• tek tek, toptan olmayan.
  • yuvasız kuşlar gibi
    kalmışım perakende

    (bkz: küstürdüm barışamam) *
  • bankalarla beraber iş modellerini incelemeyi en sevdiğim sektörlerin başında gelir.

    enerji, sağlık gibi regüle bir piyasaya olmadığı için stratejiniz ile fark yaratabileceğiniz bir alandır, bu sektörde canibalism vardır ve güçsüzün gözünün yaşına bakılmaz; devler sizi anında yutabilir. e-ticaret'le beraber bu sektör daha da şenlenmiştir kanımca.

    kısaca saf doğa halini içinde barındıran bir sektördür, hayatta kalması zordur işletmeci için.
  • http://perakende.tumblr.com/ adresinden erişilebilecek bir nevi yaran gittigidiyor ilanları derlemesi, fantastik ticari metaları tarih adına belgeleme hedefli, sevimli bir blog.
  • ayrıca ''parakende'' şeklinde de söylenen,yazılan hatta yorumlanabilinen kelime
  • dağınık, perişan.
    azar azar satılan veya yayılan.

    "mescîd ü medrese sende sen yürürsin perâkende
    irak kaldun bu erkânda katı bu iş düşvâr durur"
  • ülkemizdeki büyüklüğü yaklaşık 150 milyar dolar olan sektör. 2010 yılı itibariyle 200 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir.
  • basit bir matematiği vardır.

    trafik * dönüşüm oranı * fatura başı tutar

    bir mağaza işletiyorsanız mağazaya girip çıkan insan sayısı trafiktir. bu insanlardan ürün satın alanlar dönüşüm oranını gösterir. o insanlara kestiğimiz fatura tutarı da fatura başı tutardır.

    fatura başı tutar artarsa gelir artar; mağazaya uğrayan insanlardan daha çoğuna ürün satarsam dönüşüm oranı yani satış artar ya da mağazaya giren insan sayısı artarsa satış artar. bu 3 unsuru artırırsanız büyürsünüz.
  • farsça kökenli bir kelimedir. dağınık, saçılmış anlamına gelmektedir. buradan etimolojik bir akıl yürütme yapmak gerekirse, "istif" halinde değil, bir tezgah üzerine saçılmış ürünler toptan değil, bu şekilde satılacağından perakende satış tabirinin ortaya çıktığını düşünmekteyim.

    ya da fena halde yanılıyorum.*
  • son olarak da pera müzesi'nin ürünlerinin satıldığı dükkanının adı.
hesabın var mı? giriş yap