• raf tarafindan pilot olarak yetistirilmis, centilmen havalarini ingiltere günlerine borclu olan diplomat, arabulucu, lobici, suudi asilzade. iyi viskiyi, kaliteli puroyu seviyor, kral fahd’in sözüne en cok güvendigi insan. george w. bush’un beyaz sarayda verdigi bir resepsiyona tasak gecmek icin michael moore maskesi takip katilabilecek kadar bush ailesiyle el ense muhabbete sahiptir. amerikan basininda lakabi bandar bush olarak gecer, the un-saudi saudi diye de anan coktur. baba bush ve esinin dogumgünlerinde, evililik yildönümlerinde vs sadece cekirdek ailenin oldugu tüm kutlamalarda hazir bulunur. baba bush ve eski kabinesinin üyeleriyle ortak petrol, mühendislik ve yatirim firmalari oldugu hepimizin malumu. ciddi anlamda digger kankalari ise nelson mandela, colin powell ve prens charlestir. artik ortak ne badireler ne özel anlar yasadilarsa, birbirlerine siirler, methiye dolu mektuplar yollar dururlar.

    eleman anlatilanlara gore gercekten kafa ve vefali bir tipe benziyor. ukala playboy tavirlari, sahinligi filan bir tarafa benim en cok ilgimi ceken ve takdirimi toplayan tarafi ise ülkesini sevmesi ve daima ülkesinin cikarlari dogrultusunda secimlerini yapmasi, hatta bu yüzden cogu kez amerikalilarla papaz olmasidir. mesela amerikalilar balistik füze satmayinca, cekip gidip cin halk cumhuriyetinden füzeleri bizzat almistir (yillar boyu komunistlere karsi savasip, politbüro elemanlariyla bir hangarda pazarlik yapmayi kendi bile traji komik bulmustur). ha yanlislari yok mudur? vardir, mesela silaha ve orduya para yatiracagima ülkemde saglik, egitim ve hukuka parayi yatiririm diye övünür durur, oysa gercekte ortada, suud ailesi ve onlarla iliskili olanlar disinda halkin medeniyet seviyesi yerlerde sürünmektedir. neyse.

    ilginc birisi, suud ailesinin hizmetkarlari, arkabalari disinda cümbür cemaat travel court dedigi arkadas/calisan tayfasiyla oraya buraya ucuyor hep. kim yok ki bu courtun icinde, amerikan silah lobisi üyeleri, eski petrol mühendisleri, ex raf ve air force pilotlari, kennedylerin eski danismanlari, emekli cia yöneticileri vs vs..

    aipac’a dis gecirebilmis tek politik figur olarak anilir (80lerdeki o awacs olayindan sonra aipac bundan kendine ders cikarip kökten yenilemis ve bandar sayesinde belki bugunki super etki gucune kavusmustur). siiler kendisini sevmez, o da siileri hic sevmez. 90lardan beri israillilerle iyi anlasmasinin sebebi anti iran ve anti suriyeciligidir. türklere ve türkiye’ye karsi bir nefreti yok ama sempatisi de yok, orta dogu’da türkiye’yi hesaba katmadan, her daim disarida tutan politikalar izlemeyi yeglemistir (not: aziz yildirim ile suudi arabistan’da ortak müteaahitlik firmasi var)

    kendisinden derledigim (yanlisliklara, tercüme hatalarina izin vermemek icin benim anladigim diyeyim) bir kac inci;

    - iran irak savasinda, saddam’i destekledik. saddam kötüydü, humeyni ise seytani. malesef kötüyü secmek zorunda kaldik. saddam’in halepce katliaminda binlerce kürdü öldürmesini hic bir zaman kaldiramadim. destekledigimiz adamin yaptiklarina göz yumdugumuz icin vicdanim her zaman sizlayacak.

    - reagan ve baba bush’dan beri beyaz saraya adam gibi yönetim gelmedi. clinton yönetimini basarisiz buluyorum, sorunlari cözmede aciklayamadigim bir beceriksizlik, isteksizliklik sergilediler

    - 11 eylül ile sahsimi ve bush ailesini baglantida gösteren komplo teoristlerine soruyorum; amerikan yönetimi ve halkindaki birikimimi, saygimi yerle bir etmis, belki de hakli olarak anti-suudicilige, anti-islamciliga yol acmis bu terör eylemini, kapali kapilar ardinda neden planlamis olayim? en cok zarari ülkem gördü.

