the 4400

• uzaylilarin sizi ilkbahar yaz aylarinda kaçirmayacagini gösteren dizi. bütün dönenler montlu, kazakli insanlar. ince giyinmis sortlu terlikli tek insan yok. yani önümüzdeki 5 ay rahatiz.
• asırlık ingilizce eğitimime, okuduğum yazdığım onca ingilizce metne, konuştuğum nice gavura rağmen inattla^* ve yılmadan "dı dört bin dört yüz" diye okuduğum bir şeydir...
• seyirci kitlesinin ortalama beklentilerini, ek$i sozluk yazarlarinin beklentileri gibi oldugunu kabul edersek, sonunu ancak 9 sene sonra gorebilirdik bu dizinin..
  
  aman bu adamlara ne cabuk freak dediler, sarisin hatun ne cabuk kabullendi ailesinden uzak kalmayi gibi konulari gercekten istenildigi gibi yavas yavas i$leselerdi, x-men, mutant, uzay, buyuk bir bulmacanin parcalari gibi konular yerine kadinin (lily moore) kizini almasi icin actigi davalar, buyuk sirketin ortagi abimizin actigi davalar, kisilerin mutant oldugunu anlayip, freak damgasi yemek icin araba otobus tepelerinde saclarini yesile boyayip zip zip ziplamalari gibi konulari 8 sene seyretmek zorunda kalir oyle agzimizi acip bakardik..seyretmezdik bile..
  
  niye 3-5 amerikali alindi ana karakter olarak deniyor dizi icin bazen de..e hocam zaten 4400 kisi var ortada.. e bari bir de uzaylilar tarafindan cin, fas ve tunustan toplanmis insanlari da alsalardi konu merkezine.. tunus polisinin de ellerinde muskali elemanlardan olusan parapsikolojik olaylar birimi de vardir eminim....
  
  diger bir konu da "niye seattle' e indi bu kadar insan?".. cevabi basit?.. amerikan dizisi bu ..basit seyi karmasiklastirmadan seyretmek lazim bazi seyleri.. amerika da nbc ye dizi cekeceksin.. insanlari zonguldak karabuk' e mi indireceksin?..
  
  kurgulayani ben kutluyorum sahsen..diziyi seyrederken benim (seyircinin) umrumda olmayan bir cok sahneyi sakir sukur atlamislar gecistirmisler..hatta bu cabalari icin tesekkur bile ediyorum..
• terörizmle mücadelede tüm demokratik hakların neden askıya alınması gerektiğini, ulusal tehlike durumunda her yolun neden mübah olması gerektiğini işleyen, ortalama amerikaliyi iknaya yönelik bir dizi.
  (bkz: manufacturing consent)
• iptaline en çok üzüldüğüm ikinci dizi. ilki elbet carnivale'dir hep söylerim madem devamı gelmeyecek o son beş dakika niye var ulen??? neyse başlığa dönelim. bu dizinin final olmayan ama son bölümünü izlediğimde a-ha işte şimdi bu dizi efsane olacak kıvama geldi dedim hoop diziyi iptal ettiler ki o dönem hatırı sayılır bir izleyici kitlesi de var idi. dedim böyle kalmaz bu bir şekilde film vs bir şey toparlarlar vs ama yok kaç sene geçti hala tık yok maalesef.
• izlerken, ister istemez pek çok yönden the x files ile kıyasladığım dizi. misal, bugünkü bölümde haberlerde 4400 kişinin adreslerinin yazdığı listenin internete yayıldığı söyleniyor. içimden direk "yuh be bi listeye sahip çıkamadınız, halbuki vericektiniz sigara içen adam a bakın nası saklanıyormuş, valla uzaylıların kendisi bile bulamazdı o listeyi bi daha" diyorum...
• --- spoiler ---
  eger arabaya freak yazilmasaydi e insaf diye haykiracaktim; tamam onlarca yildir uzayli dünyali yaratik canavar doga üstü güç kadim güç bilgisayar virüsü gibi yüzlerce degisik senaryo ile egitildik yogurulduk bilinçlendirildik ama yani bu denli genis olunmaz, bir anda 4400 adet insan meteorumsu sekilde dünyaya geliyor, üstelik bu insanlar kaybolduklarindan bir haberler, "ben 1951 de yasiyorum az önce karimla bulusmaya gidiyordum" diyor adam, hani saskinlik hani panik hani hafiften adaptasyon sorunu zaman içinde yolculuk etmis oldugu gerçegini kabullenememe, birazcik reaksiyon arayisindayken freak tepkisi verildi, hayir tepki vesinler ki biz de seyirci olarak etki yapalim "aa ne freak i ne dar görüslüler yazik bak simdi çocuga" diyebilelim (ya ben hafiften ananemlesmeye basladim valla)..
  girisin bu denli apar topar geçilmis olmasi disinda ortaya çikan gizler ve güçler yüzümde hos bir tebessüm olusturdu, oldukça begendim diziyi zaten daha fragmanini ilk seyredisimde etkilenmistim, gerçi biraz saçma sapan izlemisim ben fragmani çünkü nedense bermuda seytan üçgeninde kaybolan insanlarin geri dönmesiyle alakali bir dizi olacagini saniyordum bunun, ama isaretir belki bu belki ben de oturup bermudadan geri dönenlerin dizisini yapmaliyimdir adini da 404 koymaliyimdir; tabi önce the 4400 ü izleyip çalip çirpacak materyal bulayim..
  --- spoiler ---
• klişelerle süslü olması aslında dizinin zayıf yönü değil, beğenilmesini sağlayan yönlerden biridir. insanlar bildidikleri hikayeleri tekrar tekrar dinlemekten hoşlanırlar, tıpkı küçükken her gece anlattırılan masallar gibi. böyle bir dizide de geleceği gören kız, iyileştirme yeteneği olan çocuk gibi uzaylı klişeleri olmasa yoklukları hissedilir, "başlarına bir şey mi geldi acaba? geri getirmeyi unuttular herhalde onları." filan diye düşünülürdü muhtemelen.
  
  bunun dışında, herhangi bir amerikalının vatanseverlik duygularını harekete geçirecek -3. bölümdeki park sahnesi gibi- unsurlara yeteri dercede yer verilmekle birlikte, genelde işlenen konular milliyet farkı gözetmeden herkesin ilgisini çekebilecek şeyler; çocuğundan ayrı düşen anne, ezilen bir kişiyken kahramana dönüşen adam, aşık olduğu kızla kardeşi arasında kalan ve herkesin tuhaf^* olduğunu düşündüğü çocuk insanların kendileriyle özdeşleştirmesi çok kolay olan karakterler.
  
  sonuçta the x-files gibi bir klasik olabilecek gibi görünmese de hem kaçırılan kişilerin özel hayatlarına inmesi ve psikolojik durumlarını irdelemesiyle, hem de sınırsız açılım sağlayan konusuyla oldukça başarılı bir dizi olmuş. ne olacağını az çok tahmin etsek de gelecek perşembeyi heyecanla bekliyoruz.
  
  ayrıca eklemek isterim ki, aralarında ciddi metod ve düşünce yapısı farklılıkları ile eşantiyon olarak da kuvvetli bir cinsel çekim olan kadın ve erkek ortaklar klişesi bütün diğer klişelerin toplamı kadar baydı. bir dizide de farklı bir şey olsun be kardeşim, ne bileyim birbiriyle her konuda çok iyi anlaşan lezbiyen bir kadın ajanla aseksüel bir polis köpeği filan olsun. her şeyi ben mi söyleyeceğim bulun bir şeyler.
• yapımcılarının bulabildikleri tüm tuhaf isimli oyuncuları bir araya getirdikleri dizi bu. bakınız:
  jacqueline mckenzie
  conchita campbell
  kaj-erik eriksen
  frederick rappaport (üç bölümün senaryosunu yazmış bu)
  megalyn echikunwoke
  mahershalalhashbaz ali ^*
• cok mantikli bi bulus; ellerinde 4400 adet ne yapsa yeridir karakter var,cunku onlar bilinmeyen bi yerden geldi, degisik guclerle donatildi. her bolumde ayri biri, ayri bi antikalik yapiyo. baymak, kendini tekrarliyo demek mumkun degil. basarili....