• iki oyuncunun beraber rol aldığı speedten farklı olarak durağan bir film tabii ki.
    keaunu reeves de, sandra bullock da yaşlanmış gözüktü gözüme.

    --- spoiler ---
    posta kutusu başında geçen hızlı yazışma kısmı süperdi.
    görünmez bir elin o bayrağı indirip kaldırması tüyleri ürpertmekten çok süper süper dedirtti.
    --- spoiler ---

    ha bi de keanu reevesin iyice çarpık bastığını farkettiğim film oldu bu.
  • --- spoiler ---
    senaristin sonunu mutlu yapmak için kastığı fakat biraz daha kasması gereken film. kız geçmişi değiştirmiş olmasına rağmen şaşkın bir şekilde beklemişsin demesi uymamış çünkü zaten karşıdan karşıya geçmediğini biliyor olmalıydı.
    --- spoiler ---
    .
  • her kelimesi spoiler

    pazar pazar arkadasla birbirimize bakip "yaau geyik biseyler seyredelim allasen kafa yormayalim simdi anlamak icin" gibilerinden antisanatsal bi yaklasimla yola cikip filmin sonunda bos gozlerle dunyaya bakmamizi saglamis filmdir. avrupa sinemasi seyretsek anca bu kdr kafa yorardik. kim hangi zamanda yasiyor, kim kimden once oburunun basina gelecekleri onceden biliyor, odanin altindaki o kitap nasil oluyor da oradan cikiyor, anne babalarin bu filmdeki gorevi ne, sandra bullock neden bu kadar guzel, keanu reeves'in suratindaki sisme bebek ifadesi de ne, gozlerinin kenari da kirismis, o ne bicim hapsirmak aman allah gibi sekiz yuz tane dusunceyle doldurdu kafamizi bu leyk haus. bi de tabii yine sinema tarihinin en aceleci en mendebur en kıtipiyoz opucuklerinden biri daha gerceklesti. -alanindaki en mustesna ornek icin lutfen bakiniz: aragornun arweni opmesi.- burda da keanu cocugumuz sandra kızımızın dudaklarina yapisti ustlelik aralarindaki zamansal mekansal onca farka bana misin demeden. pes yahu pes. insan biraz agir olur yaw. neyse tabii ne olursa olsun, mektuplasmak harika bisey. bu gercegi hicbi kotu film degistirebilemez.
  • oldukça kötü bir filmdi.

    ------spoiler-------

    yandan yemiş fantastik öğelerle keanu reeves-sandra bullock beraberliğini nemasının yenmeye çalışıldığı o kadar aşikar ki... film ne olduguna karar verememiş, hele o sinirden gulumseten mektuplaşma sahneleri yok mu, o anlarda arka plandaki göle bir uzay gemis yakışırdı hani..

    daha fimin başında ölen adamın, kahramanımız oldugu ve buradan bir gol geleceği bağırıyordu ki o dakika dan sonra ortalama zekanın üzerindeki her sinema seyircisi o noktalara dikkat kesilebilmektedir.

    film de önce açıkta bırakılan ve sonra 2 yıllık zaman dilimi sayesinde doldurulacağı belirtilen noktalar gözümüze gözümüze sokulmaktadır. şahsen filmin 2. yarısının hemen başında filmi tahminlerimle bitirmiştim..

    -----spoiler----

    kısacası fenalıklar getiren bir filmdir, hiç zekice kurgulanmamış ve iki arada bir derede kalmıştır. bu ikili de haybeye harcanmıştır. şahsen bullock un tren sahnesinde bir 60 mil sınırı beklemedim değil...
  • sandra bullockun 2006 sac modeli ile 2008 sac modeli arasinda hic bir fark olmamasi, kopegin aradabir kosarak bir yerlere gitmesi, keanunun kardesi ile sandranin 2008 i yasamalari ama keanunun baska boyuta gecmis olmasi... keanunun annesi, babasi ve hatta kardesi ile iliskilerinin filme katkisi ne oldu?
    acaba film cok fazla sifreliydi de ben mi cozemedim a sozluk?
  • bilimin kurgulandığı bir tema üzerine inşa edilmiş, romantik öğelerinin daha bir cazibeli olduğu film.
    çok çok mu güzel ? hayır değil
    ama seyirlik midir, hoş vakit geçirtir mi ? geçirtir..

    fekat bir türk zekasıyla insan bambaşka hareketler bekliyor alex'den*. mesela alex yerine ahmet olaydı, kate denen şahsa soracağı ilk soru 2004-2005-2006 yıllarındaki at yarışları,iddaa ve sayısal loto sonuçları olurdu. ahmet cillop gibi paraya konar kate'i gözü görmezdi :

    ahmet : kate'im..bugün 05 ağustos cumartesi..bizim hilmi abiyle oturduk ders çalışıyoruz. 2. ayak çok karışık..bi bakıversen internetten falan..karataş* yine sürpriz bi ata biniyo. gelir mi dersin ? handikap koşusunda hep eşşekler var. haaa bi de sayısal var..onu atlamayalım..her zamanki gibi sendeyiz.

