• -abi naber?
    -eyvallah, siz?
    -iyi olamiyoruz ki be abi, bu taksi enistenin biliyormusun, adam hem beni hem halami sikiyo!
  • taksici: çok abuk bir istekte bulunabilir miyim?
    lunaria annua : eeöö efendim,nasıl ??!!
    taksici: evden çıkarken el kremimi sürmeyi unutmuşum, ellerim kuruyor rahatsız oldum.sizde vardır. size zahmet biraz alabilir miyim?
    lunaria annua: *
  • takside 4 kişi mekana giderken trafiğin sıkışmasıyla duran arabanın sağ tarafında bi araba durur ve camı aç işareti yapar.
    --beyfendiye sorar msın cinnah caddesine nasıl gidebilrim??
    taksici- cinnaha mı gidicen_
    --evet!
    taksici- burdan dümdüz gidicen lambalardan sağa ordan düz devam ettikten sora ilk sola giricen
    --ilk sağ sol tmm çok saolunç
    cam kapanır.
    taksici-yarrağımı gidersin cinnaha!!
  • bazen taksi şöforu monologları halindedir:

    akan trafikte boğaziçi köprüsü nden geçerken;
    - şu güzelliğe bak, istanbul dan başka yerde yaşanır mı be...

    yağmur bastırıp trafik sıkışır sıkışmaz;
    - yaşanmaz bu istanbul da şerefsizim!
  • -kaptan fatura da alabilir miyim?
    -keseyim,* ayın kaçı bugün?
    -10'u

    kaptan faturayı yazarken tarih kısmı gözüme takıldı, 10.01.29 yazılmıştı, evet bildiğimiz 29..

    -kaptan niye 29 yazdın?
    -öyle olmaz mı?
    -nasıl yani?
    -e işte 2009'un kısaltması?
    -kaptan muhasebeciyim ben, faturanın tarihi yanlış olur kabul edilmez, hem milattan sonra 29 yılında motorlu taşıtlar daha icat edilmemişti.
    -hayret ya, ben hep böyle kesiyorum kimse bana bişi demedi...
  • bir arkadaşla birlikte taksiye binilir. gidilecek yer mustafa kemal kültür merkezi olup nerden nasıl gidilir bilmediğimizden

    a : mustafa kemal kültür merkezine gidicez biz, biliyor musunuz nerde?
    t : tabi ki biliyorum, hem siz kemalist değil misiniz?
    a : ne alaka abi?
    t : sağcı mısınız yoksa, nasıl bilmezsiniz mustafa kemal kültür merkezini? *
    a : yok abi elhamdurullah kemalistiz
  • you are my lethe ve yanında iki erkek arkadaşı gecenin ikisinde taksinin birine körkütük sarhoş binerler. yaml ve arkadaşları taksi giderken önce 1-2 dakika gülüp sonra hafif uyuklamaya başlarlar. tam caddebostan sahilinde giderken, tüm taksi uyuklamalar yüzünden sessizken arkadaşlardan biri aniden kalkar ve 'abi sağa yanaştırsana bi der.' uyumakta olan yaml ve diğer arkadaşı uyanır, diğer arkadaşın uyurgezerlik sorunu olduğu bilinmektedir. yaml 'oğlum nereye' diye sorar. arkadaş sanki saat gece iki, bulundukları yerde sahil yoluymuş değilmiş gibi kapıyı açar çıkar ve gayet sakin bir biçimde 'japon balığı alıcam' der.

    taksici: çocuklar arkadaşınıza bakın. galiba hala uyuyor?
    arkadaş: yok abi gelir o az sonra.
    taksici: çok fazla sarhoş olmuş bu. gecenin ikisinde japon balığı mı bulcak? hemde bir lokantadan...

    taksici, yaml ve arkadaşı koparlar. bu sırada diğer arkadaş elinde bir torbayla gelir. torbanın içinde cidden japon balığı vardır.

    taksici: bakın arkadaşınız kendine yeni hobi bulmuş. gece gece japon balığı almak. (
    (arkadaş 2 taksiye biner)
    arkadaş2: abi tamam gidebiliriz.
    taksici: ee aldın mı balığı?
    arkadaş2: bak. yüzüyor itoğluit hemde.
    taksici: gecenin köründe nerden buldun onu?
    arkadaş2: restorantdan aldım.
    taksici: eee? şimdi evde onu pişirip yiyecen mi?
    arkadaş2: yok onun için lüfer alcaktımda kalmamış ya....
    taksici: tüh...
    arkadaş: tüh...
    yaml: tüh...
  • sürekli konuştu hiç susmadı hiç...

    + ablacım rahatsız etmiyosam sana bir soru daha sorayım mı?
    - sorun sorun?
    + bir çay kaşığına kaç pirinç tanesi sığar?
    - 10 tane falan heralde en fazla.
    + en fazla 10 mu emin misin?
    - eminim?
    + eve gidince deneyin, eğer 10 dan fazla çıkarsa taksici dediydi dersin.
    - ...
    + ben diyim 100 sen de 120 pirinç tanesi sığar.
    - bildiğimiz çay kaşığı değil mi bu?
    + evet abla bildiğin çay kaşığı.
    - şaka yapmıyorsunuz sanırım?
    + hayır hayır deneyin siz.
    - tamam deneyeceğim kesin. (neyse geldik allahtan)
  • (bkz: #15157983)
  • akşam üzeri kasımpaşa'dan taksiye binilir, taksime doğru yola çıkılır, tarlabaşı civarında trafiğin durduğu bir sırada yandaki arabadan taksiye doğru telaşla "camı aç camı" işareti yapılır, taksiciyle ben anlamsız bir ifadeyle önce yandaki adama sonra birbirimize bakarız, taksici "aç bakalım abi ne diyormuş" der, ben camı açarım yandaki arabanın şöförü de camını açar kolunu dışarı çıkarır, elinde kibrit kutusuna benzeyen bir kaç küçük siyah kutu vardır, adam ısrarla o kutuları bana doğru uzatmaktadır, "bu ne lan?!" der gibi bakarım, adam gayet doğal bir şekilde "alsana yaa!!" der, o ara bizim şeritteki trafik akmaya başlar adamın kolu geride kalmak üzereyken uzanıp alırım kutuları, taksici "neymiş abi onlar" der "kibrit galiba promosyon mu dağıtıyor nedir anlamadım" derim, taksici kutulardan birini alıp açar, içinden prezervatif çıkar, kısa bir suskunluk olur, taksici "adam bizi çok vurucu gördü heralde abi" der gülmeye başlarız ben bu anlamlı günün bir hatırası olarak paketlerden birini yanıma alıp gerisini taksiciye bırakmayı teklif ederim taksici "abi bunlar ufak ya bana gelmez afedersin benim kobra biraz büyük biliyon mu" der, "doğrudur abi" derim, taksime varırız, elimde 3 kutu prezervatifle inerim şahmeranın taksisinden...
hesabın var mı? giriş yap