• brett anderson ve mat osman'in ilk defa 1981'de biraraya gelmesiyle temelleri atildi.1988'de brett londra'ya tasinmaya karar vererek mat'i da kendisiyle gelmeye ikna etti. gruba 3. kisi arayislarina yetenekli gitarist bernard butler yanit verdi. grup calismalara basladiysa da beklenen ilgiyi goremedi. grup, brett'in sevgilisi justine frischmann'i 2. gitarist olarak gruba dahil etti ve suave and elegant adini aldi. justine gruptan ayrildiktan sonra grup kendine geldi. davula simon gilbert alindi ve grup ismini suede olarak degistirdi.

    mayis 92'de "the drowners" singleini yayinladilar ve ingiltere'de populerlige adimi attilar. ardindan metal mickey ve animal nitrate singlelari geldi ve ilk albumlerini 1993 martinda cikardilar. grupla ayni ismi tasiyan bu debut album buyuk yanki uyandirdi ve listelerde 1 numaraya yerlesti.

    ardindan dog man star albumu geldi fakat bu sirada diger elemanlarla arasi bozulan bernard butler gruptan ayrildi. bir cok insan bunun suede'in sonu oldugunu dusunse de yetenekli genc gitarist richard oakes gruba dahil olarak bir seylerin bitmedigini gosterdi.

    dog man star ilk album kadar basarili olamadi. ardindan gruba taze kan neil codling (keyboard) geldi ve bu kadroyla grup uzun sure devam etti. neil klavye caliyor, sarki yaziyor, vokal yapiyordu. grup icin buyuk kazanc olmustu.

    1996'da coming up albumu cikti. mukemmel bir geri donustu suede icin. tekrar listelerin ust noktalarina cikmayi basardilar.

    1997de b-sidelardan olusan sci-fi lullabies isimli bir double cd yayinladilar.

    1999'da cikardiklari head music albumu grubun yeni cagini gozler onune serer nitelikteydi. elektronik sound ve teknolojinin daha ust duzeyde kullanimi onceki albumlerle karsilastirildiginda farkedilebiliyordu.

    2001 yılına geldigimizde neil codling kronik yorgunluk sendromunu one surerek gruptan ayrildi. ayni hastalik nedeniyle bazi konserlere de katilamamisti. neil codling'in katilamadigi konserlerde calan alex lee gruba dahil oldu.

    2002 yilinda a new morning albumunu cikaran suede bu album hakkinda yeterli iyi elestiriyi alamadi.

    2003 yilinda singles albumunu cikardiktan sonra grup dagildi.

    ardindan brett ve bernard bir araya gelerek the tears'i kurdu.

    ek bilgi olarak; suede, bir fan konserlerinde sadece b-side'larini calan tek grup olma ozelligini tasimaktadir.
  • 90'larda ki her büyük brit grup gibi bu adamların da b-side şarkıları efsanedir. başka grupların hayalini bile kuramayacağı güzellikte şarkıları b-side olarak albümlerin içine bile koymadıkları çılgın dönem.
    coming up albümünün lazy single'ı içindeki sadie şarkısı bunlardan biridir. bana göre bırakın lazy'i coming up albümünü bi kaç kez katlar bu şarkı. ama gel gör ki doğru dürüst bilinmez bile
    bundan şikayetçi olduğumu da söyleyemem gerçi. bu tarz şarkıları sevenler zaten benim gibi gerzekçe sahiplenen insanlardır. kendilerine özel hissederler. kolay kolay paylaşmazlar bu şarkıları, ancak çok severlerse birini, ve o sevdiklerinin bu şarkıyı seveceğine inanırlarsa...

    tori amos'un take me with you şarkısı gibi.

    biliyorum hiç sikinizde değil ama bir entry de hunharca hazinelerimden ikisini harcadım.
  • ben e ve sen e takılmadan sürekli bizden bahsedebilen en azından ben ve sen diyebilen şarkılar yapan grup. seviyorum işte tam da bu yüzden. bakalım ve görelim.

    (bkz: trash):
    maybe, maybe it’s the clothes we wear,
    the tasteless bracelets and the dye in our hair,
    maybe it's our kookiness,
    or maybe, maybe it's our nowhere towns,
    our nothing places and our cellophane sounds,
    maybe it's our looseness,
    but we're trash, you and me

    (bkz: we are the pigs):
    well the church bells are calling
    police cars on fire
    and as the call you to the eye of the storm
    all the people say "stay at home tonight"

    i say we are the pigs, we are the swine
    we are the stars of the firing line

    (bkz: new generation):
    and like all the boys in all the cities
    i take the poison, take the pity
    but she and i, we soon discovered
    we'd take the pills to find each other

    (bkz: stay together):
    come to my house tonight, we can be together in the nuclear sky
    and we`ll dance in the poison rain and we can stay a while in heaven today

    ve tabi ki (bkz: saturday night):

    cos tonight we'll go dancing, we'll go laughing, we'll get car sick,
    and it'll be okay like everyone says, it'll be alright and ever so nice,
    we're going out tonight, out and about tonight.
    oh, whatever makes her happy on a saturday night,
    oh whatever makes her happy, whatever makes it alright
  • dogumgunumde tekrar bir araya gelmis olmalariyla, bana bir mesaj verdiklerini dusunmekteyim..**

    bir iki konser icin diye yaptiklari reunion'a boston ve danimarka konserleriyle devam ediyorlarmis.. onun bir iki konserle kalmayacagi belliydi zaten..

    hayir, isin guzel kismi, birlesmelerinin ardindan caldiklari setlistler oylesine dudak ucuklatici ki.. cidden hayatta en cok kiskandigim insanlar an itibariyle o konseri en onden dinleyebilme sansina sahip olan kisiler.. eger ki bir grup, konserin baslarinda arka arkaya trash, filmstar ve animal nitrate calip, ortaya dogru sirayla everything will flow ile he's gone caliyorsa; the asphalt world ve so young'i es vermeden birlestiriyor, the wild ones'i sonlara sakliyor ve insanlik disi bir hareketle konseri the 2 of us ile bitiriyorsa, o grubun hayatimda en cok sevdigim grup oldugundan en ufak suphem kalmaz.. hatta bu setlisti calan grubun* konserine gitmek istemem bile belki*, bunu yasadiktan sonra bir daha asla muzik dinleyememekten, baska bi konserden keyif alamamaktan korkup.. **

    cok rica ediyorum, en azindan yakin bir yere gelsinler.. hadiiiii...

    i love you suede.
  • manchester'daki konserde a new morning albümünden yalnızca obsessions'un çalınmış olması da düşündürücüdür. ya da brett niye dağıldık lan sorusunun yanıtını o albümde bulduğu için olabilir. yine de heyecan verici bir şeye imza atarak belki dedirtmişlerdir.
  • esi, benzeri olmayan harika grup..

    brett anderson'in nerde duysaniz taniyacaginiz sesi mi dersiniz, bernard butler'in sarki sozlerinden bile daha cok sey anlatan gitarlari mi, takipcisi richard oakes'un neredeyse onun kadar basarili riffleri mi, neil codling'in.. hmm.. neil codling..

    ha, ne diyoduk?

    neseyle doluysaniz patlatin bi coming up, nesenize nese katin, huzunluyseniz dog man stari acip kendinizi yerden yere vurmaya baslayin..

    suede'in bir de cok tatli bir yani daha vardir.. herkes sevmez suede'i.. kolay sevilebilir olmayan seylere zaafiniz varsa bir de, daha da onemli bir yeri olur suede'in hayatinizda.. herkes anlamaz suede'i, kimisi icin "la la la"'lardan ibaret, kimisi icin kulak tirmalayici gitarlardan olusan, kimine gore bir adamin abuk subuk kiyafetlerle cikip "vuu huu" tadinda vokal yaptigi, bazilarina gore ise hic bir niteligi olmayan sarkilar yapan bir gruptur fakat sizin gozunuzde tarihin gelmis gecmis en guzel muzik yapan, hayatinizda en onemli yeri olan gruplarindandir suede..

    dagilmis olsalar bile bir omur boyu sikilmadan dinlenmeye devam edilecek harika sarkilar birakmislardir..
  • başka bir gruptur suede. bir şarkılarını dinlersiniz, şarkı bitmez, aklınızın bir yerinde çalmaya devam eder. bir çırpıda 90'ların başına götürür adamı; iyi de yapar.. bir sürü neşeliymiş gibi görünen şarkıların sahipleridir bunlar.
  • animale nitrate ile bagimliligini baslatmish, everything will flow ile biz ölmeyiz demi$, david bowie ögrencileri..
  • fransızca isveç demek...
  • solistlerinin özellikle head music albümlerindeki sarkılarda israrla ahaaaaaa demekten kendini alamadıgı dikkatimi seettiydi
hesabın var mı? giriş yap