• partneri tarafından yenmiş olabilir. (bkz: karadul)
  • böbreklerinden başka diğer organları da beğenilen erkektir. kalanlar da sosis filan yapılır.
  • az votkalık bir durumdur, sevişmek votkayı öldürür ve adam gider. votka çok olsaydı gitme fikri daha az akla gelirdi fakat giden erkek karşısındaki kadını votka etkisiyle çabuk yitirince gerçek haliyle algılamaya başladı, böylece beyindeki nöronlar sinapslara daha hızlı sinyal göndererek "napıyon birader hadi bas git" dedi ve adam uçarak gitti.
  • seviştikten sonra kaybolan erkek değil kadındır.
    bir defa seviştiğiniz kadın bir daha aramaz sormaz,
    sevişmenin tabiatı mı bu yoksa kadınların ruh alemi mi,
    bildiğim tek şey fak badi tarzı uzun soluklu bir partner bulmak deveye hendek atlatmak.
  • amacını belli eden erkektir.
  • ısrarla mesaj atılmaması gereken erkek.
    anlayın işte tek gecelikti. bir kere seviştik diye sevgili mi olduk canım.
  • vur kaç yapmış üzülme sakın değmez
    yaşadığın orgazmı, aldığın keyfi düşün gerisini boşver
  • diğer milyar sayıdaki erkekten farkı olmayan erkektir. hepsi bir şekilde kaybolur zaten..
  • ben o ayvalıktaki yazlığı satıcam :)
  • biri çok güzel söylemiş: sorun kaybolmasında değil, önceki taklada.

    pembe panjurlu ev istemiyorum sevişmek için. evlenmeden olmaz demiyorum. ama illa ciciliklerle üstüme geliniyor. ay diyorum, sevdi galiba bu kerata beni. fena biri de değil gibi... sonra seks. iyi, kötü... fark etmez. ilk sevişmenin biraz dandik olma lüksü vardır her zaman. yani sadece bir sevişmeden, o kişinin iyi/kötü olduğu anlaşılmaz. bir şans daha verilebilir. dolayısı ile bu kaybolma meselesinde geriye kalan tek senaryo, vur-kaç peşinde; oynar başlıklı türk erkeği.

    üzülüyorum tabii fakat kalbim ve ruhum follofoş oldu zaman içinde; hee diyorum bizimkilerdenmiş bu da... "beni kullanıp attı" filan demiyorum çocuklar, müsterih olunuz. seks benim için erkeğe "verdiğim" bir şey değil. elimde bir kadın olarak tuttuğum tek "koz" yatak becerilerim değil rabbişime ciğzız kraystlar olsun.

    üzen şu: muhabbetim, ağzım burnum, espri anlayışım, müzik zevkim, sevecenliğim filan önemli değilmiş; "versem" yetermiş.

    e birader (evet, romantik arenada yüz bulamayınca egom devreye girer, asabileşir artı kankaya bağlarım) madem durum bu; madem derdin benim deliğe senin çıkıntıyı sokmak; niyyyyçin kasıyoruz? niyyçin ay buluşalımlar, konuşalımlar, dolunaya bakalım da sonra fezaya çıkalımlar?

    tarzan istiyor kuku, söyleyecek ceyn
    ceyn beğenir tarzan , açacak kuku

    bakınız ne kadar basit bir denklem. inanın lisan dışında hiçbi şey değişmedi ilkel toplumlardan bu yana. insanın en kolay bulabildiği, temel düzeydeki bir etkileşim uğruna, nadir bulunabilecek olanları geride bırakmasını anlamıyorum.

    kadın/erkek farkı olsa gerek, önceliklerimiz; önemli bulduklarımız örtüşmüyor heralde.

    "ilişki istiyorsan vermeyeceksin" klişesinden çok sıkıldım. ortada cayır cayır yanan bir alev varken, iki insan da birbirini istiyorken bu oyunlar filan çok salak geliyor. lakin şu tavırlardan sonra kezbanlığın, bir antikor olarak, türk erkeğine karşı geliştirildiğine kanaat getirdim.

    o kadar hak ediyorsunuz ki! o kadar müstehak ki!

    (lütfen pırlanta gibi adamlar üzülmesin, biliyorum sizleri. tanıyorum. tüm erkekler böyle değil. asla genellemedim, genellemeyi de reddediyorum.)

    lakin bu kafa, içinde yaşadığımız ortadoğu bokunun neticesi. totalde iki ödül var:

    1) evlilik
    2) seks

    kadınlar 1'e varmak için için 2'yi, erkekler 2'ye varmak için 1'i kullanıyor.

    (biraz daha zorlarsam hipotezimi oluşturup, jüri sonrasında akademik hayata adım atıcam, susayım.)

    allahım bana ordan aklı başında, olgun ve seksi adam yolla ya. yeminle kurudum kaldım şu coğrafyada...
hesabın var mı? giriş yap