preservation

• ing. koruma.
• üstteki yazara inandım açtım izledim.
  
  2 bira ile keyif almış olamaz bu filmden. onun öncesinde epey demlenmiş olması lazım.
  
  sıfır senaryo, sıfır karakter gelişimi, vasattan hallice oyunlar, sıfır bağlantı, hiçbir şey yok filmde. hiçbir yere de bağlanmıyor. dümdüz doğa manzarası için izliyorum, çevrede geçenler beni ilgilendirmez bir filmde diyorsanız izleyin.
  
  bu arada korku filmi değil. hatta gerilim filmi bile sayılmaz.
• the gallery'nin fateful passion albümünün 4.$arkisi.
  
  to view moments so continually
  is not to view them while the time is running
  it's enough when you realized them (for)
  only one time as the everlasting
  
  when i watch it die by now no longer i endure to be
  by those moments so continually
  it's so hard to accept the truth,to make unselfish love renounce
  by this knowledge about the everlasting
  when you have to bear the ruin of all you could have lived for
  
  i've seen the point which stiffens space,time and fate
  such embodied sense will not fade
  i've seen the point when all accounts are payed
  such embodied sense will not fade
  
  preservation - so emphatically
  i entreat for what here should not be
  may face blossom at another state
  for such unique energy can't fade
  
  i've seen the point which stiffens space,time and fate
  such embodied sense will not fade
  i've seen the point when all accounts are payed
  such embodied sense will not fade
  i've seen the point which knows no future nor past
  just can't lay down my love to rest
  i've seen the point which justifies birth and death
  just can't lay down my love to rest
• “ there is an old meatball wrapped inside of tinfoil
  lying on the bottom shelf of our fridge
  a lesson in how fleeting preservation is”
  
  (bkz: left hand song)
• wu-tang'in aynı adlı albümünden mükemmel bir şarkıdır.
• tam istediğim gibi doğayla bütünleşik bir 2014 yapımı korku filmi. başlarda doğa manzarasıyla, güneşin tonlarıyla ve renklerle harika gidiyor. açın 3 bira ve keyfine bakın derim.
• kardeşim ben roger ebert miyim, niye benim entry'me güvenip de film izliyorsunuz dedirten başlık. insan bu kadar rotasız, ön incelemesiz ve plansız olmamalı film izleme konusunda. bana inanmış... sanki on numara, muhteşem film gidin izleyin demişim gibi. doğa manzarası harika ve içerken harika gidiyor demişim, bu kadar. adam resmen bana çatmak için yorum girmiş.
  
  "tam istediğim gibi bir film" kriteri herkes için değişken bir kriter. bu yüzden öznelliği vurguladım. misal ben friday the 13th part viii jason takes manhattan'a da tam istediğim gibi bir korku filmi diyorum, çoğu kişiye göre bok gibi bir filmdir.
• 2014 yapımı film.
  
  izlendikten sonra unutulmaya fazlasıyla müsait. hatta birkaç gün sonra adını bile hatırlayamayabilirsiniz.
  
  çocukların şiddete özenmesi üzerinden kendince mesaj vermek istemiş ama altını o kadar dolduramamış ki. başarısız bir girişim olarak kalmış.
• koruma, muhafaza etme, saklama gibi anlamlara gelir.
  konserve yapma da preservation'ın yan anlamlarından birisidir.
  
  eş anlamlı sözcükler;
  
  -conservation, protection, care
  -continuation, conservation, maintenance, upholding, sustaining, perpetuation
  -conserving, bottling, canning, freezing, drying, curing, smoking, pickling
  -saving
  -conservation
• vurup yere serdiği ama tamamen etkisiz hale getirmediği maskeli katillere arkasını dönen amerikalıların oynadığı bir film. film zaten ucuz. aktörlere de para vermemek için sadece 3 kurban kullanmışlar. 2 erkek kardeş. biri sap öbürünün kız arkadaşı var. katiller için de çocuk işçi çalıştırmışlar. sanırım filmin bütçesi 10 bin tele falan.