• kelime anlamı böyle olmasa da fiilen şehrin en merkezi ve havalı yeri anlamına gelen kelimedir. dünyanın en az 10 büyük şehrinde soho diye anılan bir bölge var.

    bunların ilki londra, zamanında avcılık yapılan bir bölge varmış. soho da bir avcılık tabiriymiş ve o bölge şehirleştikten sonra oraya soho denmeye başlamış. bu ilki.

    new york, manhattan’da da bir soho var. bu soho tabiri, gene londra’daki soho’ya atıfla konmuş, south of houston street anlamına geliyormuş. yani “houston sokağının güneyi”. o bölge demek ki o kişilere londra soho’yu hatırlatmış, sokağın adından da hareketle oraya da soho demişler.

    derken “south of hollywood”, yani hollywood’un güneyi tabirinden hareketle california’da bir soho belirmiş. derken chicago’da bir soho. derken hong kong’da bir bölgeye soho denmeye başlamış. hatta bazı yerlere de noho denmeye başlamış. böyle çeşitlene çeşitlene her metropolde bir soho pörtlemiş.

    türkiye’de henüz bir soho’muz yok, ama bir sürü soho cafe’miz var. yolu yarılamış sayılırız. bizde bazen nişantaşı benzer bir tabir olarak kullanılıyor. “abi tunalı hilmi caddesi, ankara’nın nişantaşı'sıdır” falan gibi.

    soho da fiilen aslında öyle bir kelimeye dönüşmüş durumda. dolayısıyla soho nedir, soho artık "şehir merkezi" demektir. aslında bu, yani öyle çok açıklanacak bir durum yok.
  • sabahın dördünde yanınızdan tesadüfi bir şekilde geçermiş gibi yapıp kulağınıza "mushroom, ex, cocain, lsd, weed" diye fısıldayan sarı mohikan saçlı adamı türkçe "git işine be" diye tersleyince yine türkçe "biz de ekmeğimizin peşindeyiz abicim" cümlesini duyabileceğiniz tahminimce yegane yer. londra'nın en kıvamında yeri, ingiltere'yi sevme nedeni.
  • londrada bulunan, icinde attigim 1(yalnizbir) tur sonucunda ankaradaki butun cafe bar larin 3-4 katini gordugum buyukcene mekan. icinde kucuk bi china town bile mevcut. mnskym ankara...
  • bir kadın magazasi. sanirim defolu mallar satiliyo cunku herhangi bir tshirt ya da elbisesinin gogus kisminin kapali oldugunu gormedim
  • akşam 11 civarı londra soho civarında yabancı arkadaşlarla nargile içilecek kafe ararken 1 zencinin bize marijuana satmaya calismasina denk geldiğim mekan. reddetmemiz üzerine bu sefer hatun ayarlamaya calismasi. hem de iri memeliymis.. tabi bu teklifi reddedemedik, diyip erotik hikayeye baglayacagimi sanmayin..
  • new york'un nisantasi'si
  • londra'da oxford street ile regent street arasında kalan bölgenin adıdır. ancak soho dendiğinde akla çılgın eğlence mekanları ve gay clublar gelir. eşcinsellerin habitatıdır. üzerinde sadece pembe bir don olan gövdesi simli bir zenci ancak burada "seni seviyorum" şeklinde türkçe laf atar.

    - bu kadar çok ibneyi bir kadıköyde gördüm bir sohoda
  • kendisi amerikalı bisiklet üreticisi değil, has be has türk firmasıdır. designed in america yazınca tabi amerikalı olunmuyor.

    (bkz: kron)
  • small office home office 'in kısaltması olarak da pek bi kullanılmaktadır
  • eskiden galerilerin en yogun oldugu, ressam ve sanatcilarin takildigi, simdiler de ise dunya markalarinin magazalarini actigi, acik hava alisveris merkezi olmus, new york yuppielerinin takildigi ama hala sevimliligini koruyan, kahverengi, gri ve bordo renkli kucuk binalari ve cafeleriyle sicak bir ortam yaratmis new york bolgesi. yakinindaki nolita, little italy ve china town'un da tadi bi ayridir.
hesabın var mı? giriş yap