• ne zaman önünden geçsem müzisyen arkadaş ey tanrım bana 3 tane diyor , mekandaki kızlar da 3 de yetmez 5 tane diyor.
    enterasan bence.
  • sahibini ve çalışanlarını tanıdığım, bildiğim bir mekan olduğundan; ne kadar objektif olabilirim bilmiyorum ama objektif olmaya çalışayım.

    ev dışında pek takılmayı sevmediğimden dolayı; çok az mekana girer çıkarım, telwe de bunlardan biridir. sahibiyle tesadüfen açıldığı günlerde tanıştık ve bir daha da ne zaman dışarı çıksam bu mekana geldim çoğunlukla.

    öncelikle adam gibi bir müzik zevkiniz varsa; müzik dinlemek için telwe'ye gelmeyin. neye göre, kime göre adam gibi diyecek olursanız haklısınız. ne bileyim, atıyorum john lennon'ın gözlük camlarının çevre açısını, syd'in neden lsd kullandığını, jim morrison'ın mezar taşını, clapton'ın batakta veya yatakta değil, neyde "king" olduğunu biliyorsanız müzik dinlemek için gelmeyin. zira haftanın büyük çoğunluğu kafa sikici hobarey canlı müzikleriyle geçiyor içerde. insanlar da kalkıp oynuyor falan. dışarda (bahçede) ise gönül rahatlığıyla oturabilirsiniz. zira içerideki ses düzeyi dışarıda duyma bozukluğuna yol açmıyor. unutmadan; doğum günü kutlama merkezi sözüne katılıyorum. içeri bölümde hakikaten de haftada birkaç kez doğum günü kutlanıyor. canlı müzik yapan ekibi severim, gerçekten kendi alanlarında çok iyiler ama kafam sikiliyor bunu da değiştiremeyiz.

    çalışanların kendini beğenmiş ve dünyayı ben yarattım eleştirisine ise kesinlikle katılamıyorum. 6 çalışandan 5'ini çok severim ki onları sevmemin nedeni arkadaş olmamız değil; arkadaş olmamızın nedeni kendilerini sevmemdir.

    ankara'daki birçok bar sahibini tanırım ve çoğuna da girip çıkmışımdır. açıkçası murat abi gibi bir bar sahibini hiç görmedim, duymadım, bilmiyorum. kafanız bozuk olduğunda eline gitarı alır ve ortaçgil'den bu su hiç durmaz'ı öyle bir çalar ki dert, tasa, hiçbir şey kalmaz. ve bunu sadece tanıdıklarına da yapmaz. kafası eser, tanımadığı müşterilerine de yapar. öyle zırt pırt yaptığını da sanmayın, 2 yıldır en fazla 2-3 defa şahit olmuşumdur. güzelliği de oradadır zaten, az oluşundadır. eleştiriyi çok sever ve sözlüğü sürekli takip eder. onu burada çok çok övmek tabii ki bana düşmüyor ama benim de bir eleştirim var tabii. isimdeki "w" harfini mekanın ilk günlerinde "v" yapmasını veya hiç olmazsa mekanın adını "tellwe" yapmasını istemiştim. eh, hadi bir nebze "tell we" olarak kurtarır diye. ama haklı gerekçeleri vardı, dinlemedi. olsun, varsın.

    mekana haftasonları damsız giremezsiniz. hafta içi durum ne bilemiyorum. bunun nedeni sakarya'nın ankara'nın metrekareye en fazla kıro düşen alkollü bölgesi oluşu ve diğer tüm mekanların bu durumdan muzdarip olması. şu anda bahçede oturuyorum mesela. etrafıma bakınıyorum. hakkaten ekşickr gibi bir flickr uygulaması lazım geldi şu an.

    çok şey yazabilirim. ama tek bir şeyi üzerine basa basa söylemek istiyorum. bu mekana kız arkadaşınız, kız kardeşiniz vs. yanında siz olmadan gelse ve oldu ya hayvanlar gibi sarhoş olsa; murat abi hemen onu taksiye bindirip gideceği yere yollar. veya gidemeyecek durumdaysa ayılana kadar mekanda kimselerin ona yanaşmasına, ne bileyim ateş istemesine izin vermez. tüm müşterilerini kendi kardeşi gibi görür. bu sahne onlarca defa yaşandı gözümün önünde. mesela geçenlerde telwe'nin hemen yanındaki eski-yeni'den bir arkadaş grubu çıktı apar topar. kızın biri sarhoşluktan yerlerde yatıyor. arkadaşları da ne yapacağını bilemiyor. kız mekanın önünde yolun ortasında yerde yatıyor. eski-yeni'den bir allahın kulu çıkıp da kıza yardım etmedi. telwe kalkıp koştu; kolonyalar, sular vesaire.

    dediğim gibi, objektif olamayabilirim. fakat bildiğim, gözümle şahit olduğum bir şey varsa, bu mekanın müziğinden, kalitesinden, çalışanlarının suratından, yemeklerinden önce "insanlığıdır." yemek demişken; gelirseniz fajita yemeyi unutmayın. kombo istiyorsanız yanına bir de roka salatası söyleyin. bu iyiliği de kimseye yapmam bak.
  • kahwenin dibinde kalir.
  • üniversiteye yeni gelmiş mini mini birlerin mekanı. eller havaya yaparsın, türkü söylersin, angara havası oynarsın, arada "ver allahım ver" diye bağırırsın. bir diğer, mini mini birler mekanı da hemencecik yanında, eskiyeni.
  • bu gece kızılayda içeyim dedim. hiç bu mekana gitmediydim. dur bir gideyim dedim. kapısında "kızlı erkekli almıyoruz" dediler. canınız sağolsun dedim eskiyeni'ye gittim. canım sıkılmış sanırım eskiyeni'nin önünde girebilir miyim dedim. kapıdaki adam yarıldı gülmekten.

    eskiyeni'deki müzik daha çok hoşuma gitti eğlendim. bir sürü para bıraktım çıkıp evime geldim. ne oldu, telwe ona bırakmadığım para yüzünden fakirledi mi? hayır. ama gözümde değeri düştü. birgün birileri hadi oraya gidelim derse gitmem bile. ha arkadaş giderse gider bana ne.

    şunu dese amenna: sen teksin. senin yerine 2-3 kişilik bir gurubu alırım, daha karlı. anlarım. karını düşünüyor derim. ama damsız alınmaz mantığını anlayamıyorum.

    tavsiye etmeyeceğim mekan.
  • bu akşam saat sekiz itibariyle kız arkadaşımla beraber hadi finaller bitti biraz eğlenelim diye bu mekana gidelim dedik, fakat kapıdaki adam yer olmadığını istersek aşağı kısma geçebileceğimiz söyledi. buraya kadar sorun yok, aşağı indik, baktık pek begenmedik.neyse dışarı çıktık tam başka yer aramak için bakınıyoruz kapıda, dört kişilik hacettepeli bir kız grubu geldi. bu arkadaşlar ellerini kollarını sallaya sallaya girdiler içeri, şimdi burdan ekşi sözlüğü çok takip eden barın sahibine soruyorum, acaba pozitif ayrımcılığı yanlış anlamış olabilir misiniz ya da damsız girilmez muhabbetini bir kızla da girilmeze mi arttırdınız.her zaman yanımızda üç beş kişilik arkadaş grubuyla mı geleceğiz, insan sevgilisiyle başbaşa çıkıp eğlenemez mi. telweye çok fazla dokunmaz tabi ama yine de bundan sonra kesinlikle oraya gitmeyeceğim ve arkadaşlarıma da gitmemelerini tavsiye edeceğim.
  • ilk iki senesinde hizmeti, müşteriye yaklaşımıyla takdirimi toplamış mekandı. ayrıca güler yüzlü, muhabbeti hoş insanlar çalışırdı bir zamanlar burada. sonra elemanlar filan değişti bir şeyler oldu derken mekan, klasik ankara eğlence mekanı kıvamına geldi. hizmette ''işine geliyorsa'' prensibini benimsediler. hizmet kalitesi değişir de müşteri profili değişmez mi? doğal olarak müşteri profili de değişti. ''kız kıza eğlencede xd'' albümlere sahip ergenlerin uğrak yeri haline geldi.
    en son geçen sene bu zamanlar bir arkadaşımı almak için gitmiştim. içerde ses yüksek olduğundan arkadaşım telefonunu duymamış kapıdaki saçma sapan insanda içeri almamak da direnince, bu üçüncü sınıf mekanın kapısında on dakika beklemek zorunda kalmıştım. büyük konuşmayı sevmesem de mekan kalmasa gidip eğlenmem dediğim birkaç yerden biridir.
  • ankara'da sakarya'daki pavyonu aratmayan müzikli lokanta.

    aslında bar diyorlar buraya da bar da değil, lokanta da..

    gidip görmeniz lazım, gittiğinizde de muhtemelen içeri girmezsiniz. ortamı görünce kaçarsınız.

    hani akşamları 5.sınıf tv kanallarında falan geceleri topluca şemmame, kolbastı törenleri oluyor ya, eller havaya falan işte burası da öyle.. gerek yok gitmenize.
  • bi kere mekanda fosur fosur cuğara içiliyor. leş gibi sigara kokuyosunuz, leşş.
    servis kötü. eğlence güzel. sevdiğimiz bir ekip vardı, uzun saçlı eleman gitar çalar, şarkı patlatırdı. sanırım o da gitmiş.
    e daha da gelmem davosa
  • rezil ötesi mekan.

    bahçeli 7.caddedeki bundan kat kat klas, hatundan geçilmeyen ve fiyat olarak da daha uygun olan mekanlar dam sorunu yapmadan, güler yüzle her müşterisine eşit muamele yapıyorken, mağara kaçkını adamların işlettiği ve kendini allame-i cihan sanan bu barımsı yere gitmek son derece gereksizdir. uzak durunuz.
hesabın var mı? giriş yap