• çocukluk dönemimin en şahane çizgi filmi. basit çocuk filmi gibi görünmesine rağmen (ki blade runner da basit bilim kurgu filmi gibi görünür) onlarca düzlemde incelenebilecek sembol ve referans manyağı başarılı bir film. 1982 versiyonu dışında belirsiz bir zamanda çıkacak olan yeni versiyonu da yapılıyor. yine peter s beagle tarafından yazılıp geoff murphy tarafından yönetilecek. heyecanla bekliyoruz.
  • küçüklüğümde oldukça etkilemişti bu çizgi film beni...kızıl boğa, şarap içip yanaklar kırmızı kırmızı sarhoş olan iskelet ve koca memeli bir kadına dönüşen ağacı unutmak ne mümkün...(bkz: beraberce yok olalım sevgilim)
  • filminin çizgisinde melankoli yatan çocuklar için yapılmış 80's cafelerde gösterilme beklentisi uyandıran çizgi film.
  • kitabı cabası olan eser. yakında tiyatro sahnesinde uyarlama yapılması bekleniyor. http://en.wikipedia.org/…i/file:last_unicorn_hb.jpg
  • türkçe çevirisi kötüdür bu kitabın, kimse kusura bakmasın. çevirmek ingilizce bir cümleyi alıp türkçeye çevirmek olsaydı sadece eline bir sözlük alan herkes çevirmen olurdu. eminim çevirmen çok emek sarfetmiştir ama, kitabın çeviri kokmaması için, ingilizce kalıbı direkt kafanızda duymamanız için özel bir emek sarfetmek gerekiyor, onu da herkes beceremiyor.

    (bkz: çeviri kokan cümleler)
  • hayao miyazaki tarafından yeniden animasyon dünyasına aktarılmalı kanımca. sanki hikaye miyazaki için yazılmış ya da miyazaki bu hikayeyi perdeye aktarmak için doğmuş gibi geliyor bana. tek mesele miyazaki'nin bunun farkında olmamasında!
  • çocukluğumun rüya çizgifilmi,ekşi sözlük ismimin sebebi. yaşadığım şehrin yerel kanalı verirdi bunu bir tek, her hafta bıkmadan tekrar takrar izlerdim. şu an bile mevsimlere göre ayarlı bir saat, şarap içip kahkaha atan bir iskelet kral, deli bir kral için bütün unicornları denize hapsetmiş balrog gibi bir yanan bir boğa,beceriksiz bir büyücü ve son tek boynuz arasında geçen masalı düşünmek insanın tüylerini diken diken yapmaya yetiyor.

    basit çizgileri vardır,basit gibi görünür ama unutamazsınız,seneler geçse bile.
  • passenger'ın "coins in a fountain" isimli şarkısında geçen bir cümlenin son kısmı.

    "love is the last unicorn." aşk için harika bir tanım değil mi?

    şarkı da bence en güzel passenger şarkısıdır.
  • 1968 tarihli peter s. beagle romanı. denk geldiğim şu paragrafıyla elimden tutmuş ve beni masal diyarına çekmiştir;

    "the unicorn lived in a lilac wood, and she lived all alone. she was very old, though she did not know it, and she was no longer the careless color of sea foam, but rather the color of snow falling on a moonlit night. but her eyes were still clear and unwearied, and she still moved like a shadow on the sea."

    "tek boynuzlu at bir leylak ormanında yaşıyordu ve yapayalnızdı. çok yaşlıydı, ama bunu bilmiyordu ve artık deniz köpüğünün yalın renginde değil, mehtaplı bir gecede yağan karın rengindeydi. ama gözleri hala berrak ve dinçti ve hala denizin üzerinde bir gölge gibi hareket ediyordu."
hesabın var mı? giriş yap