    - amerikan medyasini kim yönetiyor bilmiyorum, ama sadece satan haber yapabilmek icin asilsiz haberler yapiyorlar. (camel’in notu; eski fbi baskani ve baba bush da basinda cikan „suudi yönetimi teröre destek veriyor“ veya „suudiler is birliginde isteksiz“ haberleri icin kasitli art niyet var, 11 eylülden sonra cikan cogu negatif haber, elestiri gercekleri yansitmiyor demistir)

    - usame bin ladin ile bizzat görüsmüslügüm var, basit ve silik bir kisilik. bati medyasinda ve kendisini destekleyen asiri islamcilarin göstermeye calistigi kadar güclü birisi, liderlik özellikleri gelismis bir devrimci ise neden magaralarda saklaniyor?

    - arafat kendi toplumuna en büyük kötülügü yapmis insandir. devlet kurma hakkina kavusmusken, herseyi yerle bir etmesi yasadigim en büyük hayalkiriklarindan biridir. devlet adami olmaya cesareti yetmedi.

    - reagan ve baba bush dönemlerinde, afgan mücahitleri amerikalilarin ricasiyla destekledik. nasil de gaulle’in secimlerde kaybetmesi garanti olmasina ragmen cia destegiyle komunistlere karsi zaferler kazanmasi icin amerikan dostu fransizlar maddi olarak desteklendiyse biz de aynisini italya’daki sag yönetimler icin yaptik. amerikan senatosundan cekinen ve para transferinde amerikan hükümetlerinin parmak izinin olamamasina özen gösteren abd baskanlarinin, disislerleri bakanlarinin ricasiyla vatikan bankasina bizzat suudi fonlari para yatirdi (camel rakkam da veriyor, ilk seferinde 200 milyon usd yatirildi. avrupa'da demokrasi var halk istedigini seciyor diyenlere de camel el salliyor) sonucta o dönemler hepimizin ortak düsmani komunizmdi ve savasilmasi gerekiyordu.

    - ikinci körfez savasindan sonra amerikalarin irak petrollerine tünemesi yüzünden uluslararasi arenaya karsi ici rahat etmeyen, yüzlerini kaybetmis olan bazi amerikali yöneticiler var. bu dostlarima hep söyle dedim: mister, ülkenizin cikarlari, ekonominizin cikarlari petrol üretimi ve fiyatlarina bagli mi? eger cevap evetse, iciniz rahat etsin ülkeniz ve halkiniz adina dogru bir is yapmis oluyorsunuz, kendinizi sorgulamaniza gerek yok. (neo conum benim, biricik sevigilim)

    - 11 eylül raporunda abd ulusal güvenlik ve cikarlarina uymadigi icin yayimlanmamis olan sayfalarin (camel yamulmuyorsa 26-27 sayfa kadar) iceriginin herkese acilmasini istiyorum. (not: oysa sayfalarin icerigini bilen üst düzey yetkililer, icerigin aciklanmasi durumunda bir cok suud ailesi üyesi bakanin basinin derde girecegini söylemistir. ilginc)

    - kutsal topraklara amerikan askerlerini soktugumuz icin bize cihad ilan eden müslümanlar, irak kuveyt'e girdiginde, suudi sinirlarini tehdit ettiginde müslümanliginiz neredeydi? arap milliyetciliginiz neredeydi?

    sevabiyla, günahiyla son 30 yilimiza damgasini vuran politikalarda, olaylarda izi olmustur. suudi arabistanin orta sahasinin dinamosudur, diplomatik becerisini ve yeri geldiginde gösterdigi karakterli ulusal durusunu özellikle secimle gelmis disisleri calisanlarina, bakanlarina dilerim.

    ps: bandar hakkinda nette türkce kaynak ararken, tuncay guney'in gubidik sitesinde bir yazisina rastladim. bu tek ortak ilgi noktamiz olsun.
  • suudi arabistan'in 1983'ten beri vasington büyükelciligini yapan kisi. baba ogul baskan bushlar'la senli benli derecede samimi, abd'deki iktidar odaklariyla temaslari kuvvetli bir suudi lobicisidir. kral fahd'in yegenidir. fahrenheit 9 11 filminden de ögrenilebilecegi üzere 11 eylül 2001'den iki gün sonra bin ladin ailesi uyelerinin amerika'dan ayrilmasina aracilik ettigi ve bu amacla özel ucus izni sagladigi iddia edilmektedir.