    + + +

    ahmet : kate'im paraya para demiyorum..allah senden razı olsun..burda karı kız da gani oldu. sortie'de kapıda karşılıyorlar artık..taşşş gibi hatunlar..beni bekleme..keyfim iyi..bi de bu hafta galatasaray fener maçı noolur? onu bi deyiversen. gözlerinden öperim.

    aaaah ah..gerzek alex.
  • en güzel yanı müzikleri olan zaman geçirmek için güzel bir film. evin kendisi gerçekten güzeldi. köpek çok şeker. bir de

    --- spoiler ---
    kate "meet me in the lake house" diye fısıldadı.. bir şey çağrıştırıyor mu?
    (bkz: meet me in montauk)
    hatta filmde bu sahnede bu laf söylendiği anda dark moon'la birbirimize dönüp büyük bir uyumla "meet me in montauk!!" diye çığırdık. filmdekiler kıl olmuştur bize zaten film arasında da kesin o kazadaki adam esas oğlandır demiştik doğru çıktı valla. süperiz.* 2004-2006'yı anladım da 2008'e mi gittik biz şimdi bir orası garip duruyor ilginç...
    --- spoiler ---
    *
  • tam bi kış filmi..elde kahveyle sinemaya girilir, seyredilir ve kabanın yakası yukarıya kaldırılarak sinemadan çıkılır..lakin bunu yapamadım işte ağustosta gittigimden..iki sene önceki bugunume simdiden mektup yazmaya koyuldum bu filme kışın git die..
  • aşk, kavusamamak ve beklemekten olusur dedirten film
  • keanu reeves'e rağmen hoşça vakit geçirtebilen bir filmdir.. hayır adam aksiyonlarda rol aldığında gürültüye gidiyor, neresi patladı kim kimi vurdu derken rol yapamadığını farketmiyoruz ama böyle ağır işleyen melankolik filmlerde çok göze batıyorsun be aslanım.. yapma lütfen.. insan adam gibi bir aksıramaz mı ya?

    --- spoiler ---

    dina araz olarak bildiğimiz hatunun yine bir güçlü kadın, sean mcnamara olarak bildiğimiz adamın ise yine bir sümsük looser olarak arz ı endam ettiği filmdir..

    frank lloyd wright ve le corbusier dışında filmde bahsi geçen 3. mimarın idolüm richard meier olması gözlerimi yaşartmadı desem yalan olur... takdir ettim buradan...

    ama 2004 yılında mimarların gönye ve t cetveli ile çizim yapmadıklarını hatırlatmama da lütfen izin verin... ayrıca solak biri gönyeyi de öyle tutmaz.. ayrıca taramalara paftanın dibinden başlanmaz... ayrıca profesyonel mimarlık yapan biri 1. sınıf öğrencileri gibi çizim çantasıyla da dolanmaz her yerde... hiiiç olmamış diyorum...

    ilk çevrim il mare'ye ithafen isimlendirilmiş ancak aylar sonrasına rezervasyon yapabilen buz pateni pisti manzaralı feci seçkin (nasıl oluyorsa artık) lokantasının dışında, köpekte bir iş olduğunu sanıyorum.. yoksa nedir yani bu zamanda yolculuğun gerekçesi? bu tür filmlerde her şeyi başlatan bir olay olur diye biliriz.. burada saçma bir zamanda sıkışmışlık var...

    kate'e evi kiralayan alex madem durumu biliyordu o aşamada, neden ev sahibi olarak arkadaşlığını ilerletmedi ziyaretlerine gitmedi kate orada otururken? geriye kalan 44 evin inşaatı çok mu vaktini aldı nedir yani?

    ayrıca yerine göre günde 30 saat çalışan kate nasıl oluyor da chicago'dan habire göle gidip posta yetiştiriyor? ayrıca o mektuplar nasıl öyle dialog gibi gelişiyor? eğer o mektupların arasında 2 sene varsa hiç bir allahın postacısı* arada eve uğrayıp da "ne lan burada birikmiş böyle mektuplar pulsuz mulsuz hem de" deyip işkillenmiyor mu?

    ayrıca kate'in 1610 bilmemne caddesindeki evinin döşemesinin altına o kitap ne vakit giriyor? alex evin önüne ağaç dikti ayrı... ama ince işler devam ederken eve sızıp parkeyi kanırttı altına kitap mı sakladı nedir yani?

    yardımcı rollerdeki insanların harbiden rollerinin dayanağı neydi? dina araz alex'in babasını tedavi eden doktor olmak dışında ne işe yaradı? kate'in annesinin babasıyla evlenmeden önceki ilişkisinin bilmemizin bize ne faydası oldu? kate'in babası dostoyevski severmiş ve muhtemelen suç ve ceza'yı okurken ölmüş vs ama bundan bize ne? alex'e yazan sekreter gibi kızın ayağındaki botları sean mcnamara'nın farketmiş olmasını neye borçluyuz?

    kısacası ne lan bütün bunlar?

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap