• şehir dışından gelen misafirlere sunulan mecburi rehberlik faaliyetidir. bu rehberlik faaliyetleri gelen misafirin yaş ve cinsiyetine göre çeşitlilik gösterir. izmir'den gelen teyze'yi salı pazarına, ankara'dan gelen arkadaşları taksim'e, götürmek gerekebilir. birkaç gün kalacak misafirlere de ilk günden bak vapur burdan kalkıyor, taksim'e otobüs burdan gidiyo, sultanahmet'e de böyle gidiliyo diyerek elemanı donatıp kendi kendine gezmesini sağlamak en akıllıcasıdır.
  • istanbul'a ilk gelişleri ise bu misafirlerin, kişi garip bir haz duyabilir bu geziden, gezintiden. istanbul'un muhteşem güzelliğinden kendisi adına pay çıkartmasındandır büyük bir ihtimalle "ben bu şehirde doğdum, ben bu kadar güzel bir şehirde büyüdüm" diye. koca şehri sahiplenmiş bir duygu beraberinde "boğaz köprüsü'nden binlerce kere geçtim, sıkışan trafiğe aldırmadan manzarayı izledim doyasıya, yağan yağmur ile beraber ağladım istiklal caddesi'nde yürürken kimbilir hangi hayal kırıklığı ile, yayılan müzik sesleri ile avundum hemen, eşi benzeri olmayan kapalıçarşı benim şehrimde, yine kayboldum işte içinde, hep kaybolurum zaten" düşünceleri ile bir kere daha hayran olunarak devam edilir gezdirilmeye misafirler. beğeninin belirtilmesi sonucunda gezdiren kişinin koltukları kabarır "ben bu şehirde yaşıyorum işte" diye... ama madalyonun öbür yüzündeki milyonlarca olumsuzluktan birinin konusu açılsa, savunur derhal kişi: "istanbul'un suçu değil bunlar, istanbul'u sevmeyip hala daha burada yaşamaya çalışanların" diye.
  • tarafımdan defalarca yapılmış ve en iyi guzergahı artık belirlenmis olan aktivite.

    soyledir;

    laleliden başlayarak, beyazıt, sultanahmet istikametinde yuruyerek, istanbul universitesi, kapalıcarsı, tarihi kutuphane, beyazıt meydanı, cemberlitas, ve en son sultanahmet, ayasofya ve yerebatan sarnıcını ziyaret. bu işlemler saatlerimizi alır.

    sonra, yuruyerek ya gulhane parkının icinden ya da sirkeci uzerinden eminonu ve galata koprusu, yeme isini buradaki balık lokantalarından halledebiliriz.

    oradan tunel ile galata ve istiklal caddesi, burada istediginiz gibi takılın, taksime cıktıgınızda aksam olmuştur.

    ertesi gun duruma gore miniaturk ya da koc muzesi, eminonunden bogaz turu.

    eger ucuncu gun varsa topkapı sarayı ziyaret edilir.

    koskoca topkapı sarayını son gune mi bıraktın demeyin zira, burası tam bir gunumuzu alıyor.

    evet, hem sizin için hem de misafirler için unutulmaz 3 gun yasadınız, kıymetini bilin, cunku istanbullular bile buraları kolay kolay goremiyorlar, bi zamanlar bi anket yapılmıstı ben onun yalancısıyım.
  • buranın adı da galata kulesi
  • klasiktir. taksim, kadıköy, beşiktaş, eminönü gezdirilir. vapura binilir ve kapanış.
  • zordur. hele ki tek bir gününüz varsa daha zordur. valla kimse benden sultanahmet, ayasofya beklemesin. her gelene buraları gezdirmekten elinde tur firması flaması olan orta yaşlı, outdoor ayakkabılı dayılara döndüm. buralar yerine öyle yerler eklemeliyim ki sen bu işi biliyorsun mia desinler. kendimizi de rezil edemeyiz yani.
  • çok kez gezdirdiğiniz yerleri siz de ilk defa görüyorsunuzdur, zira insan yaşadığı şehirde daha rahat oluyor nasılsa giderim burdayım diye gitmediği onlarca yer oluyor
  • tartışmaya şehir dışından bir misafir olarak katılıp fikir vermek istediğim rehberlik türü.

    burada püf noktası, tek bir gün varsa tek bir mahalle seçmek olabilir. çok popüler olduğundan kuzguncuk örneğini verebilirim ama başka onlarca mahalle de bulunabilir, mesele popülerlik değil sizin o anınıza özellik. önemli olan gezdirilen kişiyi köyden indim şeere atmosferine sokmak yerine istanbul'la ve sizle ilgili anı biriktirmesini sağlamak.
  • sultanahmet, ayasofya , hamdi , istiklal marsi ve kapanis (vedat abi hamdi bozdu diyor o tatsiz olmus e ayasofya`da bozdu ne kaldi geriye?) yeni bir tur planlamak gerekli.
  • gerçekten zordur ben denedim ve çok rezil oldum
    hiç şehir görmemiş biri ise onu adeta bağlamalısınız.

    bir yakınımı sarıyer'e götürecektim daha önce istanbul'a gelmiş ama tüm aksiyonu otobüs ve ev olmuştu.
    beni görevlendirdiler istemedim ama yapmak zorunda kaldım.
    ataşehir'den daha ilk otobüse biniyoruz bunu uyardım tüm masrafları ben alıyordum sen arkaya geç ben hemen geliyordum dedim ama o da ne herif önüme geçti cüzdanını çıkardı -abey 2 kişi sarıyer ne kada?-
    şok oldum kıpkırmızı kesilmiştim ite kaka arkaya gönderdim bunu adamdan özür dileyerek iki akbilimi (o zaman plastik akbil vardı) basıp en dibe geçtim.
    buna benzer çok örneklerim var yine

    bir diğeri de adeta etrafındaki kızları sayıyordu kafayı gömmemek için zor tutmuştum kendimi.
hesabın var mı? giriş yap