    kendisiyle yapilmis uzun bir pbs röportajinin metni:
    http://www.pbs.org/…errorism/interviews/bandar.html
    ayrica: http://www.economist.com/…tory.cfm?story_id=1780913
  • james petras - suudi arabistan: gerici rantçı bir diktatörlük ve küresel terörizm.çeviriyi kaldıraç dergisinden aldım.

    giriş : suudi arabistan, venezuela gibi petrol zengini bir ülkenin bütün kötülüklerine,ahlaksızlıklarına sahip ama hiçbir erdemine faziletine sahip değil. ülke hiçbir muhalif sese tahammülü olmayan, insan hakları savunucularını ve siyasi karşıtlarını çok sert biçimde cezalandıran bir aile diktatörlüğü tarafından yönetiliyor. petrol gelirlerindeki yüz milyarlar kraliyet despotizmi ve dünya üzerindeki spekülatif yatırımlar tarafından kontrol ediliyor. iktidar eliti güvenliği için batıdan silah alımına ve abd askeri üslerine güveniyor. üretici ulusların zenginliği suudi ailesinin çarpıcı tüketimini artırmak üzere çekiliyor. iktidar eliti islam'ın en fanatik,kadın düşmanı ve gerici versiyonunu,sünni islam'ın "vahabi" kolunu finanse ediyor.

    içeride baskılanan öznelerden ve dini azınlıklardan gelen muhalefetle karşı karşıya olan suudi diktatörlüğü her yönden tehdit ve tehlike algılamaktadır: yurtdışında; seküler,ulusalcı ve şii yönetiminde olan hükümetler; içeride,ılımlı sünni ulusalcılar, demokratlar ve feministler; kral yanlısı hizipler içerisinde ise gelenekçiler ve yenilikçiler. bu tehditlere yanıt olarak suudiler dini-diktatoryal rejimlerine karşı olan rejimlere saldırma, bu ülkeleri işgal etme ve yok etmeye yönelik uluslararası bir islami terörist ağını finanse etmeye,eğitmeye ve silahlandırmaya yöneldi.

    suudi terör ağının beyni, abd'nin yüksek düzey siyasi, askeri ve istihbarat yetkilileriyle çoktandır devam eden ve sıkı bağları olan bandar bin sultan'dır. bandar maxwell hava kuvvetleri üssü ve johns hopkins üniversitesi'nde eğitildi ve 20 yıl boyunca (1983-2005) suudi arabistan abd büyükelçisi olarak çalıştı. 2005 - 2011 yılları arasında ulusal güvenlik konseyi sekreterliği görevi yaptı ve 2012 yılında suudi istihbarat teşkilatı başına getirildi. ilk zamanlarında bandar cıa ile işbirliği içinde çalışacak pek çok gizli terör operasyonlarına bulaştı. 1980'lerdeki sayısız "kirli operasyonu" arasında, nikaragua'daki devrimci sandinist hükümetini devirmek için düzenlenen terör olaylarıyla ilişkili olan nikaragua kontrgerillasına 32 milyon dolar aktardı. elçilik görevi boyunca suudi krallığını ikiz kuleler ve pentagon saldırılarıyla bağlantısı noktasında korumayla aktif biçimde ilgilendi. bandar ve krallık ailesindeki dostlarının suudi teröristler tarafından yapılan saldırıyı önceden bildikleri şüphesi, terörist saldırının ardından suudilerin abd'den hemen kaçmasıyla ilişkilendirilerek dile getirilmektedir. suudi- bandar bağlantısına ilişkin abd istihbarat belgeleri abd kongre meclisinin incelemesi altındadır.

    gizli terörist operasyonları yürütmede sahip olduğu, abd istihbaratıyla yirmi yılı aşkın işbirliğinden çıkardığı deneyim ve eğitim zenginliğiyle bandar, tecrit edilmiş gerici ve savunmasız suudi despotik monarşisinin savunulmasında kendi küresel terör ağını kurma konumundaydı.

