• çok değişik bir adamdır.
  • eğer dinler kitap formatında geliyor olmasaydı, büyük ihtimalle tanrı kabul edilir, yazdığı piyano konçertolarına da din diye tapılırdı.
  • bugün uyandığımız yağmurlu ve serin istanbul sabahı için bir öneri: vocalise for violin
  • hakkında the harvest of sorrow diye bir belgesel vardır. gençliğini geçirdiği ve pek çok eserini bestelediği ivanovka'daki ev müze haline çevrilmiştir. belgeselde müze müdürü, torunu alexandre rachmaninov'a müzeyi gezdirir. "efenim bu dedenizin yattığı yatak, bu su içtiği bardak..." tadında saçmalar. daha sonra başka bir röportajda alexandre bu adama ne kadar sinirlendiğini dedesinin o yatakta yatamayacak kadar uzun boylu olduğunu anlatır.

    ayrıca
    rachmaninov'un sesi:
    https://www.youtube.com/watch?v=8twh7kbvo0k
  • scriabin anma konserlerinden birinde 5. sonat yorumu çok eleştirilmiş. prokofiev de yanına gidip 'sonuçta çok iyi çaldınız' demiş. segey vasilyeviç de durur mu yapıştırmış cevabı 've sen kötü çalmamı mı bekliyordun?'
  • en sevdiğim, varlığı şükür sebebi insanlardan. vespers (all-night vigil)'ini her gece kendimce âyin olarak dinliyorum bitince başa alarak.
  • fazla ciddi görünümlü, aşırı alıngan ve hassas biri olduğu tarif edilir. eserleri romantiktir. insanlar devasa elleri, uzun boyu ve ciddi görüntüsüyle, romantikliğini, hassasiyetini ve eserlerini bağdaştıramadıklarını pek çok yerde ifade etmişler.

    nitekim ölümünden sonra en özgün yapıtları arasında sayılacak re major senfonisinin birinci kısmı olumsuz eleştiriler aldığı için bunalıma girip müziğe ara vermiş biridir. alıngan insanlar yakın ilişkiler kurmakta zorlanırlar. aynı şekilde depresif halet de yakın ilişkiler kurmaya müsaade eden bir yapı değildir ama rahmaninov bu yapısının aksine ilişkilerine çok değer veren, arkadaşlarına, eşine, psikologuna besteler yapan, oldukça esprili de bir insanmış.

    şimdi ben bunları niye anlattım. eserlerinde bu aşırı buhranlı haliyle çatışan iyimser ve sevecen haletini çok iyi fark edersiniz. müziği çoklukla depresif bulunur ama ben o araya sıkışmış iyimserlikle yükselen yerleri bulmayı severim. ayrıca en sevdiğim klasik müzik bestecisidir.

    en sevdiklerim ise: "elegie op. 3 no.1" ve "rhapsody on a theme of paganini, op. 43 var. 18"
  • bestelediği bir eseri tolstoy'a götürüp fikrini sormuş. tolstoy ise beş para etmez bir şey yazmışsın demiş. bunun üzerine rachmaninoff'un 3 yıl boyunca bir şey yazamadığı rivayet edilir.
  • her zaman söylemişimdir... benim için, slavların çok ayrı bir yeri var sanatın her dalında. icra ettikleri sanata ve eserlere kattıkları o gri ton, romantizmden de ziyade o depresif, tamamen iç karartıcı ve huzursuz ve sonsuz bir boşluktan düşercesine, insana artık ne zaman o en dibe vuracağım sorusunu bile unutturanlardır. sevgili rachmaninov'da bana bu duyguları en derinden yaşatan, ender sanatçı, bestekar ve piyanistlerden birisidir.
  • beverly hills'de ölmüştür. sanırım afilli bir final...
hesabın var mı? giriş yap