• bu albümü döndürüp duruyorum, dinledikçe daha samimi gelmeye başladı gerçekten. hiçbir şarkıda sıkılmadığım gibi, yaklaşık bir haftadır gece yatarken dinliyorum uzuun uzun... yer yer inliyor gibi söylüyor hayko, ben de eşlik ediyorum... ne güzelmiş ya, tebrik ettim...
  • hayko'nun en iyi albümüdür,şaka maka 8 yıl geçmiş.
  • son yirmi yillik donemde turk rock ve modern muziginin benim icin en spesifik ve samimi albumudur.

    29 haziran 2005 yilinda yayimlanan bu album hayko cepkin'in ilk albumudur. album bastan asagiya lirikalitesi ve ozgun klavye tonlariyla anadolu rock esintileri ve 80'lerin british synth muziginin izlerini tasir.

    sarki sarki gitmeden once soylemeliyim ki gerek albumdeki samimi hava, hayko cepkin'in ortodoks ilahisi soyluyormuscasina girdigi ruh halleri, gerek de kliplerdeki minimal hava ve hayko'nun ilk imaji, birbirleri ile eklektik bir yapida benzersiz bir sekilde butunlesmis ve bir esi benzeri daha olmayan, olamayacak - ki kendisi bile o havayi yakalayamaz bir daha- bir emege donusmustur.

    albumde 11 sarki bulunup 5 tanesine birbiri ile neredeyse uyumlu minimalist klip ler cekilmistir.

    ilk sarki olan yarasi sakli
    daha giristen albumun atmosferik yapisi ile foreshadow yapmaktadir. ay benzeri bir ortamda cekilen klipte karanlik ama huzurlu olan bir karanlik hissedilmekte ve lirikleri ile anadolu halk siirlerine bezenmis ve gitar-klavye uyumu ile albumun genel temasinin ziplenmis hali gibidir.

    ikinci sarki olan huzunle karisik ise basit ve etkili sozleri ve baterideki aksak ritmin ana riff ile uyumu ile dikkat cekmektedir. ayrica bu halde gitse bile guzel olabilecekken nakarattaki uzun havavari vokal sarkiyi dualist bir yapiya sokup, ilk dinleyiste basit ve tek duze gelen sarkiyi ileri ki dinlemelerde komplikelestirmektedir.

    ucuncu sarki olan ve albumun en bilindik sarkilarindan olan son kez ise araf filminden goruntuler ve hayko'nun siyah font onundeki tripleri ile zaten karanlik bir piyano melodisine sahip olan sarkiyi daha da karanlik bir yapiya sokmustur ve bu sarkidaki altyapi hayko'nun ilerideki albumlerinde daha belirgin olan endustriyel tarafinin adeta habercisidir. ayrica vurucu nakarati ve ikili vokal teknigi ile sarki ilk dinleyiste yakalamaktadir. bir de sonundaki this is a nightmare halleri sanirim turk rock muziginde ilktir.

    dorduncu sarki ise benim bu albumdeki sahsi favorim olan ve her dinleyiste tuylerimi ilk gunku gibi diken diken eden gormuyorsundur. girisi ile verdigi uhrevi hava ve nakaratinin yumusakligi, yunus emre siiri gibi felsefi lirikleri ile bana huzur veriyor, ama boyle aglamali bir huzur. gece balkonda sigara icerken nerdeeen nereeeye diye dalip gidip mutluyken bir anda goz dolduran cinsten.
    son kez klibi ile benzerlikler iceren bu sarkinin klibinin 2:33 dakikasindaki o bir saniyelik minik atraksiyona da bayilirim.

    besinci sarki uzakdogu folk muzikleri benzeri ana melodisi ve derinden gelen bas ile bizi karsilayan eller aldi. ilerideki albumlerinde bir sarkida cok sevdigim bir sozu var kendisinin hicbirseyin dibindeyim diye, iste bence o dibe ilk bu sarki ile dusmustur hayko.
    albumun en derinlerinden.

    altinci sarkisi ise albumun en tatli sarkisi olan seninki dert mi?. giris melodisini ozel izin ile dandy warhols grubunun sleep adli sarkisinindan alan bu sarki hayko'nun muzikal kalitesini gostermektedir zaten, soyle ki o melodiden sonra gelebilecek en guzel ritim sleep diye dusunurken hayko daha iyisini ve tatlisini kotarmistir. bu sarkidaki o piyano melodisi var ya hic var olmadigini dusundugum cennetin, eger var olsaydi sokaklarindaki hoparlorlerde ne calacaginin bir illuzyonunu sunuyor bize bence. ayrica o 2:29 da ki melodiyi de sarkinin basindan itibaren sabirsizlikla beklerim her zaman. bi de o melodiyi bu gunlerde ismini vermeyecegim yeni yetme retro muzik yapan hanim kizlarimizdan biri canli konserlerde baska sarki altinda kullanmaktadir. neyse guzel iste, cok guzel sarki.

    yedinci sarki olan bosluk ise balik olsaydim sarkisi ile birlikte bence ikizdir ve yarasi sakli gibi atmosferik yapisiyla dikkat cekmektedir ayrica ortalara dogru giren melodi bana hayatimin grubu olan black sabbath grubunun rifflerinin verdigi havayi verir hep. bi de bu sarkidaki o kendine has klavye melodisinin aceleci tavri sarkiyi daha olgun bir havaya sokmustur nazarimda.

    sekizinci sarki ise ben gideyim isimli anadolu rock ezgisinde hayko'nun sairane yonunun baskin oldugu sarkilardan biri. giriste bahsettigim o ilahi havayi bu sarkida da deli gibi hissederim hep. sarkinin son bir dakikasi yine bizi cennete goturup ama bu sefer orada kanatlar ile boyle ucurmaktadir. bu bok dunyada da transa sokup ucuruyor o ayri.

    dokuzuncu sarki da albumun hiti olan firtinam. diger sarkilara dair yazdigim butun o huzur temali hisler iste bu sarkida zirve yapiyor. bu sarki ile uyudugum gunlerde hep guzel ruyalar goruyorum vallahi billahi. klip de zaten gercekustu sekanslar ile bir ruya gibidir. sozleri de bizi masum asklarin da var oldugunu gosterecek derecede temizdir. bak bu adam cok duygusal ha burdan belli. -askerlik arkadasim gibi konusuyorum kendisiyle ama asker arkadasindan ziyade yakin ve derdimi acabilecegim bir dostum gibi goruyorum kendisini o ayri-

    onuncu sarki olan hangimiz masumuz

    adli sarkinin sozlerinde ise ben albumdeki diger sarkilardaki havalardan ziyade sosyal ve politik bir yon seziyorum tabi oyle olmayabilir ama ben onu cok seziyorum ya. liriklere bir daha goz atin ve sonra sosyal bilimlere ilgili olanlar, aydinlanma cagindaki dusunurlerin utopik olanlarinin o saf yari bilimsel dusuncelerini de bir suzsun soyle, aha o cilt cilt yazan seylerin ozeti gibi bir sarki bu sarki.

    ve albumun son sarkisi da benim icin en klas ve temel klavye melodilerinden yurudugu icin gizli favorilerimden olan zaman gecti. bu ayni hissi muse grubunun map of problematique sarkisinda ve depeche mode ile alman wolfsheim grubunun sarkilarinda da aliyorum. bu arada wolfsheim on numara gruptur ve pek kisi bilmez maalesef, bir goz atsin synth tabanli muzikle ilgili olanlar. sarki akip gidiyor ya daha ne diyim.

    velhasil kelam albumde bos atan tek bir sarki bile yok ve birbirlerini tamamlayici nitelikte olduklari icin essiz bir butunlesme ile bu guzel albumu olusturmuslardir. hayko'nun komsular rahatsiz olmasin diye masanin altinda vokalleri kaydetmesi olsun, cikarirken cektigi zorluklar olsun, butun o melodiler, lirikler olsun album ile aramda duygusal bir bag olusturmustur ve ne zaman dinlesem tekrar tekrar takilirim bu albume. ve olene kadar da sanirim bu album basucu turkce albumlerinden biri olacak benim icin.
  • rakı sofralarının vazgeçilmezi hayko cepkin albümü *
    bunalım modda sabahlanan gecelerin de vazgeçilmezi aynı zamanda *
    vazgeçişlerin demirbaş albümü bi de *
    hastasıyım.
  • albümde ben gideyimin sonuyla fırtınamın başının melodisinin bütünleşik olduğunu anlamam için bin kere dinlediğim şarkıları ayrı ayrı dinlemem gerekti.. albüm sırasıyla dinleyince ben birinin bitip diğerinin başladığını dahi anlayamıyormuşum. ya o kadar malmışım ya da albümü dinlerken okadar kopuyormuşum.. hayko bey sağolsun..
  • beklenmedik bir haber karşısında sarf edilen monologsal lakırtı.
  • işe yarayan lakırtı*.
  • kötü şarkı bulmanın imkansız olduğu sayılı albümlerden birisi. mesela demin albümü açtım, 3 dakika boyunca hangi şarkıyı dinlesem diye düşündüm. sonuç; tüm şarkıları işaretle + sırayla çal :( ayrıca hayko cepkin'in en underrated şarkısı olan hangimiz masumuz da bu albümün son sıralarında yer almaktadır.
  • hayko cepkin civciv sarısı saçlarıyla ilk defa kulaklarımıza konuk olmuştu yeni birşeyler dinleycek olmanın heycanıyla albümü aldık yarası saklı yla başlayan bu his bütün albüm boyunca ve gelecek günlerde bedenimizi sardı. albümün kartonetinde müziğinde adamın kendisinde çok farklı bir sıcaklık vardı... yıllar geçti o adam hatrı sayılır biçimde tanınır oldu fakat türkiye'de yapılmış gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri sakin olmamız gerektikçe cd çalarların içinde.
  • albume taparim, hayko cepkin peygamberligini ilan etse pesinden giderim lakin dun albumu dinlerken farkinda olmadan albumdeki sarkilarin isimlerini istemsiz olarak onumdeki kagida karaladigimi farkettim. sonrasinda da sarkilarin her birinin isminin pek sukela kamyon arkasi yazilari olabilecegini dusundum. hani gunun birinde uzun bir yolculukta onumdeki kamyonun arkasinda umarim yarası saklı, hüzünle karışık, son kez, görmüyorsun, eller aldı, seninki dert mi, fırtınam ya da hangimiz masumuz gibi bir yazı görmem. allah muhafaza.
hesabın var mı? giriş yap