• izlerken sarah gadon sen ne güzel kadınsın demekten kendimi alamadım. film de asla zaman kaybı değil ama bir film izledim hayatım değişti filmi de değil. yine de gerilim, gizem seviyorsanız kaçırmayın. oyunculuklar da güzel, velet ayrı tatlı zaten.
    o zaman louis'ten gelsin;

    --- spoiler ---

    pascal made the mistake that all men make. he thought that because mommy is so beautiful, then she must be good.

    --- spoiler ---
  • begendigim surprizli film.
  • doktor fetişi olanları jamie dornan suretinde sömürmek için çekilmiş gibi duran basit ve yüzeysel bir drama. senaryosu zayıf, gizem ve gerilim ögeleri yeteri kadar güçlü değil. merak unsurunu oluşturmayı hemen hemen hiç başaramıyor. sonuca giderken de ''delil saklama'' yöntemine başvuruyor. karakterler, (özellikle başroldeki jamie dornan) iki boyutlu, aaron paul ''saçları fönlü baba'' rolünde inandırıcılıktan uzak... benim için filmin iyi yanı sarah gadon'ı izlemek ve daha önce dikkatimi çekmemiş molly parker'la tanışmak oldu.

    alexandre aja on yıl önce hollywood'a the hills have eyes ile geldiğinde ümit vaat eden bir genç yönetmendi. bu süreçte çok kötü filmler çekti diyemesek de şu geldiği nokta 65 yaş üstü kariyeri bitmiş yönetmenlere teslim edilen türden iddiasız bir gerilim-drama. ama gene de hala daha iyisini yapabilir.

    ayrıca çok fazla katılmasam da filmden ilgi çekici bir cümle:

    --- spoiler ---

    pascal tüm erkeklerin yaptığı bir hataya düştü. güzel olan her kadının aynı zamanda iyi olabileceğini sandı.

    --- spoiler ---
  • filme jamie dornan için başlasam da film beklentimin çok çok üstündeydi. sürprizli sonunu tahmin ettiğim gibi çıkması sıkıcı olsa da düğümün çözülme şekli harikaydı. karakterler çocuk oyuncu her ayrıntısına bayıldım.
  • liz jensen adlı yazarın aynı adlı 2005 yılında yayımlanan kitabından uyarlanan film. çekimleri tamamlanmış olmasına rağmen henüz ortada ne bir fragman var ne de bir yayım tarihi belirlenmiş durumda.

    konusuna gelirsek: * 9 yaşındaki louis'nin başına sürekli açıklanamaz kazalar gelmektedir. ancak dokuzuncu yaş gününde ailecek çıktıkları piknikte öyle bir kaza gerçekleşir ki, sonrasında gerçekleşen olaylar kazadan daha ilginç bir hal almaya başlar *. türü için gerilim, doğaüstü ve suç denebilir. gayet akıcı bir kitap, bulmaca bilmece çözmeye meraklılar için okuması keyifli.
  • enteresan bir film. görüntüler şahane. (yazar burada "görüntü" derken jamie dornan ve aaron paul'u kastediyor!)
  • bence bu filmde herkes farkli bi yere odaklaniyor cok yonlu bi film. benim dikkatimi ceken bolumleri duyulmamis kisilik bozukluklarina falan deginilmesi. burada bi kac yorumu okudum natalie’yi gunah kecisi yapmis millet ama bana gore konu aslinda natalie’den ziyade ekstrem kisilik bozukluklarina sahip insanlarin toplumda nasil kolayca surdurulebilir duzen saglayabildikleri. erkeklerin iliskilerdeki zeka seviyesini yansitmalari da ayrica gulumsetti. filmin basrolu cocugun tedavisini yapan doktor.

    --- spoiler ---

    filmdeki erkek doktor(burada ergenlikten kalma icguduleri yuzunden sahip oldugu degerlere gozu korlesen tum erkekleri temsil ediyor) o kadar beyinsiz ki polis gelip “bak bu kadinda bi is var sana cocuguyla ilgili acik sozlu olmamis” diye uyarinca hemen “him evet ama sonucta ozel konular bunlaaaar” diye ustunu kapamaya calisiyo, peter’in ablasi “bak natalie boyle biridir” diye uyarinca “ehem boyle seyler demeniz hic hos olmuyor” diye triplere falan giriyo. hadi onu gectim
    bitkisel hayattaki mini genius louis adam uyurken bedenini ele gecirip bilal’e anlatir gibi mektup yazinca bile adam “arlah arlah bu luis’te mistik bir olay var” diyor ama asil olaya yine uyanamiyo beyinsiz. eve natalie ile ilgili gelen mektubu karisi getirip bak sana ne gelmis diyince “yalniz o mektup benim adima gelmis neden acmassan sen bunuu?” diyo gevsek afsdss. kisaca ona gore butun dunyanin amaci natalie’yi kotulemek olmali ve bu natalie’nin gercekten kotu olmasindan daha yuksek bi ihtimal aksi halde sevisme istegi kalmayacak arrrzular falan cok guzel cunku. en son psikolog tontik geldi de louis’i doktorun agzindan konusturup anlattirdi oyle ikna oldu. neyse natalie’den cocuk yapmissin allah sabir versin karsim adssdsf. bi de filmin sonunda “biz de yaptik iste cocugu artik derdimiz neyse cekicez” gevelemeleri de guldurdu cunku bazi adamlar cidden boyle yas kac olursa olsun ayni bug ile hayatlarini mahvedip sonra etrafta kandirildim cok dardayim, cok zordayim, cok mutsuzum diye magdur edebiyati yapiyolar kronik bu.

    --- spoiler ---
  • etkileyici, sürükleyici ve izlemekte ikileme düşülmemesi gereken özel bir film.
  • sıkıcı bir drama. vay alex aja vay. sen de dibi buldun demek. daniel radcliffle'lı filmi vasattı, ama ilginç taraflarıyla eğlendirmişti. bu yeni filmiyse vasata bile ulaşamıyor. sıkıcı, dandik bir dramaya imzasını atmış aja. zaten uzunca bir süredir iyi film çekemiyor. emekliye ayrılsa yeridir. burada senaryoyu yazan, anthony minghella'nın oğluna da değinmek gerek. bir röportajında demiş ki "keşke babamı film çektiğinde daha fazla gözlemleseydim. en büyük pişmanlığım bu". bu film de bu söylediklerini destekliyor. keşke daha fazla dikkat etseymişsin minghella'cım. yoksa böylesine dandik bir senaryo yazmazdın. minghella senaristliğiyle ilerisi adına zerre heyecanlandırmıyor. böyle senaryolar yazmaya devam edecekse aktörlükten devam etmesi herkesin hayrına olur.

    oyunculuklar vasat (the path'te olduğu gibi bu filmde de aaron paul'un baba olduğuna inanmak zor. adama baba rolleri verip duruyorlar ve bu durum epey sırıtıyor) (sarah gadon gene kendisine âşık ediyor. filme katlanmamın tek nedeni kendisi ve o şahane mavi gözleri). karakterlerin birbirleriyle ilişkileri klişe, tahmin edilebilir ve yüzeysel işlenmiş. merkezdeki çocuk son derece itici. dayaklık desek yeridir. daha iyi versiyonu için bakınız a monster calls.
  • ilişkiler, ebeveynlik, aile üzerine düşündürten izlediğine pişman etmeyen film.
    ayrıca filmde --- spoiler ---

    (bkz: munchausen sendromu)
    --- spoiler ---

    işlenmesi de dikkate değer.
hesabın var mı? giriş yap