• çöp varilleri ve dumanların sıradan bir kapıya eşlik ettiği bir giriş. eski püskü, kumaşları atmış koltuklar ve de bira içerek bisiklet tamir eden genelde yoğun dövmeli tipler. büyük ihtimalle eski sahipleri tarafından atıl olarak elden çıkarılmış tilt makineleri. orta alanda araba hurdalarından tasarlanmış masalar, kalabalık turist grupları. lezzetli biralar, en son tarafta yazlık bir bahçe ve gece oldu mu tıklım tıklım bir bar. szimpla kert böyle bir yer. ben kesinlikle gündüzünü ve gündüzünün geceye dönüşünü daha çok sevdim kalabalık gece ortamına göre. masalsı bir havası var, gittiği yeni yerlerde gözlem yapıp, insanları izleyip, kendine yatırım yapma tutkusu olanlar için. uslu bir çocuk olursanız, kimbilir, belki o kafayla şirinleri bile görebilirsiniz*
  • bir benzerinin de berlinde bulunduğu kanımca budapeştede bir şeyler içip muhabbet edilebilecek en samimi mekandır.tam adı szimpla kert dir.kert bahçe anlamına geliyormuş macarcada. arasıra jaz tarzında canlı müzik olur. kışın soğuk günlerdede sıcak şarap içmek çok modadır bu mekanda.
  • türkiye'de şubesinin açılması gereken yer yalnız sandviçleri doyurucu değil
  • dünyanın en güzel hamburgerinin yapıldığı yerdir.
  • avrupanin en onemli sinagogu olan dohany sinagogu' na 4 dakika uzaklikta olan budapeste 'nin en onemli barlarindandir. hem dis bahcesi hem de ic odalari kapali bir sokak gibidir. yikik harabe formatinda olan dis bahcesinin tasarimi sayesinde de ay isigini gormeniz mumkundur.
  • sadece budapeşte'nin değil, tüm dünyanın en güzel mekanıdır.

    o "alternatif" ve harika tasarım, büyük alan, günün her saati farklı şeyler sunabilen bir ortam.

    her gittiğinizde en az 10-15 yeni insanla tanışmak. sadece tek başınıza oturup 1 bira içmenin bile keyifli geldiği bir dünya.

    "bir bara bu kadar çok methiye düzülür mü?" diye sorulabilir. söz konusu şeyin sadece bir "bar" olmadığını söyleyerek için içinden çıkılabilinir.

    havanın yeni kararmaya başladığı saatlerde gidilir. birer tane bira alınır. oturacak yer aranır. ilk olarak fıçılardan bozma masaların etrafına koyulmuş 3-4 tabure mesken edilinir.

    bahçedeki büyük masalardan birisinin boşalmasıyla seri bir şekilde diğer guruplara yarışarak masaya çökülür. bu arada başka arkadaşlarınız da katılmaya başlar. büyük bankın boş sıralarına başkaları oturmak ister, oturun dersiniz. arada arada onlarla da konuşulur. onların arkadaşları katılır. büyük masada 2-3 farklı gurup oluşur. ateş istemek için yanınıza gelen birisi konuşmaya katılır. bu arada iç mekanda konser başlar. guruptaki bir kaç kişi iç kısma langırt oynamaya giderler.

    saatler ilerleyince kapının girişindeki pizzacıdan 1 dilim pizza alınır. bu arada güzel bir kız elindeki içi havuç dolu büyük bir tabak ile masanıza yaklaşır. dilim havuç satmaya çalışır size. onunla hafiften flörtleşirsiniz. guruptan ayrılanlara veda edilir. saat 3 olmuştur ama mekan hala kalabalıktır. bahçeyi kapatırlar girişteki bölüme geçilir. 4 te mekanın kapanma saati gelir, ancak yeni tanıştığınız onca insanla yaptığınız(ve bir gün sonra hatırlamacağınız) sohbetin en hararetli anlarıdır. normalde 4 te mekanın boşalması gerekse de 30 dakika boyunca sizden ayrılmanızı rica ederler.

