• italyanca adı il trionfo dell'amore olan, türkçe'ye çılgın aşık diye çevrilmiş, aşkın zaferi anlamına gelen, 2001 yılında clare peploe tarafıdan yönetilmiş bir bernardo bertolucci yapımı. karakterler mira sorvino, ben kingsley, fiona shaw, jay rodan, ignazio oliva, rachel stirling ve luis molteni tarafından canlandırılıyor. müzikli romantik komedi türü bir film. hatta türkiye'de bu filmi seyreden 1000 kişiden biri olarak diyebilirim ki gösterimdeki bir çok romantik komedi türü filmden kat kat iyi... mira sorvino ve ben kingsley muhteşem. film daha iyi montajlanabilir miymiş, yoksa bu da sonundaki sürprize giden yoldaki bir durak mıdır bilemiyorum.. görüntü yönetmeni fabio cianchetti güzel iş çıkarmış.
  • turkce’ye “bir cilgin asik” diye cevrilen filmi clare peploe yonetmis. bernardo bertolucci de hem yapimci olarak yer aliyor, hem de clare peploe birlikte senaryo yazimina el atiyor. 2001 ingiliz-italyan ortak yapimi filmin basrollerinde ben kingsley, mira sorvino, fiona shaw ve jay rodan oynuyor. masal gibi bir konusu var: sparta prensesi leonide, zalim sohretiyle nam salmis olan babasinin aksine adalet duygusu gelismis, guzel bir kizdir. babasinin zorla ele gecirdigi ve aslinda dunyalar yakisiklisi agis’in hakki olan tahta oturur. soz konusu agis, leonide yaslarinda; ilk gorundugu sahnede, ciplak olarak golden cikmakta olan, yesil gozlu, uzun kumral sacli bir delikanlidir. leonide golde yuzen agis’i gizlice seyrederken haliyle ona asik olur. bu aslinda cok hos bir tesaduftur. zira agis’in prensese asik olmasi ve onla evlenmesi durumunda bir tasla iki kus vurulmus olacaktir. leonide prensini bulacak, agis de zaten kendine ait olan tahta cikacaktir. fakat agis, filozof hermocrates ve filozofun kiz kardesi leontine tarafindan, gozlerden uzak bir villada aydinlanma cagi’nin felsefesine uygun olarak yetistirilmektedir. prensesten intikam almak isteyen yakisikli genc, kadinlarin nefret edilmesi gereken varliklar olduklarina da inanmistir. aslinda villada genel bir cinsiyetsizlik hakimdir. bizim gozupek prensesimiz cok ilginc bir plan yapar, hizmetkari corine ile birlikte iceri sizar ve olaylar gelisir.(bundan sonrasi da spoiler olur)

    filmde en cok goze carpan oge, mekanlarin kocaman bir tiyatro sahnesi gibi kullanilmis olmasidir. hatta yonetmen zaman zaman birtakim kadraj kaydirmalariyla “film icinde tiyatro” ambiyansi yaratmistir. donem komedisinin tum unsurlarinin bulunabilecegi the triumph of love’da muzikleri hazirlayan jason osborne cok isabetli secimler yapmis, bazi parcalarda gitarlar david gilmour tarafindan calinmistir. oyuncularin da son derece basarili kompozisyonlar cizdigi filmde karikaturize tiplemeler (bahcivan, harlequinn, filozof), barok usluplu bahceler, heykeller, donemin kiyafetleri, hele de yanaktaki benler (!) superdir. cift anlamli diyaloglar, gondermeler, yanlis anlasilmalar derken beklenmedik bir son sahne ile film biter.
  • filmin muziklerinde dave gilmour'ın da katkisi var, gitarlari calmis
hesabın var mı? giriş yap