şehit öğretmenler
-
"öğretmen, bir kandile benzer. kendini tüketerek başkalarına ışık verir" (bkz: atatürk)
abdullah kara 1.1.1968-24.5.1993
abdulvahap yersiz 2.2.1968-6.10.1992
abdurrahman nafiz özbağriaçik 1.2.1957-25.10.1993
abdurrahman taner 1.1.1953-29.8.1992
abdülkerim usta (…/…/…-11.5.1917)
adnan tunca 20.8.1957-23.9.1994
ali bulut 26.1.1967-11.10.1994
ali ihsan çetinkaya 1965-11.9.1994
ali incekara (1945-2.6.1980)
ali karaoğlan 21.10.1964-19.9.1990
ali rıza pekgöz 1.1.1960-10.6.1993
ali şahap salik 1959-21.9.1993
ali yildirim 1962-22.10.1993
ali yildiz 1.8.1969-5.11.1994
alihan han 1951-19.4.1993
a.nurettin soyer 1964-22.10.1993
asım özden 1954-21.5.1987
atilla aydoğdu 1967-17.9.1994
aydın acun 3.5.1966-25.5.1987
aydın yilmaz 5.1.1971-22.4.1996
ayhan kural 1969-16.9.1993
aynur sari 1971-22.6.1996
ayşe konakçi 1969-26.10.1993
bayram aladağ 1969-6.10.1993
bayram tekin 18.4.1964-25.10.1993
birol irfan aşkar 8.6.1969-24.5.1993
buminhan temizkan 1968-11.9.1994
cuma ibiş 1.1.1970-1.10.1996
çevik ersin temel 1955-6.9.1989
durmuş güçlü 12.7.1966-6.9.1989
elif livan 15.7.1962-11.6.1993
emin aydin 1.3.1964-11.11.1992
engin eker 19.2.1967-16.9.1992
ergin komut 7.9.1959-25.10.1993
ergün erol gürsesoğlu 29.09.1951-5.7.1980
erkan aydin 1969-23.6.1993
erkan özcan 1962-29.5.1994
erol ercan 2.7.1970-5.11.1994
ersoy yorulmaz 8.1.1996-11.10.1994
ertan sevim 3.2.1966-3.9.1990
ertuğrul alptekin 1.1.1968-18.2.1993
esma karadoğan 1969-17.11.1991
ethem yaşar 1959-22.10.1993
fatih tekin 1.3.1965-25.10.1993
fevzi ateş 1953-28.5.1980
fevzi katar 1960-7.10.1993
gürez şimşek 1949-29.9.1993
gürkan aritürk 3.1.1970-30.10.1995
hacı ömer serin 6.6.1973-22.4.1966
halil kandemir 1955-21.11.1993
halis şişman 2.2.1967-3.1.1993
hamza çetin 1963-23.6.1993
hamza halit sülün 30.5.1966-2.10.1995
hanifi çakallioğlu 20.5.1956-28.3.1990
hasan akan 1958-1.3.1994
hayati kapukaya 19.11.1968-8.10.1994
hüseyin aydemir 15.07.1972-12.3.1988
hüseyin kocabaş 21.11.1962-12.10.1995
hüseyin yavuz 28.7.1967-22.10.1993
ibrahim kizmaz 1.1.1956-6.1.1992
ilyas acar 1967-4/5/1992
isa karaaslan 13.7.1955-15.5.1987
ismail çelik 10.5.1956-22.2.1993
kemal göçer 1959-3.6.1994
kemal sert 6.3.1967-16.11.1993
lokman çeker 1964-12.4.1988
mahmut çatalkaya 1.4.1964-5.11.1994
mahmut karabekiroğullari 1313-31.12.1917
m.ali durak 1968-7.4.1994
mehmet birol 10.12.1964-24.5.1993
mehmet dayan 1.2.1960-29.12.1993
mehmet emin özden 1953-6.12.1992
mehmet fidan 1971-25.10.1993
mehmet geren 1951-23.3.1992
mehmet gezer 21.7.1950-7.11.1990
mehmet kapusuz 1.1.1966-6.9.1989
mehmet zeki ödük 1.1.1957-5.11.1994
metin gençdal 1966-20.4.1994
metin kaynar 1965-11.9.1994
mithat eren 4.12.1966-5.11.1988
m.mecit yalçin 1.1.1958-5.8.1993
m.mehdi şanli 1955-22.11.1992
m.nuri demiralp 1946-5.6.1994
m.şirin gökdere 1954-15.9.1994
muhammed yildiz 10.5.1964-25.3.1988
mustafa boz 6.11.1966-22.2.1994
mustafa fehmi kubilay 1906-1930
mustafa gümüş 15.5.1970-23.9.1994
mustafa karinca 1962-11.9.1994
mustafa saadettin küçük 5.10.1973-1.10.1996
nahit ergene 1955-1.1.1994
necati çiçek 1957-26.9.1995
nesrin ünügür 6.10.1993
neşe alten 1972-26.10.1993
nevzat akdemir 11.1.1966-21.6.1993
nevzat demirci 10.8.1955-7.4.1980
numan konakçi 31.10.1968-26.10.1993
nurettin aslan 1.1.1968-22.4.1996
nurgül (kale) aladağ 1969-6.10.1993
nuriye ak 5.4.1968-11.6.1993
nurullah saraç 2.8.1969-11.10.1994
orhan bakiş 1966-7.10.1993
orhan gök 2.4.1967-19.3.1992
orhan korkmaz 1956-20.5.1992
osman çiçek 1.1.1965-7.9.1993
ökkeş kaya 16.2.1967-30.10.1995
ragip köse 7.3.1968-11.10.1994
ramazan aydın bilge 1964-13.1.1993
recep çakir 1952-14.1.1980
recep oyur 1955-29.4.1994
rustem şen 1965-11.9.1994
sait korkmaz 1.3.1967-28.9.1994
seydo aydoğan 1960-5.6.1992
sezgin keçeci 1.1.1967-25.10.1993
süleyman (…/…/…-20.9.1918
şenol akar 22.4.1965-12.11.1987
şevki akgün 10.1.1965-29.4.1992
şeyho kurtulmuş 5.2.1969-25.5.1995
tahir civil 18.03.1963-23.3.1990
taşkın senger 1965-7.10.1993
uğur gören 12.12.1970-1.10.1996
ünal atli 1966-7.10.1993
vedat inan 1969-11.9.1994
vural akdeniz 1964-11.11.1992
yasemin tekin 29.7.1962-25.10.1993
zafer özdeniz 1964-21.11.1993
zeki savruk 21.4.1970-24.10.1993
zeki şenoğlu 30.9.1955-29.9.1993
zübeyr akkoç 21.12.1952-13.1.1993
(bkz: http://www.meb.gov.tr/…r/sehitogretmenler/index.asp)
(bkz: irfan ordusu) -
benim için pkk dan nefret etmeye yetecek olan aşağıdaki hikayedir.
kızımız nesrin, oğlumuz cuma bu en mutlu günlerinde sizleri de aralarında görmekten mutluluk duyarlar;
1 ekim 1996 salı günü ikisinin de en büyük hayali bu cümleyi yazacakları bir davetiye bastırmaktı. en büyük dertleri cuma’nın annesinin “paranı çarçur etme evlenince lazım olur” öğüdü üzerine bekarken almış olduğu buzdolabının yanına bir çamaşır makinesi koymaktı. şimdiki zamanlarda oy verilmesi karşılığında belediyeler tarafından bedavadan dağıtılan makineler o zamanlar ciddi anlamda bir servetti bir öğretmen ailesi için. kendi öğretmen annemden babamdan biliyorum.
yorgun başlayan haftaya diyarbakır merkeze bağlı hantepe köyü ilköğretim okulunda birbirlerine attıkları sıcak gülümsemeyle direniyorlardı. ikisi de öğretmendi, aileler biraz destek olurdu, cumanın babası urfa’daki köyde tarlanın mahsulünü oğlunun düğününe harcardı, nesrin’in annesi zor günler için birkaç altın ayırmıştı. ikisi de çalışıyordu zaten 3 yıldır belli bir birikimleri de vardı. borçlar ödenip çocuk olana kadar bir de araba alabilirse cuma altına o zaman keyiflerini hiç bir şey bozamazdı…
ama bozdu, eli kanlı terör örgütü mensupları hantepe ilköğretim okulunu bastı. cuma ve nesrin ile beraber arkadaşları uğur ve mustafa ‘ yı köyün dışında hunharca katlettiler. hayattaki tek hedefleri olan mutlu ve namuslu bir hayat sürme isteği için gerekli parayı beklide bir insanın sahip olabileceği en kutsal meslekle seçmişlerdi. onların ikisi de öğretmendi, hayatları kadar umutlu, hayalleri kadar zengindiler henüz 30 yaşındaydılar. bir gün eli keleşli, gönlü mühürlü, kadir kıymet bilmeyen dağ fahişeleri tarafından öldürüldüler ve onlar bir düğün davetiyesinde birleştirmeye kalktıkları hayatlarını evli olmadıkları için maalesef yan yana mezarlarda bile yaşayamadan göçüp gittiler.
kızımız nersin , oğlumuz cuma bir okulun bahçesinde beraberce hakka yürüdüler... -
akp'ye göre süreci baltalayan jakobenler olabilirler. ölünür mü lan, esedci misiniz siz?
-
1973 doğum 1996 şehit ediliş. daha 23 yaşında, hayatının baharında. belki üniversiteden sevgilisi vardı ev telefonuyla görüştüğü, belki de evliydi başka ilde görevliydi hayat arkadaşı
.
can yakar, şehit öğretmenler, her biri bir gül ormanının soluşudur. -
barış sürecini baltalamaya çalışan, statükocu beyaz türklerdir.
sevgi kelebeği imralı ve eli çiçekli özgürlük havarilerinin sabrını sonuna kadar zorlamışlardır.
tabii artık böyle söyleyince kıymet görüyor.
ufacık bebeklere kıyabilen orospu evlatlarının ağzından barış, demokrasi, insanlık düşmüyor ya; yaşadığım ülkenin de, benim de, aldığım nefesin de... -
her yıl ülkü ocaklarında mevlit okutulan öğretmenlerdir.bu yıl da uygulama devam edecek pazartesi akşam herhangi bir ülkü ocağına misafir olabilirsiniz ve bir fatihayı esirgemeyin onlardan.
-
-
"“11.09.1994 günü saat 22.15 sıralarında kalabalık bir pkk grubunun tunceli ili mazgirt ilçesi darıkent beldesine baskın düzenlediği, beldede bulunan jandarma karakolu’nu yoğun ateş altında etkisiz hale getirdikten sonra beldenin ptt ve belediye binalarına, sağlık ocağına girdikleri, ptt binasında bütün eşya ve evrakı yaktıkları, belediye binasının bütün kapı ve pencerelerini kırdıkları, sağlık ocağı içinde yangın çıkardıkları, ocakta bulunan sağlık malzemelerini aldıkları, darıkent beldesi ilköğretim müdürlüğünde görevli öğretmenler ali ihsan çetinkaya, metin kaynar, buminhan temizkan, mustafa karınca, rüstem şen ve vedat inan’ı evlerinden çıkardıktan sonra kaleşnikof silahla tarayarak öldürdükleri, sağlık memurları mesut demirtaş, kazım kılıç ve hüseyin vural’ı kaçırdıkları, ilköğretim okulunun bir kısmını yaktıkları..”"
öcalan davası iddianamesinden -
1993 yılında tunceli'nin meşeyolu köyünde öğretmenlik yaparken katledilen nevzat akdemir, hasan aydın ve hamza çetin'le ilgili olarak katliama tanık olan köylülerin söyledikleri:
"...dersim hakkında araştırma yapıp yazı yazanlar bölgede en önemli geleneğin baht olduğunu söylerler. yani biri birine sığınmışsa, sebep ne olursa olsun, onun canının emniyeti güvenip sığındığı kişiye emanettir. bu, inancı adet gelenek ve görenekleri ne olursa olsun, bölgedeki hemen her toplulukta vardır.
üç civan... üç genç öğretmen... köyün öğretmenleri... bu zor şartlarda, kimsenin korkusundan gelemediği bu dağ başlarında öğretmenlik yapıyorlar. demokratlıklarına çok güveniyorlar. doğrusu öğretmenlerin kişilikleri hakkında köylülerin de olumsuz sayılabilecek herhangi bir söz veya davranışları yoktur. ama mesele köylü ile bitmiyor ki! sanıyorlar ki, tanınacak, bilinecek ve korunacaklar. inançla peygamberlik görevine devam ediyorlar. gençlik işte, bazen başa bela da olur...
okulun son günü... bitirmişler işlerini, yola düşecekler artık. lakin köylülerle arasında derin muhabbet gereği bir gün daha kalmaları gerekir. okulda küçük bir yemek toplantısı yaparlar. ne olursa bu nedenle olur. oradan geçen silahlı bir grup öğretmenleri öldürür, okulu da yakar.
köylülerin ata topraklarında yaşama şansları kalmamıştır. bahtı da koruyamamışlardır. önce öğretmenlerin cenazelerini gönderirler, sonra eşyalarını yüklerler. kimisi de kapıyı çektiği gibi düşer yollara. artık yiyecek ekmekleri, içecek suları kalmamıştır. ata baba topraklarına yüz sürmenin, ziyarete yalvarmanın zamanı değildir; canını kurtaran şanslıdır.
bu olayın yorumu bile yapılamaz. olayda taraf değillerdi, teşvik etmedikleri gibi engelleme yoluna da gidemezlerdi. kimsenin köylüyü dinlediği yoktu. yıllar sonra resimlere bakıp bakıp, "çok karanlık bir olay!" demişlerdir.
bir zamanlar on bir kadrolu öğretmenin görev yaptığı meşeyolu köyünde, çocuk sesi duymak ne mümkün. köye hakim tek ses. ölüm sessizliğidir artık."
(tunceli meşeyolu köyü internet sitesinden alıntıdır) http://www.meseyolu.com/ -
çok büyük bir kısmı bir halkın aydınlanmasından korkan eli kanlı bebek katillleri tarafından öldürülmüş insanlardır. haklarında yalnızca 3 sayfa entry olması bile bizim neyi ne kadar hak ettiğimizi göstermesi açısından önemlidir.
ben bebekken evimizin etrafı pkk tarafından sarılmış. o dönemde öğretmen olan annem ve babam uykudayken köy muhtarı ile ahali devreye girip saldırmalarını, propoganda yapmalarını önlemişler. babam o zamanları anlatırken doğunun insanı öğretmene sahip çıkar diye anlatırdı. o zaman bu öğretmeni vuranlar asla doğunun, güneydoğunun insanı olamaz. bunlar olsa olsa ancak sömürü düzeninin ajanlarıdır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap