• askerliğimi yaptığım birlikteki kütüphanede, bilgisayardaki kitap listesine daha onceden giris yapmis bir asker tarafindan, bir kitap için yazar ismi alanına girilmiş ad ve soyad bilgisi.
    (kitabın yazarı yabancıydı, ismi de yabancı sözcüklerden oluşuyordu, yazar ismi olsa olsa budur denmiş olmalı)
  • sözlük yazarlarının bir essay, bir tez veya birebir alıntı yaptıkları bilgileri buraya girerken dikkat etmeleri ve hassasiyet göstermeleri gereken konu.
  • birçok ülkede ve özellikle türkiye'de neredeyse tamamiyle hiçe sayılan hak. birçok sanatçının ürettikleri eserlerden hiç para kazanamamalarının en önemli sebebi...
  • türkiye'de en sıkı uygulaması müzik eserinin mekanik çoğaltmasında görülür. bir müzik eserini meslek birliklerine telifini ödemeden, çoğaltıp ticari ortama koymak için gereken bandrolü alamazsınız. oysa sinema eserini vcd, dvd vb. olarak çoğaltmak için yönetmen, senarist ve besteciden noter onaylı muvaffakatnameniz varsa telif melif ödemeden istediğiniz sayıda çoğaltacak bandrolü alırsınız. bu, türk kanunlarının sinema eserini müzik eserinden farklı bir kefeye koymasından dolayıdır. oysa telif kanunundaki müzik eseri çoğaltma maddesi filmin müziğini de kapsamakta iken, diğer bir maddede sinema eseri ayrı tutulmuş ve çoğaltımı ayrı bir düzenlemeyle meslek birlikleri yerine direkt olarak kültür bakanlığının kontrolüne verilmiştir. bu yüzdendir ki içinde 20 besteci bulunan bir filmin vcd çoğaltımı için yalnızca jeneriğini besteleyen kişiden alınacak muvaffakatname yeterli görülmektedir. böylece son derece haksız ve dünyada eşi görülmemiş bir korsan uygulama yasal yoldan sürmektedir. sinema eseri ile ilgili meslek birlikleri, mecliste en az iki milletvekili tarafından temsil edilmelerine rağmen* * bu konuda bir iyileştirme yapmaya yanaşmamaktadırlar veya becerememektedirler. kültür bakanlığı da bu konuyu bütün ısrarlara rağmen es geçmeye devam etmektedir. gazetelerin verdiği vcd'lerin yasal ama bu kadar ucuz olmasının nedeni budur. yani vcd/dvd çoğaltım telifleri olması gerektiği gibi ödenmemektedir. film dağıtımcılarına verilen bu özel sübvansiyonun nedeni anlaşılabilir değildir.
    kitap çoğaltımında da ilgili meslek birliğinin kontrolü aranmamaktadır. yani beyana dayalı sınırsız çoğaltma yapılabilmektedir. üstelik müzik çoğaltma bandrolü yalnızca fabrikalara kotrollü olarak sayıyla verilirken kitap bandrolü yayımcının eline takdim edilmektedir. yazardan muvaffakatname bile istenmemesi şaşırtıcıdır.

    edit : bu konuda yeni düzenlemeler yapıldığı için bazı olumlu gelişmeler olmuştur. üşenmeyelim onları da yazalım...
  • ilk olarak fransa'da ortaya çıkmış yasa.
    olay şöyle başlıyor. fransa'da bir adam bir gün bir kafeye oturuyor. yemeğini yiiyor, kahvesini içiyor. gazetesini okurken orkestra bir parça çalmaya başlıyor. parça bittikten sonra adam garsonu çağırıp hesabı istiyor. hesap geldiğinde adam çıkarıyor parasını veriyor ve garsona "peki siz bana ödeme yapmayacak mısınız" diyor. garson şaşkın gözlerle adama bakarken adam devam ediyor: "orkestranızın biraz önce çalmış olduğu parça bana ait. nasıl ben bu yemeklerin parasını veriyorsam siz de benim paramı vermelisiniz" diyor. böylece reformlar ülkesi fransa'dan bir güzellik daha çıkmış oluyor. türkiye'de işlemesi için de şööle bi 10 yıl daha gerekiyor.
  • kitaplar icin ancak toplamda %1 ve kesintisiz olarak %0,2 lik kismi telif hakki odemeden kopyalamak mumkunken sarkilar icin de tamamen ayni sarkinin transpose ya da detone edilmis halinin telif hakkina dahil olmamasi konu hakkindaki en buyuk sacmaliktir.

    ayrica muzisyenler icin bestelerinin telif hakkini almanin en kolay ve en ucuz yolu kayitlarini bir zarfin icine koyduktan sonra uzerinde tarih olan bir pul (tercihen damga pulu) kullanarak kendi kendilerine postalayip o zarfi acmamalari ve herhangi bir hirsizlik olasiligina karsi zamani geldiginde mahkemede delil olarak gostermek icin saklamalaridir.
hesabın var mı? giriş yap