• az önce fragmanını seyrettiğim, filmde görünce etkileyiciliği daha fazla olacak bir kaç komik sahnenin arka arkaya sıralanmasıyla hazırlanmış (ve bu yüzden bu sahnelere filmi seyrederken gülemeyeceğim), steve martin'in peter sellers'ı çok fazla aratacağını düşündüğüm eski başyapıt, yeni yeniden çevrim.

    yine de steve martin'in (fragmanda gördüğüm kadarıyla) elinden geleni yapmış olduğunu göreceğimi tahmin ediyorum. safkan amerikalı olan martin'in bu kimlikten kurtulmasının ve seyirciyi bir fransız olduğuna hele hele clouseau olduğuna inandırmasının imkansız olduğunu düşünüyordum ya yine de film hakkında umudumu yeşerten bir fragman oldu bu itiraf etmeliyim. tamamen eski pembe panter filmlerindeki tarz bir espri anlayışı kullanılmış olması da oldukça sevindirici. umarım film son dönem amerikan komedilerinde gördüğümüz banal ve itici cinsel çağrışımlarla (kimi zaman aşırılıklarla) dolu esprilere prim vermeden sadece durum komikliğine ağırlık vermiştir de tekrar edwards tarzı bir film seyreder ve güleriz.

    steve martin clouseau olur mu hiç... olmaz ama başka bir karakter olduğunu farzederek seyredebilirim filmi. en azından benigni'den bin kat iyi olacaktır ona eminim.
  • (bkz: capucine)
  • pazar günleri kahvaltı yaparken seyredilmesi tavsiye edilen sinema şaheseri. üstüne bir de pillow talk izlenip, dionne warwick ( mesela fragile) veya dido dinlenirse pamuh gibin yumuşarsınız. tabi bir de bunlar var:
    barefoot in the park, lover come back, send me no flowers
  • komedi filmlerini pek sevmediğim halde, özellikle sakarlık konusunda kendimle özdeşleştirdiğim peter sellers sebebiyle çok sevdiğim, gerçek bir klasik.. şimdiki filmlerde hiç güldürmeyecek klişeler bu filmlerle, bu adamla güldürüyor. özellikle serinin birinci ve ikinci filmi çok komiktir, eğlencelidir..
  • steve martinli, beyoncelu kadrosuyla peter sellersı mezarında ters döndürmesine kesin gözüyle bakılan film..

    not:bir de sakallsız bir jean reno ne kadar pis bir şeymiş..
  • tum onyargilarimdan kurtulup umutlu bir sekilde gittigim bir film idi the pink panther.. uzulerek olmadigini gordum, sonra piedra irmaginin kiyisinda oturdum agladim.. kesinlikle cok sulu, hollywood tarzi durum komedisinin dibine vurulmus, sive komikligi yapilmaya calisilmis, baska da bir sey yapilmayinca olmamis tabi.. hic adetim olmadigi bir sekilde film bitmeden sinemadan ciktim.. kendi adima eytere beaa dedirten kismi ise steve martin'in (clouseau demedim dikkat ettiysen) ingilizce ogrenme sahnesiydi (4-5 dakika boyunca sadece steve martin'in "i would like to buy a hamburger" demeye calismasini dinledikten sonra resmen bittim, kendimi disari zor attim).. bir efsanenin daha amina koydunuz, ayakta alkisliyorum..

    edit: hic mi guzel bir tarafi yoktu diye dusundum de, -haksizlik etmeyeyim- bir tane vardi.. jason statham adli aksanina kurban oldugum yigidi mean machine'den sonra tekrar yesil sahalarda gormek cok guzeldi.. hakikaten kotuymus lan film..
  • fransizca aksanli ingilizce'nin komik oldugunu yeni farkeden amerika'lilarin icine irzina gectigi klasik.. tamam fransiz aksani bir bielemdin iki yerde komik olabilir.. hadi cok denk getirirsin ucuncu seferde gulebiliriz ama butun bir filmi bunun uzerine kurmak hayvanligin dik alasi degildir de nedir?

    hayir zaten steve martin'e uyuzum.. ustune bir de cocuklugumun pempe panterinin icine catir catir sictigini gordum, antipatim uce, bese, otusbese katlandi.. beyonce zaten aksesuardan farksiz, nadide sultan'in, ne bileyim hulya avsar'in ne kadar rol kabiliyeti varsa onun da o kadar var, jean reno ise kendinden beklendigi uzere fransa'da gecen her filmde oldugu gibi burda da var. fransiz hukumeti sart kosuyomus hollywood'a jean reno'suz fransa'da film cekilemez, cekilmesi teklif dahi edilemez diye..

    hikaye boktan, kurgu hikayeden boktan, hikayenin cozume ulasmasi kurgudan da boktan.. soyle izah edeyim yani filmi, en komik ve eglenceli kismi filmin basinda pembe panter ve clouseau'nun dansettigi cizgi film kismi..
  • steve martinin ne yaparsa yapsin peter sellersin performansina yaklasamiyacagini biliyordum ama bu kadar da kotu olabilecegini tahmin etmemistim. pembe panter fanatikleri eger seyretmek istiyorlarsa kesinlikle sinemaya gidip para vermesinler, dvdsi cikinca seyretsinler.
  • holivudlastirilmis bir pembe panter. filmde steve martin peter sellers'i taklit ediyor sadece, daha dogrusu etmeye calisiyor. esprilerde eski filmlerden eser yok, sadece onlardan ozenilmis. beyonce knowles disinda iyi bir kadrosu ile basarisiz bir taklit.
  • peter sellers'ı rahmetle andığım film.olmuş mu?bence hiç ama hiç olmamış.
hesabın var mı? giriş yap