• sponsorlarından araya kaçmayan bi' don isterse sanırım kariyeri için çok önemli bir adım olacak.
  • bugün bir kere daha alninin akiyla sampiyon olmustur. o güzel ispanyolcasiyla federer'e "bugunki mac icin uzgunum" demesi de gozlerden kacmadi. seviyoruz kendisini.
  • (bkz: mesele şampiyon olmak değil kahraman olmak).

    bir de donunu çekiştirmemeyi öğrenmek. m.s. 2350 yılına kadar büyük küçük her turnuvada şampiyon olsa da benim için donunu çekiştiren antipatik bir insan olarak kalacak.
  • federer'i yenerek şu uyuz fransızları üzdü ya o yeter bana. adam orada nerdeyse her sene şampiyon oluyor bu mallar ise onu yuhalayacak nerdeyse.
  • suratsız djokovic'ten sonra bu adama antipatik diyeni tenis tanrıları çarpar. gayet centilmen bir adam, final maçında neredeyse herkes federer'i desteklese de bir kere olsun agresif tavırlar sergilemedi, maç sonu rakibinin hakkını da teslim eden bir konuşma yaptı, ama kendisine tavsiyem federer ile yaptığı maçlara vur fedo'nun backhand'ine gitsin taktiğinden vazgeçmesi lazım, ben bile daraldım bir ara ki federer kudurmuştur.

    6 kez roland garros şampiyonluğu yaşamış dünya 1 numarası.
  • centilmen bir tenisçi. oyun bitiminde, tenisçiler oturma yerlerine doğru yürümeye başladıklarında, önce varmış olsa da rakibinin geçmesini bekleyip, sonra kendi yerine yöneliyor.
  • bu adamı izlerken ben yoruluyorum lakin adam yorulmuyor. her topa da böyle manyakça koşulmaz, ayıptır. koy real madrid orta sahasına bütün toplara bassın doksan dakika boyunca. öyle bir ciğer ve güç var bu adamda.
  • tenis sporunun elit ve seviyeli bir spor olduğunu roger federer ile beraber tüm dünyaya göstermiş tenisçidir. bu adamlar yıllardır orda burda karşılaşıyorlar, her ikisinde de, benim duyduğum gördüğüm bi çiğlik, bi kendini beğenmişlik, bi hazımsızlık yok. yani gönül ister ki bi laf sokma olsun, maçtan sonra biri diğerinin antrenörüne bi hareket yapsın, seyirciye bi emre belözoğlu parmağı sallasın.
  • sponsoru olan nike firmasının özel olarak daha geniş şort üretmediği tenisçi..rafa obsesif bir insandır ve servis öncesi tiklerine dokundurtmaz.
  • kendisi hakkında the times'da lynn barber imzalı bir röportaj-makale çıktı geçenlerde.

    bu makale herhalde rafael nadal seviyesinde bir sporcu için bugüne kadar çıkmış en acımasız ve aşağılama dolu yazılardan biridir diye düşünüyorum.

    yazının tamamı the times'ın web sitesinde var. ancak paralı üyelik istediği için, bir çok blog'da da bulabilirsiniz. google'lamak yeterli.

    yazıyı okurken ve sonrasında, nesnelliğimi mümkün olarak muhafaza ederek yorumlamak istedim. zira nadal'ın objektif olarak eleştirilebilecek yönleri var, antipatik bulanların bakış açısını da anlayabiliyorum. yazıda söylenen herşey de haksız diyemem. ancak bu yazının ne amaçla yazıldığını anlamak da imkansız. barber'ın rafa'ya karşı röportaj öncesi hiç bir önyargısı bulunmadığını düşünmek imkansız. dolayısı ile, nadal'a "kıl olan" bir yazar, kendisi ile bir röportaj yapmış, ve daha sonra da sinir olduğu herşeyi yazmış gibi duruyor.

    çıkarılan bazı sonuçlar ve yorumlar ise akıl sınırlarını zorlar. bu yazının the times'da yayınlanması da ayrıca şaşırtıcı.

    dediğim gibi yazının tamamını arayan bulur. ancak önemli noktalarını türkçe özetlemek gerekirse:

    - barber, odaya girdiğinde nadal'ı iç çamarışı görünen bir şekilde yatarken ve masaj yaptırırken görüyor ve bunu bir saygısızlık olarak addediyor. (burada kısmen haklı olabilir, zira kendisi ile röportaj yapmaya gelen bir gazeteciyi bu şekilde karşılamak ne kadar doğru tartışılır. ancak tenisçilerin, hele masters turnuvalarında (röportaj roma turnuvası sırasında yapılmış) maç sonrası duş, masaj ve yemek için ne kadar kısa zamanları olduğu ve ertesi günkü maça hazır olmak için bir an önce de işlerini bitirip yatağa gitmeleri gerektiğini unutmamak lazım. ayrıca bu röportajın zaman ayarlamasının kimin isteği üzerine ve ne zaman yapıldığını da bilmiyoruz.

    - nadal'ın işine gelmeyen ingilizce soruları tercüme ettirdiğini, ancak bunun aslında pr'cıları ile klişe bir cevap verebilmek için fikir alma rutini olduğundan bahsediyor. bunun da kısmen haklılık payı var. nadal'in ingilizcesi'nin yetersizliği nedeni ile, basın toplantıları ve verdiği cevaplar genelde çok eğlenceli olmuyor ve fazla klişeye kaçıyor.

    - nadal'ın ekibinin kendisine "rafa'nın zor ve yorucu bir gün geçirdiğini" söylemesi de lynn barber'ı irite etmiş. kendisi de yorgunmuş. ayrıca rafa'nın zor gününün 2 saat tenis oynamak ve sonrasında da imza dağıtmak olması ile dalga geçmiş.

    - yazarın tenise yabancılığı da dikkat çekici. maç sonrası kazanan oyuncunun kamera üzerine imza attığını ilk röportaj sırasında görüyor.

    - rafa'nın maç öncesi ritüelleri, rakibini bekletmesi ve artık herkesin bildiği iç çamaşırını çekiştirme problemleri tabi eleştiriden kaçamamış. bunların içerik olarak yanlış olduğunu söylemek güç, ancak anlatımdaki genel düşmanca tavır dikkat çekici...

    - nadal'ın kız arkadaşından "bana çok uygun, uzun zamandır tanıyorum, ailelerimiz de birbirlerini tanıyor" diye bahsetmesini "ruhsuz" bulmuş. bundan daha da ötesi, nadal'ın kız arkadaşının toni nadal tarafından ortaya çıkarılmasını planlanmış bir hamle olarak tanımlayarak, nadal'a "gay olduğunu gizlemeye çalışıyor" imasında bulunmuş. hatta freddie mercury'e bile benzetmiş.

    - nadal'a kız arkadaşı ile evlenmeyi düşünüp düşünmediği, ne kadar görüşebildikleri vs gibiler sorulmuş. nadal'ın bu sorulardan rahatsız olduğu söyleniyor. hatta röportajın sadece bu kısmında, gazeteci nadal'ın tüm dikkatinin üstünde olduğunu ifade ediyor.

    - nadal'in düzenli seks hayatı bile olmadan yaşadğı sıkıcı hayat eleştiriliyor.

    yazıda daha çok cevherler var. bu yazının yayınlanmasından sonra lynn barber o kadar eleştiri mail'i almış ki, twitter'ında "nadal'ı eleştirmenin hz.muhammed'i eleştirmek gibi olacağını tahmin edemezdim" yazmış.

    -
hesabın var mı? giriş yap