• putları yıkıp devrim yapmaya gelmiş birini ölümünden sonra putlaştıran bir dinde ne şirktir ne günah.
    isa'ya tanrının oğlu denince ovvvv, muhammed'e "kendisi için kâinatın yaratıldığı insan" deyip allah'la adını yanyana yazınca oh yeaaaaa.

    ruhbanlığın olmadığı bir dine evliyalar, veliler, tarikatlar,mezhepler sokmaktan bahsetmiyorum bile.

    savunmaya gel, genelde dinciler bu konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaparlar ; allah peygamberlerini, velilerini çok sevdiği ve dualarını kabul ettiği (edildiği umulduğu için) ve de bu insanlar devamlı olarak allah'ı zikreden ibadet ehli oldukları için onları herhangi bir dua konusunda aracı yapmakta bir beis yoktur. yani biz günahkârların allah'la direkt iletişime geçtiğimizde günahlarımızın bağışlanma olasılığı düşük olduğu için araya peygamberi veya velileri koyarak olayı daha etkili yapabilirmişiz. (tarikatler böyle adam topluyor işte, bir adet şeyhimiz var geri kalanlar hizmetçileri. sonunda cennet hediyeleri. sırattan şeyhleri geçirecek bu arkadaşları, allah'tan rica edecek ufak tefek günahları olanları yüzü suyu hürmetine cennetine koyacak )
    vayy be bu bana bir yerden tanıdık geliyor. hristiyanlar'da araya isa'yı koya koya adamı sonunda tanrı ilan ettiler (iznik konsülünde uzun tartışmalar sonucu , bunu kabul etmeyen ciddi sayıda din adamı olmasına rağmen)
    müslümanlar ise farkında olmadan muhammed diye diye allah'tan sonra ikinci ulvi varlık haline getirdiler peygamberlerini. hatta öyle bir aşamada ki direkt rahat bir biçimde allah derken muhammed deyince başına hazret ardında s.a.v eki gelmeyince rahatsız olacak kadar. garip garip hadisler, sünnetler, hiçbir şeye yetmeyen bir kur'an.. neyse konu karışık.
  • bazi kendine musluman diyen arkadaslar sunu anlamiyorlar. kuran'da anlatilan mekkeli musrikler de bir yaraticiya inaniyorlardi, ancak ona dogrudan ulasamayacaklarina inanip araya baska tanrilar ve melekler koymaya calisiyorlardi. bu yuzden isimleri musrik olarak anilmaktadir, onlar allah'a ortak kosuyorlardi.

    gercekten burda sefaatten bahsedenler fatiha suresini okurken utanmiyorlar mi merak ediyorum. siz allah'a "yalniz sana kulluk ederiz ve yalniz senden yardim isteriz" diyip, ardindan "sefaat ya resulallah" derken, "medet ya geylani" derken allah'a yalan soylemenin agirligini hissetmiyor musunuz gercekten?

    bana sunun cevabini verin; hz.muhammed allah'tan daha mi bagislayici ve merhametli ki allah sizi cezalandirmak isterken, hz.muhammed'in vicdaninin ve merhametinin allah'inkinden daha agir basacagini umuyorsunuz?

    gercekten sapitmissiniz. bunlari soyleyip de sonra hristiyanlar hz.isa'dan ve meryem anamizdan yardim diliyorlar diye kendinizi ustun gormeyin ve tevhidi kabul edenlerden sanmayin bosyere.

    siz daha "sahitlik ederim ki allah'dan baska ilah yoktur ve yine sahitlik ederim ki muhammed onun kulu ve elcisidir" demenin ne oldugunu anlamamissiniz. keske bunlari 40'ar kere hizlica ve anlamadan tekrar etmek yerine, bir kere ama anlayarak soyleseydiniz.
  • bakara suresi 123.ayet: kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin yarar sağlamayacağı, kimsenin yardım göremeyeceği o günden sakının.

    görsel
  • 001:005
    ancak sana hizmet eder, ancak senden yardım dileriz.

    fatihada bunu söylüyorsun, sonra da başkasından yardım (affedilme, bağışlanma, kurtarılma) dileniyorsun... düşün bir bakalım şirk mi değil mi? çelişmiyormusun sence söylediklerinle...

