğün coğrafya, bulunduğun çevre, ebeveyn tutumu, deneyim, tecrübe bitirdiğin bölüm ve okul gibi birçok değişkenle doğrudan ilişkili olup yüksek ya da düşük olabilmektedir.
    kişilerin birey olma yolunda epeyce önemli olduğu söylenebilir.
    araştırmaların büyük çoğunluğu daha kaliteli şartlarda yaşayanların özyeterliliği, az kaliteli şartlarda yaşanlara göre yüksek çıksada tam aksi durumlarda oldukça fazla. örneğin çok sosyal, elit kesim diyebileceğimiz ailede büyüyen kişinin toplum içinde kendini ifade etme, topluluğa hitap etmede büyük kaygılar yaşadığını görüyorum.
    neden diyorum bak o kadar geziyorsunuz sürekli bir faaliyet halindesiniz biraz güven kendine yaparsın sunum ya da çıksana yurtdışına diyorum;tek başıma gidemem ben, sunum yapamam diyor. bu düşük özyeterlilik algısı.
    bu tarz kişiler hayat kalitesini stabil hala getiriyor veya geriletiyor. yok çünkü kendine inancı. ergenliğinde yada başka bi yerde kendine olan inancını kaybetmiş.
    hal böyle olunca her yeni işe başlarken sürekli kaygı ve endişe hali verim düşüklüğüne neden oluyor.
    geliştirilebilir, yükseltilebilir bir özellik olduğunu düşüncesindeyim. belki yapılan çalışmalarda vardır denk gelmedim.
    ama değişmek için de kendine ufakta olsa inanç lazım.
    lütfen kırık dökük inançlarını bulun çıkarın ve sarılın.
    hayat değişmeyenlere çok sıkıcı ve kısa.
    nasılsa hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.
  • doğrusu öz yeterlik olan sosyal öğrenme kuramında kişinin herhangi bir işi yapabilmesine ait olan inancın algısıdır. öz yeterlik algıları yüksek olan insanlar iş yerlerinde motivasyonları daha yüksek olur,zorlu bir problemi çözdüğünde hedefini daha yüksek koyar.
hesabın var mı? giriş yap