    bandar'ın terör ağı

    bandar bin sultan suudi arabistan'ı içedönük, hayatta kalabilmek için tamamiyle abd askeri gücüne bağımlı olan kabile temelli bir rejimden; geniş çaplı terör ağının başlıca bölgesel merkezi, sağkanat askeri diktatörlüklerin (mısır), bağımlı rejimlerin (yemen) ve körfez bölgesindeki askeri müdahillerin etkin finansal destekçisi haline getirdi. bandar geniş çaplı gizli terör operasyonu tertiplerine maddi kaynak sağladı ve bunları silahlandırdı. suudiler el kaide bağlantılı islami gruplardan yararlanarak sayısız başka sünni silahlı grupla birlikte vahabi mezhebini kontrol altına aldı. bandar "pragmatist" bir terörist işletmenidir: suudi arabistan'da el kaide karşıtlarını baskı altında tutmakta; ırak, suriye, afganistan ve başka yerlerde el kaide teröristlerini finanse etmektedir. bandar eskiden abd istihbarat servislerinin uzun vadeli bir malı iken, son zamanlarda daha çok despotik devletin çıkarlarının abd'ninkilerden farklılaştığı noktada "bağımsız bir rota"izlemektedir. aynı anlayışla, suudi arabistan israil'e karşı eskiden beri süre gelen bir husumet beslerken, bandar iran'a yönelik ortak düşmanlıkları ve daha spesifik olarak obama- ruhani rejimleri arasındaki geçici uzlaşmaya muhalefet çerçevesinde netanyahu rejimi ile "gizli mutabakat" ve çalışma ilişkisi kurmuştur.

    bandar bazen batı emperyalizmi ile anlaşarak, bazen ise suudi hegemonik arzularını yansıtacak biçimde karşıt güçlerin istikrarını bozarak ve suudi diktatörlüğünün siyasi sahasını kuzey afrika'dan güney asya'ya, rus kafkaslarından somali yarımadasına değin genişleterek doğrudan ya da taşeronları yoluyla siyasi gruplaşmaların yeniden şekillendirilmesine müdahale etmiştir.

    kuzey afrika: tunus, fas, libya ve mısır

    bandar kitlesel demokrasi yanlısı hareketlerin baskı altında tutulmasını, ötekileştirilmesini ve dağıtılmasını sağlama amacıyla tunus ve fas'ta ki sağ kanat islamcı rejimleri yastıklamak için milyarlarca dolar döktü. suudi finansal desteğini alan radikal islamcılar, muhalif seküler demokratik liderlere ve sosyalist sendika liderlerine suikast uygulayarak hükümetteki "ılımlı" islamcıları destekleme yönünde teşvik edildi. bandar'ın politikaları, tunus ve fas'taki amerikan ve fransız politikaları ile örtüşmektedir, ancak libya'da ve mısır'da bu örtüşme söz konusu değil. libya lideri kaddafi'ye karşı islamcı teröristlere ve el kaide bağlantılı örgütlere verilen suudi finansal desteği nato hava saldırısıyla aynı doğrultudaydı. ancak farklılaşma daha sonrasında ortaya çıktı: nato destekli neo-liberal sürgünlerden oluşan bağımlı rejim suudi destekli el-kaide ve islamcı terör gruplarıyla karşı karşıya geldi ve bölgedeki aşiretlerden silahlı adamları ve haydutları arkasına aldı. libya'daki bandar destekli radikal islamcılar operasyonlarını suudi rejimin esad'ı devirmek için geniş bir askeri operasyon düzenlemekte olduğu suriye'ye taşımaları için finanse edildi. libya'da nato güçleri ile suudi gruplar arasındaki içsel çekişme sonunda kontrol dışına çıktı ve bengazi'de abd büyükelçisi ve cıa casuslarının öldürülmesine vardı. kaddafi'yi deviren bandar silahlı güçlerinin provoke ettiği devam eden kan banyosu ve kaosa neredeyse ilgisini kesti. bu gruplar da dolayısıyla kendilerini finanse eder oldular - banka soyarak, petrol çalarak ve yerel devlet hazinelerini - boşaltarak ve bir dereceye kadar bandar'ın kontrolünden "bağımsız" hale geldiler.

    bandar mısır'da israil ile işbirliği içerisinde (ancak farklı amaçlar için) nispeten bağımsız ve demokratik bir seçimle gelen muhammed mursi - müslüman kardeşler rejimini baltalama stratejisi güttü. bandar ve suudi diktatörlüğü askeri darbeyi ve general sisi'nin diktatörlüğünü finansal açıdan destekledi. abd'nin seçim meşruiyeti ile israil - nato yanlısı orduyu bir araya getirme stratejisi sabote edildi. 15 milyar dolarlık yardım paketi ve devamının geleceğine dair vaatlerle birlikte bandar mısır ordusuna herhangi bir uluslar arası misillemeye karşı bir cankurtaran simidi ve ekonomik korunak sağladı. ordu kardeşliğin üzerinden silindir gibi geçti, seçilen liderlerini hapse attı ve idamla tehdit etti. eskiden asker olarak kullandığı liberal-sol muhalefet öğelerini iktidarı gasp edişini haklı çıkarmak için yasadışı ilan etti. bandar askeri darbeyi destekleyerek bir rakibi, yani suudi despotizmine karşı duran demokratik olarak seçilmiş bir rejimi ortadan kaldırdı. askeri idarecilerin kardeşlikten daha seküler,batı yanlısı, israil yanlısı ve daha az esad karşıtı olmalarına rağmen önemli bir arap ülkesinde aynı kafada bir diktatörlük rejimini teminat altına almış oldu. bandar'ın mısır darbesi için işleri yoluna sokmadaki başarısı siyasi bir müttefik sağladı ama belirsiz bir geleceğe de yol açtı.

    yeni bir diktatörlük karşıtı kitle hareketinin uyanışı da suudi bağlantısını hedefleyecekti. dahası, bandar fiyat kırarak körfez devleti birliğini zayıflattı: bunun sebebi katar'ın mursi rejimini desteklemesiydi, katar devrik rejime 5 milyar dolar harcadı.

    bandar'ın terör ağı en çok abd, avrupa, ortadoğu, kafkaslar, kuzey afrika ve başka yerlerden gelen onbinlerce islamcı terörist "gönüllünün" uzun vadeli ve geniş kapsamlı finansmanı,silahlandırılması,eğitimi ve ulaşım noktasında kendini gösterir. suudi arabistan'daki el-kaide teröristleri suriye'de "islam şehidi" oldular. suriye'deki düzinelerce islamcı silahlı çete suudi silahları ve fonları için yarışa girdi. ürdün, pakistan ve türkiye'de abd ve avrupalı eğitmenlerle ve suudi finansmanıyla oluşan eğitim üsleri kuruldu. bandar sınır ötesi operasyonlar için büyük islamcı terörist silah grubu ışid'i finanse etti.

    bandar hizbullah'ın esad'ı desteklemesiyle lübnan'daki abdullah azzam tugayları'na güney beyrut, iran elçiliği ve trablus'u bombaları için para ve silah verdi. lübnan ordusuna hizbullah ile aralarında yeni bir iç savaşı kışkırtma fikriyle 3 milyar dolar yolladı. islamcı terörist yetiştirmek için fransa ve abd ile işbirliği içerisinde, ancak çok daha büyük bir kaynak desteği ve serbestlikle başrolü aldı ve suriye, hizbullah ve iran'a karşı üç askeri ve diplomatik saldırı cephesinin baş direktörü oldu. bandar için suriye'de kontrolü islamcı bir gücün alması şu anlama gelmektedir: islamcı suriye, el-kaide desteğinde iran'ın yalnızlaştırılması beklentisiyle hizbullah2ı bozguna uğratmak amacıyla yapılacak bir lübnan işgaline girişecek. daha sonra ise tahran suudi-israil - abd saldırısının hedefi olacak. bandar'ın stratejisi gerçeklikten çok bir fantezidir.

    bandar washington çizgisinden sapıyor: ırak ve iran'a saldırı

    suudi arabistan washington'ın oldukça yararlı ancak bazen kontrol dışı olabilen bir taşeronudur. bu durum özellikle bandar istihbarat şefi olduğundan beridir var: cıa'nın uzun süredir değerli bir varlığı olan bandar ayrıca zaman zaman, özellikle de suudi iktidar yapısı içindeki yukarıya doğru ilerleyişini sağladığında,yaptığı işlerde kendine "fayda" çıkarma özgürlüğünü eline aldı. bu minvalde, örneği aıpac( amerikan israil kamu işleri komitesi) muhalefetine rağmen awac'ı (havadan erken uyarı ve kontrol sistemi) koruma beceresi ona puan kazandırdı. saldırı sonrası yüksek düzeyde ulusal güvenlik tecridine rağmen, 11 eylül saldırısını düzenleyenlerle ilişkili olan birkaç yüz suudi krallık ferdinin ülkeden çıkmasını güvenceye alma becerisi de aynı biçimde etkili oldu.

    geçmişte aralıklı ihlaller olurken, bandar abd politikasından daha ciddi ayrılıklar sergilmeye başladı. abd taşeronları, bağlı devletleri ve gizli casuslarıyla çatışmaya girdiği durumda bile kendi terör ağını kurarak suudi egemenliğini artırmaya yöneldi.

    abd sağ kanat maliki rejimini destekleme yönünde iken bandar sünni terörist ışid'e siyasi,askeri ve finansal destek sağlamaktadır. abd iran'la "geçici anlaşma" yürüttüğünde bandar muhalif sesini yükseltti ve destek "satın aldı" suudiler iran'a daha büyük yaptırımlar karşılığında fransa cumhurbaşkanı hollande'ın ziyareti sırasında bir milyar dolarlık silah anlaşmasına imza attılar. bandar ayrıca abd'nin iran'la görüşmesini sabote etmek, abd kongre meclisini etkilemek amacıyla israil'in siyonist gücüne yönelik desteğini ifade etti.

    bandar abd istihbarat güçlerine ilk zamanlardai bağlılığının ötesine geçmektedir. geöişteki ve şimdiki abd-ab başkanları ve politik etkinliği olan kişilerle yakın bağları bandar'ı "büyük güç maceralarına" dahil olmaya teşvik etti. suriye'ye verdiği desteği çekmeye ikna etmek için rusya başkanı putin'le buluştu ve bir tarafı havuç,diğer tarafı odun olan iki yönlü bir teklif sundu: multi-milyar dolarlık silah alımı ve soşi olimpiyatlarını baltalamak için çeçen teröristleri kışkırtma tehdidi. erdoğan'ı da esad'a karşı " ılımlı" silahlı rakipleri destekleyen bir nato müttefikinden, suudi destekli bir el-kaide bağlantılı örgüt olan ışid'i kollama noktasıan getirdi. bandar erdoğan'ın "oportunist" bir anlayışla iran ve ırak'la petrol anlaşması imzalama çabalarını, nato ile devam eden askeri anlaşmaları ve mısır'daki işlevsiz mursi rejimine geçmişte verdiği desteği suriye ve muhtemelen lübnan'a gönderilen suudi eğitimli teröristlerin kolay şekilde nakledilmesine desteğini güvence altına almak için "görmeden geldi".

    bandar abd'ye karşı direnişlerine para ve silah aktararak afganistan ve pakistan'daki silahlı taliban güçleriyle bağlarını güçlendirdi.

    bandar muhtemelen, suudiler çin ile petrol anlaşmalarını genişletirken ve rusya'nın gazprom'uyla işbirliği halindeyken bile çin'in batısındaki uygur müslüman teröristlerini, rusya'da ki çeçen ve kafkas islamcı teröristlerini destekliyor ve silahlandırıyor.

    suudilerin doğrudan askeri müdahale gerçekleştirdiği tek bölge, suudi birliklerinin yerel despotla mücadele eden demokrasi yanlısı hareketleri bastırdığı körfez bölgesindeki küçük bahreyn devletidir.

    bandar: küresel terör ve ülke içindeki kuşkulu durum

    bandar suudi dış politikasının sıradışı dönüşümü için kolları sıvadı ve bu politikanın küresel etkisini büyüttü. israil gibi, aşırı sağcı bir yönetici iktidara geldiğinde ve demokratik düzeni devirdiğinde suudiler bu rejimi desteklemek için çuvallar dolusu dolarla sahneye çıkar. ne zaman islamcı bir terör örgütü ulusalcı, seküler ya da şii bir rejimi yıkmak için meydana çıksa, gelecek suudi parasına ve silahına güvenebilir. bazı batılı yazarların gerici suudi rejimini " belli belirsiz özgürleştirme ve modernleştirme çabası" diyerek üstü örtülü biçimde tanımladıkları şey, gerçekte rejimin yurtdışı terörist etkinliğinin askeri açıdan iyileştirilmesidir. bandar müslüman nüfuslu komşu ve uzak rejimlerde suudi modeli aşırı sağcı iktidarı dayatmak için modern terör teknikleri kullanmaktadır.

