• rezalet üstü rezalet. pınar gültekin'i öldüren avcı'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine haksız tahrik indirimiyle 23 yıl verildi. babası benim kızım gittikten sonra ne yazar diyerek içimizi yaktı adeta.
    bir genç diri diri yakılıyor, üzerine beton dökülüyor, hts kayıtlarına zor ulaşılsın diye telefonu, sim kartı paramparça ediliyor vs. karşılığı 23 yıl.
    kardeşi ise serbest bırakılmış. allah belanızı versin.
    muhtemelen dava istinaftan dönecektir.

    kaynak geldi.
  • bu gözü dönmüş caniye verilen müebbetin haksız tahrik uygulanması ile yirmi üç yıla indirilmesi yargı katliamıdır; hukuk sisteminin çürümüşlüğünün ete kemiğe bürünmüş hâlidir.
  • bu kararı veren kimse. aynısı başına gelsin faili de 23 gün bile ceza almasın inşallah.
  • yatarı 23 yıldan daha azdır. bu cezanın hepsini yatmayacak.
  • siyasidir. rahmetli pınar'ın yaşam tarzını cezalandırmak adına bir caninin cezasından kıstılar.

    bozuk teraziyle adalet aradığında çıkan sonuç.

    edit. - açıklama ve tartışma gereği -

    davanın özeline ilişkin birçok mesaj aldım, tahrik indiriminin yasalarca haklı, sonucun siyasi olmadığına dair.

    hukuk ilkelerinden ben de ayrılalım istemem. zaten bu editi yapma ihtiyacını bu yüzden duydum. peki kamudan bunu talep ederken dönüp bir baktınız mı hukuk sistemi hukuk ilkelerinde mi ilerliyor? zaten ülkede adalet, hukuk ilkelerinden ayrılmamış olsaydı pınar gültekin davası da simge bir dava haline gelmesi ihtiyacı doğurmazdı toplumda. pınar gültekin davasının kadın cinayetlerine yönelik simge bir dava olması konusu tartışılmalıdır. yine de dava özelinde, velev ki sanık savında haklı olsun, yine de bir kadına karşı böyle gaddarca bir yöntemle işlenen cinayette bu derece kendisini aklamaz. bu cinayete karşılık katilin 3-5 yıl daha yatıp çıkacağı ve topluma karışacağı bilgisinin toplumda yaratacağı yaralı his haklıdır. varsa şantaj ve şantajı oluşturacak ortamı yaratma, suçtur, ama bunun cezasını yine mahkemeler verir. henüz canlıyken yakılıp bir varilde çürümek değil bunun cezası. kaldı ki bu bir kadın cinayeti evet, çünkü tabii nedenlerden dolayı orantısız güç dengesi...

    hukuk yerinde sayan bir organizasyon değildir. zamanın ruhuna ayak uydurmak, insanlık gelişimini takip etmekle, hatta yasa yapıcılar ideale doğru yön vermekle yükümlüdür. tıpkı bilim gibi. mutlak güce ulaşma yolunda, istanbul sözleşmesi gibi son derece ilerici bakış açısını doğuran ve modern dünyayı da arkasına alabilen siyasi erkin mutlak güce ulaştığına emin olduğu andan itibaren nasıl da özüne dönüş sergilediğine tanık olduk. kamu vicdanı, kadına karşı işlenen suçlarda kendilerinden 'ama'sız bir tavır bekledikçe, siyasi rant adına geriye adımlar atılması zaten kanayan yarayı daha da derinleştirdi. bu tutum oluşturduğu örnek bağlamında cesaretlendiricidir. yirmi yıldır yasa koymak ve uygulamakla yükümlü siyasi erk de bu cesaretlendirici tavırdan elbette sorumludur. dava özelinde mahkemenin aldığı karar belki siyasi değil, ancak mahkemeyi bu karara götüren yasalar elbette siyasidir.

    bir diğer konu, tahrike gerekçe gösterilen pınar'ın yaptıklarına dair söylentiler. hayır yok öyle bir şey demiyorum, olabilir de, ama söylentiden öteye ve sanığın ifadesinden öteye geçip, artık kamuya mal olmuş bu davada mahkeme, tahrike konu delilleri kamuyla paylaşmakla sorumludur. hatta bunu, en başta sanığın öz savunma hakkını gözetmek adına yapmalıdır. yine de tekrar yazıyorum, kendi adıma, böyle vahşice işlenmiş bir kadın cinayetinin cezasının 3-5 yıl yatıp da sonra tekrar hayata karışabilmek olmasını vicdanım kabul etmiyor. elbette hukukta vicdan tek kıstas değil, ama tamamen yok sayılacak bir kıstas da değil toplum vicdanı. öteki türlü ağırlaştırılmış müebbetle 3-5 yıl yatıp çıkmak arasında dengeli bir ceza önerisi getiremez hale geliyorsun.

    olayın başından beri haber kaynaklarında, hayat dolu, neşeli, modern ve özgür bir genç kadının vahşice öldürülmesi şekliyle görülen davadan katile ödül gibi bir ceza ve ölen kızın aslında bir şeytan olduğuna dair söylentiler çıkıyor. bu tablonun altında bir bityeniği, bir algı oyunu aramam keşke benim paranoyam olsaydı, gider hemen tedavi olurdum. öyleyse de, kendi kendime hastalanmadım. bunların hepsi, ayarı oyuncak edilen terazi.
  • türk yargısının dibi gördüğü gündür bu kararları veren kimse iki yakası bir araya gelmez inşallah...
  • medyanin ve sosyal medya hesaplarinin lanse ettigi haliyle insanlari adalet duygusundan uzaklastiran karar olmuş.
    fakat dosyanin içeriğinde enterasan bilgiler var.
    dava görülürken mugla savcisinin erzuruma tayini sonrasinda da el cektirilmesi gibi örneğin.
  • böyle yargıyı allah’a havale ediyorum. en beter işler sizlerin başına gelir umarım. gencecik bir kızı boğarak öldürüp, yakıp daha sonra varile koyup üzerine çimento döken bir müsveddenin hangi hakla, hangi kararla tahrik indiriminden yararlandırırsınız? aklımı kaçıracağım.
  • rezalet gibi rezalet.
hesabın var mı? giriş yap