• sakarya'nın "alternatifsiz" alternatif mekanı...
    pırıl pırıl ve sürekli yenilikleri kovalayan işletmecileri ile adını şehrin tarihine altın harflerle yazdıracak gibi görünüyor...
    12.12.12 tarihinden bu yana, bu kadar yeniliğe imza attılarsa, birkaç sene sonrayı düşünemiyorum bile...
    tebrikler, tebrikler, tebrikler....
  • 60'lı yıllarda bir şehir efsanesi peydah olmuş istanbul'da: sözümona güya the beatles, karamürsel'e gelmiş, denize girmişler, sahilde piknik yapıp şarkılar söylemişler, gözlerden uzak bir gün geçirip kim bilir nasıl geldilerse öyle gitmişler. efsanenin güzelliği olayın geçtiği yerin karamürsel olması; kimin aklına nereden gelmiş bilmem ama olay istanbul'da cereyan etseydi efsane olamaz, bir yalan sıfatıyla tarihe not bile düşülmezdi...

    istanbuldan otobüse binersin, e-5'ten devam edersin, avmler, plazalar, yeni eski siteler arasından geçersin, yeni yoldan nuh çimentonun devasa fabrikasından, tüpraştan, neredeyse herkesin iş bulma umudunun olduğu toyota fabrikalarından izmiti bitirirsin, gölcük, değirmendere ve beatleslı karamürseli üstten aşarsın da ne sanayi kalır yolda ne şehir. anadolu sakarya'da başlar. senin de beklentilerin değişir.

    iki gün önce sakarya'da, öylesine bir cadde üzerinde, bir otobüs firmasının yazıhanesinin üst katında, ne girişinde ne merdivenlerinde ne de ilk girildiği anda içeride herhangi bir göz boyama, bir gösterişin olmadığı bir mekana girdim ki konuya da ancak şimdi giriş yaptım sayılabilir. mekanın ismi başlığa tıkladığınızda anlamış olacağınız gibi radio pub.

    şimdi tanıtıma girersek: işte bildiğimiz üzere bir pub, bir "performance hall", başka da bir ek tanımı yok; öyle işte... "eee yani!? ne peki? ? kabloları platinyum, speakerları gümüş mikrofonları altın kaplama mı, yerde acem halıları mı serili, kadehler kristal, masalar sedef, duvarlar yaldızlı kakma, barmeni dionysos mu da uzun uzun konuya girmeden edebiyat yaptın bize?" yok hiçbiri değil. ama bir samimiyet, bir sıcaklık, bir dostluk ki sorma gitsin. bir inanmışlık, bir uğraş, bir çaba, bir güzel emek ki... hiç umulmadık bir yerde böyle bir dünya kurmak az iş değil. bana kolay; burada istanbul'da kolay. ama sanki orada bir nevi çılgınlık, bir hayalperestlik bu. işte bu yüzden gerçekten takdire şayan. şimdi çocuksundur, bir yerden kulağına bir müzik çalınır delisi olursun -hepimiz olduk- sonra o müzik hayat tarzın olur-hepimize oldu-, çevrene bakarsın, çevren buna alışıksa işin kolay, yok değilse kalkıp gidersin o büyük şehirlere. bir de kalkıp gitmemek, orada kendine bir dünya kurmak var. radio pub bunu yapmış, radio pub'la orada bunu yapmışlar. bu az şey değil. gerçekten.

    demek istediğim istanbul'da olsa bir değeri yok, ama mekanımız sakarya'da; işte bu da onu bir efsane yapıyor, yapacaktır da. çünkü adamlar beatles'ı, bu sefer gerçekten sakarya'ya getirmiş
    dostlarım. yolunuz orasıysa mutlaka gidin; olur da yolunuz oralardan geçerse de mutlaka uğrayın: hazır uğramışken de biranın yanında isli peynir yemeden kalkarsanız da şehir efsaneleri sizin boynunuza dura.
  • hep hayalimdi şu salak şehire ufak da olsa konser alanı şey etmek; arkadaşlar bunu yaptı ya helal ola. ayrıca sakarya'da sıcak şarap içebileceğiniz tek yer burasıdır, ` :hala çıkmamıştır o ayrı mevzu` -ki bildiğim bilimum istanbul cafe, lounge vs. bok püsüründen iyi yapar-. umarım ortamı bozulmaz, boku çıkmaz, bileni az olsun önemi de pek yok bana kalsa. aptal baskıların sonucunda yine ayakta kalsın, işi büyütsün, daha iyi yerlere gelsin.