    sorun, bandar'ın "maceracı" bir tutumla gerçekleştirdiği büyük ölçekli yurtdışı operasyonların, iktidardaki kraliyet ailesinin bir kısmındaki "içebakışçı" yönetim tarzıyla çatışmasıdır. bu kesim medine, mekke ve kutsal bölgelerin göstermelik koruyucuları olarak poz verirken; petrol kiralarını toplayarak elde ettikleri yüz milyarları çoğaltırken yalnız olmak, dünyanın her yerinde en pahalı mülklere yatırım yapmak, ve sessiz sedasız washington,londra ve beyurt'taki en pahalı fahişelerin müşterisi olmak istemekteler. şimdiye dek bandar'a kimse rakip olamadı, çünkü iktidardaki monarşiye ve yakın çevresine saygıda kusur etmemektedir. batılı ve doğulu başbakanları, saltanat süren despotun keyfine uygun anlaşmalar imzalamaları ve övgüler sunmaları için satın alıp riyad'a getirmiştir. gerçi bir yandan da yurtdışı el-kaide operasyonlarına karşı sabırsız yaklaşımı, suudi radikalleri yurtdışına gitme ve terörist savaşa katılmaları yönünde teşvik etmesi monarşik çevreleri rahatsız etmektedir. bu çevreler eğitimli,silahlı ve bilgili suudilerin suriye, rusya ve ırak'tan dönüp kralın saraylarını bombalayabileceklerinden korkmaktadırlar. dahası, bandar'ın terör ağının hedefinde olan rejimler misillemede bulunabilir: rusya, iran, suriye, mısırlılar, pakistanlılar veya ıraklılar kendi intikam araçlarını finanse edebilirler. silah alımlarına harcanan yüz milyarlara rağmen, suudi rejimi bütün düzeyleri açısından son derece savunmasızdır. kabile lejyonlarından ayrı olarak, milyarder elit küçük bir toplumsal desteğe ve daha da az bir meşruiyete sahiptir. bu meşruiyet de yurtdışındaki göçmen işçiler, yabancı "uzmanlar" ve abd askeri güçlerine dayanmaktadır. suudi elit tabakası ayrı vahabi din adamlarının en aşırıları tarafından kutsal topraklara "kafirleri" soktukları gerekçesiyle küçümsenmektedir. bandar dışarıda suudi gücünü genişletirken, iktidarın yurtiçi kurumlarının etkisi daralmaktadır. bandar suriye, iran ve afganistan'da abd politikasına kafa tutarken, rejim giderek artan sayıdaki düşman ülke grubundan abd hava kuvvetleri ve yedinci filosu tarafından krounmaktadır.

    bandar şişirilmiş egosuyla yeni bir islam imparatorluğu kuran bir "salahaddin" olduğuna inanabilir, ama gerçekte efendisi olan monarşi tek parmak hareketiyle aniden hızlı düşüşünün yolunu açabilir. bandar'ın islamcı teröristleri tarafından sivillere yönleik pek çok provokatif saldırı suudi arabistan'ın dünyanın hedefi haline gelmesine yol açacak uluslararası krizlerle sonuçlanabilir.

    gerçekte bandar bin sultan bin ladin'in çırağı ve halefidir; küresel terörizmi derinleştirmiş ve sistematik hale getirmiştir. bandar'ın terör ağı bin ladinden'den çok daha fazla masum insanı katletti. beklenen de elbette ki buydu; sonuç olarak, suudi hazinesinden gelen milyarlarca doları, cıa'dan gelen eğitimi ve netanyahu ile anlaşması var.
  • 22 temmuz'da suudi arabistan istihbaratının başına getirilmişti.

    voltaire network'un iddiasına göre 18 temmuz'da şam'da suriye ulusal güvenlik konseyi toplantısına yapılan bombalı saldırıyı cia'nın yardımıyla organize ettiği için bu görevle ödüllendirilmiş olan prens'in kendisi de bu olaydan tam sekiz gün sonra suriye tarafından organize edilen bir bombalı saldırı sonucu öldürülmüş.

    http://www.voltairenet.org/…nates-bandar-bin-sultan
  • bender bin sultan suudi arabistan’ın istihbarat şefidir. iran için kasım süleymani neyse suudi arabistan için de bender bin sultan odur. kimi ortadoğu halkı ise onu bender bin şeytan olarak adlandırır. bender, sovyet-afgan savaşı’nda mücahitlere yaptığı silah yardımlarıyla bilinir.
    aynı zamanda suriye, lübnan ve ırak konularında uzmanlaşmış bir istihbaratçıdır. ırak’ta saddam’a yaptığı bir ziyaretle ondan israil’e saldırmayacağına dair bir güvence de almıştır. bender’in başlıca görevleri lübnan’da suud yanlısı hariri ailesinin partisi el-müstakbel’e verilen destekle şii hizbullah örgütünün zayıflatılmasını sağlayarak iran etkisini minimuma indirmektir.

    bender bir diğer göreviyse elbette suriye’deki cihatçılara olan aktif silah ve para desteğidir. nitekim suudi arabistan onun istihbarat şefi olduğu dönemde idam cezası mahkumlarını suriye’de savaşmaları şartıyla suçlarını affedeceğini bildirmişti. bu yüzden bir sürü suudi cihatçı suriye’de savaşmıştır. ayrıca 18 temmuz 2012’de suriye’nin ulusal güvenlik binası’na yapılan saldırıda da suudi arabistan’ın ve prens bender bin sultan’ın dahli vardı. bu saldırıda muhaliflere olan güven artmıştı ve saldırıda suriye istihbarat şefi asıf şevket ile suriye genelkurmay başkanı davud raciha hayatını kaybetmişti. suriyeli yetkililer ise bu saldırıyla ilgili direkt bender bin sultan’ı el-kaide’nin ağa babası olarak nitelendirmişti. bender küresel cihadizm konusunda oldukça uzman ve ehil bir kişidir. çünkü gerçekten de onların ağa babasıdır.

    bender’in lübnan’da hizbullah’ı ve iran destekli olan filistin cihadını etkisizleştirmeye dair de birçok hamleleri vardır ve buna binaen bender bin sultan dönemin israil başbakanı ehud olmert ile birçok görüşme gerçekleştirmiştir. nitekim israil ile suudi arabistan'ın o zamanlar en önemli ortak çıkarı hizbullah’ı egale etmek ve nasrallah’ın öldürülmesiydi. çünkü hizbullah’ın lübnan’da israil’i yenmesiyle iran etkisi lübnan’da perçinlenmiş ve israil’in karizması fena halde çizilmişti. bu yenilgi sonucunda israil savunma bakanı amir peretz ile israil genelkurmay başkanı dan halutz istifa etmişti.

    daha sonraki dönemler bender bin sultan rusya devlet başkanı vladimir putin ile suriye konusunda birçok görüşmeler gerçekleştirmişti. bu görüşmelerde bender bin sultan putin’e suriye’de esad’a destek olmayı bırak biz de silahları sizden alalım demişti. tabi ki rusya esad’a destek olmayı bırakmamıştı. ancak suudi arabistan’ın o dönemlerde amerika’nın suriye’de esad’ı devirememesi ve iran ile nükleer diyaloglarının olması nedeniyle rusya’ya yakınlaşma hamlesi vardı ve bunun başını bender bin sultan çekiyordu. bu hamlenin başını bender’in çekmesinin bir nedeni ise suudi arabistan’ın darbe ile iktidara gelen sisi’nin yönettiği askeri yönetimin rusya’ya yakınlaştırılmasıdır. yakınlaşmadaki neden amerika’nın darbe nedeniyle mısır’a olan yardımlarını kısmasıdır. aynı zamanda rusya mısır’a olan silah ticareti sayesinde ruble’nin değerini de artırmak istemişti. bununla birlikte her ne kadar eksen itibariyle suriye ve suudi arabistan zıt olsa da rusya nedeniyle ve ihvan karşıtlı olmaları nedeniyle bender’in bu başarılı rusya hamlesi sayesinde suriye ile mısır arasında bir yakınlaşma da meydana geldi.

    şunu da eklemek gerekir ki bender bin sultan amerikan eski devlet başkanı george bush’un da çok samimi bir arkadaşıydı. oldukça samimi fotoğrafları bulunmaktadır. bush, pentagon'la paylaşacağı bilgileri bile çok önceden bender bin sultan’a sağlardı. 11 eylül saldırılarından sonra bush ve bender bir takım görüşmeler gerçekleştirmişti.
  • suriye'ye karşı yapılacak olası bir savaşın kurucularından.

    ındependent gazetesi, geçmişte beş abd başkanı'nı etkilemeyi başaran suudi prens bandar bin sultan'ın şimdi, suriye'de dengeleri hükümet aleyhine, ve amerika lehine devirme yolunda önemli rol üstlendiğini yazıyor.

    gazete, geçen sene suudi arabistan istihbarat birimi'nin başına getirilen prens'in, esad'ın devrilmesi yolunda uluslararası destek ve muhalifler için silah ve eğitim sağlama çabalarını yürüttüğünü yazıyor.
    prens'in putin'i ikna edemeyince daha etkili olduğu batılı başkentleri ziyaret etmeye başladığını yazıyor ındependent.
    http://www.bbc.co.uk/…3/08/130827_basin_ozeti.shtml
  • kendisinin ne menem bir şahsiyet olduğunu anlamak için umur talu'nun "bandara bandara yiyor" başlıklı yazısına da bakmak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap