• filmin handikapıyla ilgili en çarpıcı yorumu variety yapmış. şöyle ki ;

    film her ne kadar oldukça ağır bir başlangıçtan sonra temposunu bulup tatlanıyor olsa bile lotr'de bütün karakterlerin uğruna mücadele edeceği bir yaşadıkları dünyayı kurtarma misyonları vardı. halbuki buradaki baş karakter kendisini kişisel olarak ilgilendirmeyen bir meselede (cücelerin hazinesini ve ülkesini kurtarmak) değerini kanıtlamak zorunda kalıyor demiş peter debruge. haliyle filmin - ve belki bazı kritiklerde değinilen çatışma sahnelerinin - lotr gibi bir etki yaratmamasının sebebi biraz buna bağlanmış. esas oğlan kendi derdi olmayan bir şeyi yapmak zorunda kalıyor bu filmde demiş kısacası, bu da ne kadar ilgi çeker ve izleyiciyi peşinden sürüklerse.

    variety'nin puanı : 60/100

    http://www.variety.com/…ew/ve1117948867?refcatid=31
  • the hollywood reporter'ın kritiği de yine 60/100 puana layık görmüş filmi. onların yazısından dikkat çeken noktalar da şöyle :

    variety'nin yazısında hakkında dem vurulan bir ayrıntıdan burada da yakınılmış, o da bilbo'nun yolculuğa çıkmayı kabul etmesine kadar yaklaşık bir 45 dakika zaman geçtiği ve bu 45 dakikanın da oldukça yavaş ve yer yer saçma olduğu. karakterleri tanıtırken çok oyalanmış jackson. cüceler hakkında seyirciyi quiz mi yapacak yani, nedir bu olmuşlar. the wizard of oz'un ekibinin kansas'tan ayrılmadan önce filmde bir saat zaman geçtiğini düşünün demiş todd mccarthy. anlaşılan king kong'daki gibi asıl merak edilen kısımlara gelinene kadar fazla fazla uzatma / doldurma var ki film yine 3 saat olsun ve ciddiye alınsın. pj'in 3 saatten aşağı olan orta dünya filmlerinin ciddiye alınmayacağı yönünde bir inancı var herhalde, ki tek kitabı 3 filme çıkardığı yetmemiş gibi bir de bir çoğunun extended dvd'lere saklanması gereken sahneleri dahi filmde tuttuğunu yazmışlar.

    sözün özü de şu olmuş : more is less in peter jackson's gargantuan first installment of his second j.r.r. tolkien trilogy.
    yanisi : az daha çoktur sözünün tam tersine jackson'ın ikinci üçlemesinin ilk halkası bol keseden saçmış her şeyi amma sonuç sunulandan daha az olmuş. kısaca "şişirme" demiş amcam.

    http://www.hollywoodreporter.com/…ney/review/397416
  • her ne kadar eleştirmenlerin notları şu sıralar düşük olması endişelendirse de beklentilerimi düşürüp filmi olduğundan daha da iyi görmemi sağlayacağı için iyi de oluyor ama tabii sonradan bu notların yükselmesini umuyorum. ayrıca unutmamak gerekir ki bu eleştirmenler daha 1,5 ay önce bulut atlası'na da aynı şeyi yapmışlardı gerçi onda durum tam tersiydi yüksekten başlayıp düşmüştü hobbit tam tersi yönde gidiyor.
  • 18 eleştirmen beğenip 5 eleştirmen beğenmeyince, ortaya eleştirmenler beğenmedi genellemesini yapmak ne kadar komikse, hobbit'i hobbit'in konusunu bilmeden izleyip, buna göre konu üzerinden bir eleştri yapmakta o kadar komiktir. yok efendim bilbo kendisinin olmayan bir maceraya çıkıyormuşta, aman karakterlerin detaylarını fazla uzatmışlar da... uzatsınlar ulan, biz oraya aksiyon filmi izlemeye gitmiyoruz, biz oraya orta dünyayı beyaz perdede görmeye gidiyoruz. bunun savaşı da var, cüceleri de var, hüznü de var, dostluğu da var. var oğlu var var. bir de hala tek kitap 3 parçaya bölündü diye vır vır ötenler var. bu hikayede sadece hobbit kitabında anlatılanlar yok kardeşim. bu kadar eleştri okumayı biliyorsunuz ama filmin neden üçe bölündüğünden haberiniz yok. hobbit merkezli kronojik bir hikaye sunuyor bu film. hobbit kitabında olmayan ve kronolojik olarak geri planda kalmış dol guldur olaylarından tutunda, yüzüklerin efendisi'nin türkçeye çevrilmemiş eklerinde bulunan kronolojik bir çok detay var. thorin'in geçmişinde yaşadıkları da buna dahil. yani sadece hobbit kitabı yok o filmde, yüzüklerin efendisi ile hobbit arasında geçen köprü de filmde mevcut. ötmeden önce gidin biraz araştırın. sauron'un necromancer olarak dol guldur'a dönüşü, ak divan'ın saldırısı hobbit kitabında var mı ulan?
    https://www.rottentomatoes.com/…unexpected_journey/
  • fanboylarının resmen acınası halde olduğu film. yaşlar kaç acaba, 14-15 falan mı?

    o kadar vahim durumdalar ki filmi izleyip hakkında eleştiri yazıları yazmış, bunların bir kısmında da hep aynı detaylar konusunda mutabık kalmış farklı farklı adamları kitabı bilmemekle falan suçlamaktalar. daha burada henüz kimse filmi izlemediği için kesin bir şey diyemeyeceği gibi, kimse de bir filmi anlamak için kitabını okumak zorunda değil. zaten bilmeyenler için kayıtlara geçsin, eğer ki bir edebiyat uyarlamasında filmi anlamlandırabilmek için kitabını okumuş olmak şartı aranıyorsa o en kötü edebiyat uyarlamalarından biridir. önümüzde de anlı şanlı harry potter örneği vardır. kitabın fanlarının filmleri izlerken kafalarında kitaplardan yararlanarak resmi tamamlayabilmiş olmaları, kitapları okumayan çoğu kişinin o filmlerden bir bok anlamadığı ve beğenmediği gerçeğini değiştirmemiştir. fanları severek izleyebilir ama film olarak bir-ikisi haricinde hepsi de vasat filmlerdir.

    kimse iki film bile çıkarmayacak bir kitaptan üç film çıkartılmasını warner bros.'un para kesesini doldurmaktan başka bir hamle olarak yorumlayıp saf saf yüzüklerin efendisi'ne prequel yapılması hevesiyle çekilmiş filmler olarak görmek zorunda olmadığı gibi, bu filme bu yorumları getiren eleştirmenler denildiği gibi zamanında lotr üçlemesinin filmlerine hakettiği puanları vermişlerdir. yorumlardan görülen durum odur ki, tek kitaptan 3 film birden çıkartmaya kalkışılınca dvd'lere saklanması gereken çoğu gereksiz sahne filmin süresini şişirsin diye son kurguda tutulduğu gibi, hobbit'in bir çocuk kitabı olmasından ziyade senaryonun tökezlemeye başladığı yerde yüzük hikayesiyle ilgili detaylar ve görsellik ön plana çıkarılarak iş kotarılmış. bunlara o necromancer'in durduk yere hiç bir işlevi yokken bir görünüp bir kaybolması da dahil imiş. yazıları okumaya ingilizcesi yetenler bunları da okudu, merak edilmesin.

    ve yazıları okuyanlar yine gördü ki bu ilk film 19 bölümlük kitabın sadece ilk 6 bölümünü kapsamakta imiş. ne kudretli kitapmış ki o 6 bölümden 3 saatlik film çıkarılabilmiş. artık ne kadarı o kitaba ait, ne kadarı boş beleş aksiyon sahnesi filmi izlediğimiz zaman hep birlikte göreceğiz. o sırada tolkien fanboyları kendi kafalarında filme zaten 10/10 vermeye devam ededursunlar, öyle çocuksu hevesleri arkamızda bırakıp önümüzdekine bakmaya başlayalı çok oldu zira. önümüzde duranın izlememize gerek kalmadan kesin olan bir özelliği de var ki, o da iki filmin zor çıkacağı bir kitaptan üç film çıkarılarak warner bros.'a para basma hamlesi. daha en başta sonuna kadar tüccar kafasıyla çekilmiş bir ikilemeden üçleme olarak lotr'den ayrılıyor. filmlerin şişirme olacağını kestirebilmek için illâki de izlemeye gerek yok.
  • fanboylar filmi izlemeden yüceltirken, fanboy olmayanlar yayınlanan iyi ve kötü eleştirilerin dikkat çeken satır başlarını paylaşıyor, özellikle kötü olanları paylaşmıyor. işte arada öyle bir fark var sevgili ergen tayfası. birileri izlemediği şeyi göklere yüceltirken, birileri izleyip de yazanların yazılarını paylaşarak somut bir iş yapıyor. bilmem o çirkeflikten kararmış gözler yazılanları doğru görüp akıllar okuduğunu doğru algılayabiliyor mu??

    çoluk çocuğa laf anlatmaya çalışanda hata ya, neyse. yüzyılın en güzel filmiymiş canlarım benim, eleştirmenler eleştirmeye korkmuşlar. siz de beğenmeyecek olsanız bile sırf hırsınızdan gelip övgüler sıralayın, olur mu?? biz beğenirsek beğendiğimizi, beğenmezsek beğenmediğimizi söylemekte rahat olacağız zira. olumsuz bir şey dersek tolkien'in ruhu arkamızdan kovalar diye bir derdimiz yok.
  • film hakkındaki en büyük handikap bence film 3'e bölündüğü anda oluştu zaten. yani açık konuşalım; the hobbit kitap ihtivasıyla 3 filmlik bir konu sunmuyor bize. gene de 2 film olarak açıklandığında smaug'la mücadele öncesi ve sonrası olarak yapılabileceğini düşünüp kendi kafamdan "tamam bu şekilde olabilir" demiştim. ama 3. filmin açıklanmasıyla birlikte ne yazık ki o 3. filmde ne olabileceği hakkında hala kafamda bir takım sorular var ve cevap bulamadım.

    şüphesiz ki aksiyonu fulleyip senaryonun 3 filmlik olmamasından kaynaklı sıkıntıları gidecekler ama bir sürü gereksiz sahne, gereksiz replik, alakasız karakter vs. olacak gibi gözüküyor. kitabı 4-5 kere okumuş, her okuduğundan ayrı keyif almış bir hobbitsever olarak ne yazık ki 8 günlük süreyi içimde "acaba?" sorusuyla bekliyor olacağım. bu acaba sorusunun etkisini biraz olsun azaltan şeyse peter jackson'un lotr'da yarattığı ortadünya, kendisinin tolkien hikayelerine olan sevgisi ve yapım kadrosunun bozulmadan bu filmde de kullanılması. eğer lotr'un kamera arkası görüntülerinde izlediğimiz o işe bağlılıkla bu filmler de çekildiyse zaten her türlü güzel olacaktır, eminim.
  • filmin hala neden üçe bölündüğünü ve hobbit filminin sadece hobbit kitabından oluşmadığını anlamayanlara şu yazıları okumaları tavsiye olunur. yalnız dikkat spoiler içerir...
    http://www.tekyuzuk.com/…t-filmi-ve-ilk-analiz.html
    http://www.tekyuzuk.com/…fendisi-ekler-analizi.html

    linkler güncellendi...
    http://tr.geek.xyz/…og/8-hobbit-filmi-ve-ilk-analiz
    http://tr.geek.xyz/…zuklerin-efendisi-ekler-analizi
  • total film'den 100/100 gelmiş :

    http://www.totalfilm.com/…bit-an-unexpected-journey

    fantazi filmlerinin genelde hep hayal kırıklığı yarattığı 2012'de neyse ki kıllı cücelerin fanları için umudun henüz kaybolmadığını ve the lovely bones gibi filmlerle oyalandıktan sonra peter jackson'ın bir fantazi filminin nasıl olması gerektiğini tekrar gösteren bir filmle geri döndüğünü yazmış matthew leyland.

    her ne kadar yapı olarak the fellowship of the ring'in aynısı olmasından kaynaklı bir deja vu hissi yaratsa da jackson'ın yeni zengin dünyalar yaratmadaki ustalığının bu deja vu hissine baskın çıktığını belirtmiş.

    tek kitaptan üç film çıkartılmasına ilk kez olumlu açıdan yaklaşan yazı da bu. üç tane kitaptan üç tane film çıkarmak bir şey ama tek kitaptan üç kitap çıkartmak bambaşka bir şey demiş. anahtar olaylarla ilgili hobbit'in yüzüklerin efendisi detaylarına çok fazla dalmadığını, daha çok o hikayeleri genişlettiğini yazmış.

    yine diğer yorumların aksine tolkien çocuklara hitap eden bir kitap yazmış olmasına rağmen jackson'un pek de o kadar çocuksu bir film çekmediğini, bu çocuksuluk ve karanlık dengesini iyi kurduğunu söylemiş. bir tarafta şarkılar türküler ziyafetler, diğer tarafta kopan kafalar kollar var demiş. cücelerin hepsinin pek de bekleneceği gibi iyi karakterlendirilemediğini yazdığı yazısında, zaman zaman inlese de bilbo'nun mızmızlanıp duran frodo'dan daha iyi, daha eğlenceli bir karakter olduğunu da belirtmiş. gollum'la karşılaştığı bölümde eğlence zirveye çıkıyor demiş.

    48 fps ile ilgili sözleri de diğer eleştirilerle aynı ama biz buralarda filmi 48 fps izleyemeyeceğimiz için, o kısımlarından ayrıca bahsetmeye gerek yok.
  • peter jackson için bile izlenecek filmdir.

    dervişin fikri ne ise zikri de odur sözünden hareketle, ön satışlardan biletimizi de aldık, heyecanla bekliyoruz..

    sırf bu seriler için avustralya kıtasına da gidesim var, o derece yani...

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap