213 entry daha
  • fi tarihinde bir röportajında** hayatından bahsetmişti. aile fotoğrafını gösterdiklerinde annesinin benim annemle olan benzerliği dikkatimi çektiği için anlattığı bazı detaylar aklımda kalmış;

    çocukluğu, ilk gençlik yılları almanya'da geçmiş. annesi alman bir hemşireymiş. bu nedenle sağlık sektörüne aşina olarak büyümüş, almanya'da tıp fakültesine girmiş. okumaya devam ederken babasının isteği üzerine türkiye'ye kesin dönüş kararı almışlar, bu nedenle cerrahpaşa tıp fakültesi'ne geçiş yaparak üçüncü sınıfa kaydolmuş. o vakitler hayli kilolu olduğu detayından bahsetmişti nedense. hatta bunu söylerken yanaklarını puf puf şişirip ellerini yumruk yapıp kollarını yanlara açarak "aha böyleydim" mealli bir işaret yapmıştı. stüdyo şok olmuştu tabii o an. (bu detay, bana mustafa sandal'ın gençliğini anımsatmıştı.)
    kendisinin her daim munis bir yüz ifadesi var ama o an daha bir içtenlikle gözlerini kaçırarak konuşuyordu. sınıfa, okula pek alışamadığını söylemişti, beden dili bunun nedenlerini veya seviyesini çok da güzel anlatıyordu ama uzun uzadıya söze dökmedi. "intibak sorunu" şeklinde özet geçmişti.
    bir süre sonra radikal bir kararla fakülteyi bırakmış. kilo vermiş. tesadüfî gelişmeler sonucu oyunculuk deneyimi ve güzellik yarışmasında derece almak falan derken hayatına bambaşka bir yoldan devam etmiş. "peki okulu bıraktığına pişman mısın?" tipi klişe bir soru gelmişti tabii hemen. kararından mutlu olduğunu "o yol bana göre değildi, bundan emindim" gibi bir cümleyle vurgulamıştı. röportajı yapan kişi de "zaten oyuncu olduğunuz için her role girebilirsiniz, bir filmde doktor olursunuz, başka bir dizide başka biri. tüm meslekler sizin ehe ehe" gibisinden bir laf edince klasik karşılıklı gülüşme moduna girmişlerdi. ve o tatlı selma ergeç gülümseyişi... <3

    not: kaynak gösterme amacıyla röportajı bulabilir miyim diye arandım mamafih bulamadım. yanlış bilgi verdiysek, sürç ü lisan ettiysek şimdiden affola.

    *
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap