rogue
-
oyuncular vardır. berbat bir dizinin de, kaliteli bir dizinin de çıtasını yükseltirler, izlenirliğini arttırırlar.
oyuncular vardır. berbat bir dizinin de, kaliteli bir dizinin de izlenirliğini düşürürler.
thandie newton ikinci gruptakilerden. rogue kaliteli bir dizi değil. ailesi olan bir polis mafyanın içine girer dendi mi filmde, dizide neler olacağını anlatacak çok kişi var. yani artık köstebekli yapımların olay örgüsünü ezberlemiş durumdayız. rogue da farklı şeyler anlatmıyor. genelde erkek olan köstebeği kadına çeviriyor ve mafyanın içine atıyor. üstüne bir de intikam hikayesini ekliyor. sonrası bilindik. uyuşturucu satıcılığı, mafyalar arasındaki çatışmalar, ihanetler, köstebeğin kimliğinin deşifre olması üzerinden yaratılan gerilim, köstebeğin (adı grace) ailesi ile sorunları (başarılı bir polis ama iyi bir anne/eş değil klişesi), grace'in işkolikliği, ekibimde yer almak istiyorsan elini kana bulayacaksın şeklinde devam eden klişelerden ibaret bir dizi. çok fazla köstebekli film izlenildi ise zevk vermesi zor. gelelim newton'a. newton küfrettikçe, sert bir tavır takındıkça, erkeksi bir şekilde yürüdükçe diziye yabancılaştım. olmuyor, karakter ona uymuyor. kanımca newton doğru bir seçim değil. yetenekli mi bilemem (sadece mission impossible 2'da izlemiştim), ama bu rol için yanlış tercih olmuş. neticede birinci bölümü ile izlemekten vazgeçtiğim dizidir. -
tbc çıktığı gün rerollayıp hiç bırakmadan oynadığım nerf üstüne nerf yiyen güzide wow karakteri
-
-
açık ara bu ara izlediğim en iyi dizi. thandie newton'un oyunculuğu başlarda aşırı itici ve ukala geliyor ama dizinin aksiyonu ve macerası içinde o da kaybolup gidiyor. ya bi siktir git dedirten sahneleri var ama aşırı başarılı oynadığı sahneler daha fazla. bi kaç yan rol dışında bütün oyuncular süper iş çıkarmış gerçekten. boss'taki muhteşem oyunculuğuyla kendisine hayran olduğum martin donovan için izlemeye başlamıştım ve pişman da olmadım. sırf sezon finali için bile izlenir. hele jimmy laszlo karakterini canlandıran marton csokas öyle bir oyunculuk sergiliyor ki onun olduğu her sahne şiir tadında geçiyor. adam oynamıyor şir okuyor ya da şarkı söylüyor adeta. el kol hareketleri bir insana bu kadar yakışabilir ancak.
aksiyonlu, sert, ince düşünülmüş, lafını esirgemeyen dizi arayanlar kaçırmasın. -
-
sizi sırtınızdan vurmaktan keyif alan, world of warcraft oyunundaki bir sınıf.
zamanında shadow priest oynarken keşfetmiştim rogue'u, türlü şerefsizlikler peşinde koştum, çok eğlendim.
durotar'da duel atan frost mage arardım hep, baktım yemek yiyor, shadowstep, baktım duel'i kaybedecek yine shadowstep.
elemanların sağa sola aoe atmalarını uzaktan gülerek izlemek, distraction atmak, sap atıp orc dilinde "zug" kelimelerini okumak pek güzeldi.
mazide kaldı. -
evet orijinalinde de güçlerinden kurtulmaya çalışan bi karakter ama hiçbir zaman filmdeki gibi x-men'i savaşın ortasında bırakıp kendi derdine düşmez. seksapalitesinden eser kalmayı bırakın ergen tripleri mide bulandırıcı seviyeye gelmiştir filmde
-
internet café'lerde mmorpg tarzı oyun oynayan çocukların hep farklı şekilde telaffuz ettiği kelime. roguğe diyen var, roc diyen var, rog diyen var*, roj diyeni bile duydum bir kere.
-
en sevdiğim çizgi roman karakteridir kendisi. gambit le aşk yaşar, wolverine le ense tokat dolaşır, güneyli aksanı ve güzelliğiyle herkesi etkiler. ekranda en güzel yansıtılışı şüphesiz ki x-men 90s animated tadır.
--- spoiler ---
rogue aynı zamanda magnetoyla aşk yaşamış kızı scarlet "bitch" i de öldürmüştür. ama marvel kendisini harcamıştır. ah ah rogue nasıl kıydılar sana. jean grey i 30 kere dirilttiler. rogue da bir şekilde geri döndürtsünler. rogue suz x- men, emma frostsuz cyclops kadar tatsız tuzsuz olur. en yakın zamanda kendisini birilerini tokatlarken görmek dileğiyle...
--- spoiler --- -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap