• mitolojide "tanrıların içkisi" olarak kabul edilen şarap, "kutsal içki" olrak anılır. şarabın ilk ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli efsaneler de bilinir. anadolu'da en yaygın efsane ise şöyle:

    nuh peygamber agrı dağı'nın eteklerinde dolaşırken, çok neşeli bir keçi görür. keçinin neşesinin kaynağını merak edip, onu takip eder ve iri taneli bir meyve* yedigini görür, bu meyveyi çok beğenen nuh, üzüm suyunun tiryakisi olur. onun keyfini fark eden şeytan, onu kıskanarak yakıcı nefesiyle asmaları kurutur. nuh bu duruma üzülüp kederlenince, şeytan [ne içindir bilinmez] asmayı kurtarabilmesi için yedi tane hayvanın kanıyla burayı sulaması gerektiğini söyler. nuh da onun dediği gibi "aslan, kaplan, ayı, köpek, horoz, tilki ve saksağan"dan oluşan 7 hayvanın kanıyla asmayı sular ve asma yeniden canlanır. işte bu yüzden o günden beri üzümün suyunden ya da bu meyveden üretilen içkiyi içenler; ya aslan gibi cesur, ya kaplan gibi yırtıcı, ya ayı gibi kuvvetli, ya köpek kadar kavgacı, ya horoz gibi gürültücü, ya tilki gibi kurnaz ya da saksağan gibi geveze olurlar-mış-...
  • kırmızı türü güzel olan içki
  • chardonnay ve cabernet sauvignon uzumlerinden yapilanlari en makbulleridir..
  • omer hayyamla özdeşleşmiş, yıllandıkça değeri artan içki
  • (bkz: visne sarabı) en güzelidir, ozellikle de tatlı içki sevenler için.
  • saraptan elde edilen mahlep diye güzel bir içki vardır.
  • (bkz: lilac wine)
  • beyaz etle beyaz sarap, kirmizi etle ise kirmizi sarap icilmesi gibi bir zorunluluk vardir nedense. damak acisindan hic kasmadigi konusunda herkes hemfikirse de hic kimse bu kurali bozmak istemez. (bkz: adabi muaseret) zaten kirmizi sarabin kirmizi olmasinin sebebi beyaz sarap sirasinin kirmizi uzum kabuguklarinda bir sure bekletilmesidir. bu sure kisa tutulursa pembe sarap yani roze, uzun tutulursa da kirmizi sarap elde edilir. bu sekilde bir isleme gerek duyulmasinin sebebi ise uzum suyunun beyaz olmasidir; kabugu kirmizi bile olsa.
  • "en güzel şarap gerdek gecesi gelinle damadın arasında ezilen üzümden yapılan şaraptır" der marquis de sade
  • sultan abdulmecid bir gun bogazici'nde buyuk bir bagin tam ortasindaki koshkunde oturan bir bektasi babasini ziyarete gitmis.
    bektasi, o gün komsu bagdaki bir arkadasini ziyarete gitmis.
    donunceye kadar padisah bagin her tarafini dolasmis.
    bektasi donunce karsilikli konusmaya baslamislar.
    "eren,bagin masallah cok buyuk. uzumunu ne yapiyorsun?"
    "muritlerle ve canlarla birlikte yeriz sultanim."
    "buradaki uzum yemekle biter mi?"
    "yemedigimizi de sikip ficilara basar, suyunu iceriz!"
    "peki ama, sikilmis uzum sarap olmaz mi?"
    "vallahi sultanim, biz uzumu sikip ficilara basariz. allah ne isterse o olur.
    ust tarafina karismak haddimize mi?"

    gibi bektasi fikralarina konu olmus,neden yatik saklanmasi konusunda akillarda soru isaretleri birakmis ickidir...
    (bkz: sarap neden yatik saklanmalidir)
hesabın var mı? giriş yap