    çıkışa yöneldiğinizde sağ taraftaki kemerin altından şehirdeki farklı etkinlikler ve mekanların broşürlerinin(ki broşür demeye bin şahit gerekir, hepsi ayrı bir sanat eseridir), posterlerin ve bağımsız dergilerin olduğu standı eşelersiniz. kapıdan çıkarken izbandut gibi korumalar sizi "sziasztok" ve "jo eyt" diyerek kibarca uğurlarlar.

    böyle bir dünyadır szimpla. sadece oldukça özgün ve başarılı tasarımıyla iyi değildir. tarifi zor bir şeyler vardır burada. şehirden ayrıldıktan sonra en çok özlediğiniz şeylerin başında gelir.
  • sadece bir kere gittiğim ama hiç unutamayacağım bir gece geçirdiğim, tekrar ne zaman giderim diye yolunu gözlediğim büyülü bar, kültür, herşey.

    interrailimizın son durağıydı (türkiyeye en ucuz uçak bileti bükreşte olduğu için uğradığımız bükreşi saymıyorum) son gece gidelim eğlenelim dedik dedik ama yer bulamıyoruz. saat 11 şehir terkedilmiş gibi, açık olan barlarda tek tük çiftler,... bir hostelin altında zenci barı var oraya da girsek çıkamayız belli.

    tam umutlar tükenmişken bir taksici tadilatta olan sokağa girmemizi işaret ediyor. sokak yürünücek gibi değil ama böyle iyi giyinmiş insanlar giriyolar çıkıyorlar bir hareket var belli. e biz de dalıyoruz. sokağın ortasında izbandut gibi adamlar ve bir sokak kapısı. buyur ediyorlar bizi içeri.

    bir sokak, sonunda da bahçeli bir ev varmış gibi düşünün. bunun hepsi tek bir mekan. sonda açık hava sineması var. bildiğin film oynuyor, o bölümde müzik az, alt yazı falan var. iç kısımda langırt masaları, sahne. dekorasyon desen, bahçe düzeni desen ayrı ayrı tebrik ediyorum işletmeciyi.

    önce iç kısıma oturduk. yan masaya nargile içen ergen bir ingiliz tayfa geldi çok eğlendiler. iki biradan sonra bahçede boş masa görüp atladık. karşımızda brezilyalı bir grup. üçerli beşerli bizim masaya gelip gittiler. her ne kadar arkadaşlarım catch line olduğunu iddia etse de beni brezilyalı sanıp portekizce konuştular ilk önce. baya sevindim o an. sohbet muhabbet derken szimpla kapanana kadar orda kaldık. kapanınca da kapıda. ama o kadar maldık ki hiç birimizde ne kalem ne de telefonlarda sarj vardı. o gece o kadar eğlendiğimiz o güzel gruba bir daha hiç ulaşamadık.

    ayrıca içkileri de bir başka çarptı o zaman bizi dikkat etmek lazım. şimdi facebooktan takip ediyorum. inanılmaz güzel etkinlikler konserler oluyor orda nasıl içim gidiyor nasıl. ilk fırsatta tekrar gidilecek.
  • sözlük sayesinde haberdar olup, gidip, pişman olmayıp ertesi gece bir kez daha gittiğimiz mekan. anlatılacak gibi bir yer değil, gidip bir bakmak lazım.
  • dekoru sürekli değişen, yer yer çatısız bir bar. club değil ona göre, alternatiflerin mekanı. sonra gidip ağlamayın.
    görülmeye değer, çünkü benzersiz.
  • (bkz: budapeşte) gece hayatının en güzide mekanıdır. teker teker baktığınızda buradan daha iyi müzik çalan, yiyecek sunan, ambiansı heyecan veren, konser/parti düzenleyen mekanlar elbette var budapeşte'de, ancak burası budapeşte'ye gelince mutlaka tavaf edilmesi gereken ilk gece mekanıdır kanaatimce.

    mekanın içinde 4-5 bar, ayrıca kokteyl barı bulunmakta. buranın tadı tüm budapeşte için geçerli olduğu gibi mart/nisan'dan ekim sonuna kadar çıkıyor. zira mekan en nihayetinde bir açık hava barı ve hava soğuyunca budapeşte'nin başka köşelerini değerlendirmek lazım.

    bir başlıkta hamburgeri övülmüş bence oldukça vasattı. aslında szimpla'nın hemen 2 yanındaki tekila/taco bar ya da hemen çaprazındaki wok bar oldukça iyi seçenekler karın doyurmak için. szimpla'da yemek yemeye değmez bence.
hesabın var mı? giriş yap