    bu minik yerde lan oğlum böyle olmaz! ceylan ertem için ''ibo'nun gelini değil mi la bu'' diyenler oldu. sanırsın ki chucky'nin gelini amk! ''kopuyorum ulan siz de kopun!!! aha da bateri solo!'' diyip de içeri ellerini kafasının üstünde anap selamıyla giren oldu! kulaklar neler duydu, gözler neler gördü. ekipler amiri gibi helaya koşanlar, kulise sıçanlar, sigara içmek için baca temizleyecisi kılığına, ''sizin de işiniz zor be abi'' muhabbetine girenler... eleştirmek istesen sana her yer eleşkirt o da ayrı mevzu...

    gitarı bbg tarık ile tanımış bu ibişsel yere gitar virtüözlerini getirdiler. anlayanlar çevre illerden geldi. onların da işi zor!

    sen her halükarda #direnradio

    konser harici bizi gayet net tanıyabilirsiniz. hıyar söğüşe birayı katık yaparız iki ibnetor, sıcak şarap varsa mataranın dibini görür selam eyler çıkarız.

    mühendis değilim ama bi de şöyle bi şey var la: http://www.egonomik.com/…ya-kizla-gelinen-mekan.jpg

    severim, ederim, giderim, desteklerim.

    müzikten anlamıyosanız, karı kız için geliyosanız gelmeyin skerim! net! sakız kası var bende: https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/…28760_n.jpg
  • murray hockridge, dave kilminster gördü bu şehir sayelerinde, daha nolsun. eyvallah! eyvallah mı, ağız alışkanlığı işte :)
  • 20 aralık 2013 tarihinde birsen tezer'i ağırlayacak mekan.
  • içeceksin sıcak şarabı öpeceksin arabı... öhm neyse, sıcak şaraba da başladılar ha; bilgi mahiyetinde. candır be can!
  • shine on you crazy diamond dinleyebileceğin sakarya denen götlek diyarı yerde bi nevi bombastik live at pompeii. tanrı boogie denilen bir avuç yaratığı kutsasın.
  • konser için ağırladığı grupları gördükçe, böyle bir şehirde böyle bir iş yapabilen adamlar gerçekten iyi bir iş beceriyorlar dediğim mekandır. henüz girip görmek nasip olmadı ama müzikal kalite olarak istanbul'daki mekanlardan pek bir farkı yok.
  • 17 aralık gecesi istanbul arabesque project konseriyle ilk defa gördüğüm mekandır. mekanın özellike girişinde ve sigara içilen alanda hiç dekorasyon yapılmamış, oldukça eski duruyor.

    konser başladıktan yarım sonra içeride sigara içmek serbest oldu, bu andan itibaren mekanda çok yoğun bir sigara dumanı olmaya başladı, sigara içtiğim halde rahatsız oldum ve hayatımda ilk defa canlı performans bitmeden mekanı terk etmek zorunda kaldım, havalandırma sisteminde sorun olduğunu düşünüyorum. ayrıca konser veren grup nedeniyle, katılımcı popülasyonu orta yaş üzeriydi, öğrenci oranı oldukça düşüktü. bir vişne votkanın 20 tl olması da adapazarı'nda pek alternatifinin olmamasından dolayı da kaynaklanıyor sanırım.

    mekanda aklımda kalan en güzel şeylerinden biri çalışanlardan miray'dı:)
  • adapazarı gibi yoğun muhafazakar ve müzikal etkinlik konusunda kısır kalabilen bir şehrin yüzüne bir temiz su çarpmış mekandır. eksiklerini gediklerini boşlamazlar, sürekli yenilenme halindedirler. sadece müzikseverler için değil, müzisyenler için de "kafanın rahat" gelineceği mekanlardan biridir ne olursa olsun. bunda sahipleri orçun ve ilkan'ın zevkli ve sıkı birer müzisyen olmasının da payı büyük.
hesabın var mı? giriş yap