    önce açın bir türkçe kuranı okuyun bakalım ne diyor..
  • şirktir. hem kur'ana hem de peygamberimizin örnekliğine aykırıdır. tevhid dini islama aykırı olduğu gibi 'kızım fatma ahirette allah'ın elinden seni ben bile kurtaramam' diyen bir tevhid eri olan sevgili peygamberin mirasına da aykırıdır. ayrıca peygamber kimi kimden kurtaracak? şefaat dileyen kulları çok merhametli allah'dan mı? allahın rahmeti yetmiyor mu da araya birileri sokuluyor?

    resulleri, melekleri veya sözde velileri bu tür dünyalık şirklere alet etmek allah'ın merhametine ve adaletine güvenmemek olup, allah'dan kurtulamayız, kendimize çeki düzen verip rızasını kazanmaya çalışmak da işimize gelmiyor, onu kandıramayız, bari kapıdan olmazsa bacadan girelim, araya torpil sokalım benzeri dünyevi hastalıklı düşüncelerin sonucudur. peygamberlerin taşıdığı tevhid mesajlarına aykırı şekilde şirk dinine dönen sonraki dönem hristiyanlık ve yahudilikten sızmıştır.
  • zihnimde şöyle sorular oluşmasına yol açan soru:

    1) bir insan niye "merhamet et, ey rabbim" demek yerine "şefaat ya rasulallah" der? rasulullah/elçi, allah'tan daha mı merhametli ya da daha mı iyi tanıyor bizi?

    2) allah, elçisine diyor ki: "sen onları (münafıkları) bilmezsin; onları biz biliriz!" (9/101) kendi etrafındaki insanların münafık mı mü'min mi olduğunu anlayamayan bir insanın; ölümünün ardından yaşamış hiç tanımadığı kişilere "kefil" olup da onlara "şefaat" etmeye çalışması hiç mümkün müdür?

    3) "bağışlanmaları için allah’a dua etmişsin veya etmemişsin onlar için birdir. allah onları asla bağışlamayacaktır... (63/6) ve "(ey muhammed!) onlar için 70 defa af dilesen, allah onları asla affetmeyecek!" (9/80) şeklindeki ayetlerde allah, elçisi bağışlanmalarını dilese de bazı kimseleri bağışlamayacağını söylüyor. peygamber'in kendilerine kıyamet günü şefaat edeceğinden emin olanlar, allah'ın onları affedeceğinden nasıl emin olabiliyorlar acaba?

    4) cin suresinin 22. ayetinde, "(ey muhammed!) de ki: beni allah'tan hiç kimse koruyamaz ve o'ndan başka bir sığınak bulamam!" deniyor. peygamber kendisini allah'tan koruyamazken, başkasını nasıl koruyacak; peygamber'in tek sığınağı allah iken, kendisi başkasına nasıl sığınak olacak?

    5) islamiyet'ten önceki dönemde müşrik araplar, yeri ve gökleri allah isminde bir ilahın yarattığına inanıyorlar (29/61, 31/25, 39/38), bununla birlikte taptıkları diğer ilahların/putların ise kendilerini allah'a yaklaştıracağını, kendilerine şefaat/yardım/aracılık edeceğini düşünüyorlardı (10/18, 39/3, 39/43). şefaat ya rasulallah, diyen birinin bu hususta mekkeli müşriklerden farkı nedir?
  • kesinlikle şirktir.

    39:44 de ki: "tüm şefaat allah'a aittir." göklerin ve yerin yönetimi o'na aittir. sonra o'na döndürüleceksiniz.

    82:18-19 din gününün ne olduğunu bilir misin? o gün kimsenin kimseye yardımı dokunmaz. o gün tüm kararlar yalnız allah'a aittir.

    2:48 öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, `aracılık (şefaat) kabul edilmez`, kimseden bir fidye alınmaz ve yardım da edilmez.

    39:36 allah kuluna yetmez mi?

    10:18 allah'ı bırakıp, kendilerine ne zarar ne de yarar veremeyenlere hizmet ediyorlar ve "bunlar,allah yanında bize şefaat edecekler" diyorlar. de ki: "allah'ın göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi o'na bildiriyorsunuz?o çok yücedir, ortak koştuklarınızdan uzaktır."

    74:46-48 "yargı gününü yalanlardık. nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık." aracıların şefaati onlara bir yarar sağlamaz.

    46:5 allah'ı bırakıp da diriliş gününe kadar kendilerine cevap veremeyen ve hatta onların dualarından bile habersiz olanları çağıranlardan daha sapık kim olabilir?

    39:45 allah tek başına anıldığı an ahiret gerçeğini onaylamayanların kalpleri huzursuz olarak ürker. fakat o'nun dışındakiler anıldığı zaman hemen yüzleri güler.

    16:20-21 allah'ın yakınından/aşağısından çağırdıkları kişiler hiçbir şey yaratamazlar, aksine kendileri yaratılmışlardır.ölüdürler, diri değildirler. ne zaman dirileceklerini de bilmezler.

    72:18 mescidler sadece allah'a aittir; öyleyse allah ile birlikte hiç kimseyi çağırmayın.

    7:29 de ki: "rabbim adaleti emreder. her mescitte dini sadece o'na ait kılarak o'na yalvarın. sizi ilk yarattığı gibi o'na döneceksiniz."

    41:6 de ki: "ben, sadece sizin gibi bir insanım. bana, sizin tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyediliyor. o'na yönelin, o'ndan bağışlanma dileyin. vay ortak koşanlara!"

    72:19-23 allah'ın kulu kalkıp sadece o'nu çağırdığında ona karşı nerdeyse hepsi bir bütün oldular. de ki: "ben sadece rabbime çağırırım; ve o'na hiç kimseyi ortak koşmam."de ki: "ben size ne zarar verme, ne de sizi doğruya iletme (irşad etme) gücüne sahibim." de ki: "hiç kimse beni allah'a karşı savunamaz, o'ndan başka sığınak da bulamam." "ancak allah'tan bir duyuruyu ve mesajını iletirim." artık kim allah'a ve elçisine karşı gelirse içinde ebedi kalacağı cehennem ateşini hakeder.

    3:79 allah'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan, "allah'tan sonra bana da hizmet ediniz" diye halkı kendisine çağırmaz. aksine, "öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini rabbine adayan kullar olun" der.

    13:14 gerçek dua o'na yöneltilendir. o'nun dışında çağırdıkları ise onlara hiçbir şekilde karşılık veremezler. tıpkı suya avuçlarını uzatan; ancak ağzına hiçbir şey ulaşmayan kimse gibi… inkârcıların duası boşunadır.

    39:3 kesinlikle, din sadece allah'a aittir. o'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, "onlar bizi allah'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara hizmet ediyoruz" (derler). ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında allah karar verecektir. allah kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.

    19:81-82 kendilerine destek olsunlar diye allah'ın yanında tanrılar edindiler.tam tersine! bu hizmet etmeyi reddedeceklerdir ve onlara karşıt olacaklardır.

    6:22-24 hepsini topladığımız gün ortak koşanlara, "nerede iddia etmekte olduğunuz ortaklarınız?" onların tek savunması şu olacak: "rabbimiz allah'a andolsun ki biz ortak koşmadık." kendilerine karşı nasıl yalan söylediklerine dikkat et. uydurdukları şeyler kendilerini nasıl da terk etti.
  • evet çok açık bir şekilde şirktir çünkü allahtan başkasından şefaat istemek veya allahtan başkasına dua etmek şirktir
  • holy şirktir. şirktirin gidin ordan.
  • anlamıyorum, anlayamayacağım...

    benim sevabım ve günahım belli değil mi?

    biri benim günahlarıma torpil yapacaksa bu adalet olur mu?

    o zaman torpili olmayanın günahı ne?

    nerede kaldı adalet?
hesabın var mı? giriş yap