• valla kimse bok atmasın 10 nömro film olmuş bu.zaten simon peg - nick frost ikilisinden kötü film çıkmaz abi.

    bi kere süper göndermeler vardı. mesela

    --- aşırı fena spoiler ---

    * graeme, paul'ün resmini çizerken, paul'ün "paint me like one of your french girls, jack" diyerek yaptığı titanic göndermesi.

    * paul'ün tara'ya "where we're going, you don't need teeth" diyerek back to the future'a selam çakması (where we're going, we don't need roads)

    * paul'ün danışmanlık yaparken steven spielberg'e e.t'yle ilgili fikir vermesi. (bu arada telefondaki ses gerçekten spielberg'e ait.)

    * tara'nın filmin büyük sürprizi olan sigourney weaver'e yumruk atarken get away from her you bitch diye bağırması.

    * agent zoil'in paul'e "safe trip short round" demesi. (steven spielberg referans'ı kaynıyo resmen film.)

    * clive'ın çizgi romanındaki 3 memeli hatun sanki total recall'a göndermeydi tam emin olamadım.

    * elbetteki yığınla star wars referansı mevcuttu. comic-con'da gördüğümüz princess leia'lar, clive'ın en son 2008'de ewok kıyafetli biriyle yattım demesi. clive,graeme ve ruth'un bar kavgasına karıştıkları sahnede, sahnede olan grubun cantina song'u çalması.

    * filmin sonunda gördüğümüz tepe direk close encounters of the third kind'dan alınmaydı. http://farm4.static.flickr.com/…6145_1ba3f63fa1.jpg

    * clive ve graeme ajanlardan kaçarken paul'e kovboy kıyafeti giydirmişlerdi. clive'la graeme paul'ün elini tutup yolda yürürken şöle bi muhabbet dönüyo. - why are we holding hands? - so we'd look like a family! - yeah the fucking friedmans! bu da capturing the friedmans'e süper bi gönderme olmuş kanımca.

    * ruth'un babasının, ajanla araba takibi sırasında "i'm on a mission from god" demesi. (bkz: we're on a mission from god)

    * araba kovalama sahnesinde paul'ün ajana "smile, you son of a bitch" demesi. (bkz: jaws)

    * sigourney weaver'in paul'e mork demesi (buna koptum hahahahaha) (bkz: mork and mindy)

    * ve pek tabi ki ajan lorenzo zoil. (bkz: lorenzo's oil) gerçi böyle bi göndermeyi nie yaptılar anlayamadım ama olsun ;)

    * bu arada seth rogen paul'ü canlandırmak için, zamanında gollum'u canlandıran andy serkis'ten tavsiyeler almış.

    --- aşırı fena spoiler ---

    sonuç olarak ben çok beğendim. tam nerdlere göre bi film. 7.5/10
  • "where we're going, you don't need teeth"

    harika film
  • "pegg-frost'un uçması için illâ edgar wright mı gerek?" diye soru sormama neden olmuş film. beri yandan bu ikilinin ilk holivud'a çıkışı olduğundan daha bi genele hitap eden senaryo yazmak durumunda kalmış olabilirler şeklinde düşünmek istemekle birlikte; daha dinamik bi şey beklediğimi inkâr etmeyeceğimi de belirterek, filmi romantik-komedi-uzaylı türünde, pek de akılda kalan yanı olmayan vasat civarı bir yapım olarak tanımlamak isterim.

    ayrıca, seth rogen kişisine de bi sözüm var. birader tamam, birkaç güzel yazdığın film oldu. tamam, şu yoklukta holivud üstüne atladı. ama allah aşkına oynama ya. seslendirme de mümkünse. her boka burnunu sokma riciderim...
  • spaced, shaun of the dead ve hot fuzz'dan beri gönlümüzde taht kuran simon pegg ve nick frost duosunun beklentileri tamamen karşılayamayan son filmi. ingiliz yapımı olsaydı da böyle olur muydu merak ediyorum.

    three tits? -awesome!
  • filme klişe diyenler ya başka bir film izlemişler ya da filmi doğru anlamamışlar.

    --- spoiler ---

    filmde paul bildiğimiz bilim kurgu uzaylı filmlerinin yaratıcısı olarak geçiyor. filme göre bizim uzaylılar hakkında bildiğimiz bütün klişeler zaten paul tarafından bilim kurguya aktarılmış.
    fox mulder, e.t, close encounters of the third kind'daki dağ gibi.

    --- spoiler ---

    her şeyden önce film çok güzel işlenmiş. filmdeki espriler, uzaylının eğlenceli ve cool halleri, ateist göndermeleri ve tabi ki sesiyle seth rogen.

    sizlere tavsiyem sözlükteki "klişe" veya "çok kötü" şeklindeki yorumlara bakıp es geçmeyin gayet eğlenceli bir film. beğenmeseniz bile bu kendi fikriniz olur.

    zöge:
    http://www.lowbird.com/…mages/2011/05/z0m813-17.jpg
  • nerd/geek kişiliklerin anlayabileceği göndermeler içerdiğinden bu kültüre aşina değilseniz esprilerden pek bir şey anlamayacağınız film. yalnız nick frost shaun of the dead'de olduğu gibi vurucu repliklerle gene güldürmeyi başarmış. (shaun of the dead'de zombiler etrafını çevirdiğinde 2 saniye diyip çalan telefon cevaplaması ne kadar vurucu ise, hızla giden karavana atlayıp üstüne düşen simon pegg'e" never!" demesi de o kadar vurucu olmuş.)

    --- spoiler ---

    o değil de benny hill'i nasıl tanımazlar!?

    --- spoiler ---
  • gayet sıkkın ve dehşet bi baş ağrılı günümde beni neşelendiren bi film oldu. ciddi ciddi kahkaha attıran bir sürü sahnesi var. çok eğlenceli bir film olmuş. espriler, geyikler bu tarz film ve konulara aşina olanlar için gayet komik ve mutlu edici.

    --- spoiler ---

    sigourney weaver ise harika bi seçim olmuş oynadığı karakter için.
    kesinlikle agent zoil'in paul tarafında olduğunu anlamıyorsunuz, baya şaşırttı.

    --- spoiler ---
  • kendisini baştan ayağa hristiyanlık ve din kavramlarının karşısına yerleştirmiş darwinist film.

    filmdeki yegane iki inançlı hristiyandan birinin din kavramı altüst edilmiş, kendisini "özgürleşmiş" olarak nitelendirmesini sağlayan bir süreçten geçilmiş; diğeri de ruh hastası / gerizekalı arası bir karakterde tasvir edilmiştir. bu bile filmin konumlandığı yeri ifade etmeye yeter.

    başarılı.
  • pual gibi uzaylıyı öpüp başımıza koymamız gerektiğini gözümüze gözümüze sokmuştur. insandan daha insandır o be.
  • cornetto üçlemesinin son filmi olarak uzun zamandır (nafile bir) heyecanla beklediğim ama izleyince de nedense hafif bir hayal kırıklığına uğradığım (world's end diye izlemek de üzerine tuz biber oldu) simon pegg & nick frost yapımı film. şimdi elbette göndermeler, referanslar klasik (bakın klasik diyorum, adam akıllı değil) bilim kurgu fanlarını tatmin edebilecek seviyede olsa da (şimdi allasen star wars izlemeyen kaç kişi kaldı dünyada, sw referansı yapmak özel bir şey değil artık sinemada) sotd'in ingiliz havasından ve hot fuzz'ın absürd komedi şahaneliğinden ne yazık ki zerre iz taşımamaktadır. sizleri bilmem ama ben simon pegg yapımlarını "ingiliz" oldukları için sevdim en baştan, o hava olmayınca çiğ kalmış. oyuncu seçimine gelince cameo'lar ile cidden göz doldurmakta, jeffrey tambor'a ayrı, sigourney weaver'a ayrı bittim. gereğinden fazla amerikan seyircisine oynamış üstadlar, tasvip etmiyoruz.
hesabın var mı? giriş yap