• "polisiye molisiye klasik bir dizi" deyip gecmenin asrin hatasi olacagi bir yapim.
  • her sayısı ile gerek kapağından, gerek içeriği destekleyici toplama albümleri ile yazının devamlılığını sağlayan müzik mecuması. dergi demek içimden gelmiyor; verdiği bilgiler ve ilginç anektodlar ile modern musiki üzerine merakını gidermek isteyen, elektronik müziği dıp ve tıs, caz müziği de dedelerimizden kalan bir deneyim, deneyselliği de kuru gürültüden ibaret zannedenler için ilginç dersler barındıran bir külliyat. 25. senesi de şu günlerde britanya'da çeşitli etkinliklerle kutlanmakta.
  • televizyon ekranlarina gelmis gecmis en guzel dizi.

    (bkz: hamsterdam)
  • bakalım 2007'nin en iyi albümleri listesi nasıl olacak dedirten dergi. meraklısı yukarıda 2006 listesini bulabilir...
  • the shield arcade ise, the wire simulasyondur benzetmesinin arka mahale tekerlemesi. baltimore uyuşturucu alemlerinde dolanan, hayranları tarafından her sezonu için; "best yet." damgası vurulan, harika karakterleriyle tüm zamanların-her hangi bir janrada-en iyi televizyon dizisi: http://uk.youtube.com/watch?v=kqbsnsvm1zm

    son olarak sfc'den tim goodman'ın görüşüyle bitirelim: "the breadth and ambition of "the wire" are unrivaled and that taken cumulatively over the course of a season -- any season -- it's an astonishing display of writing, acting and storytelling that must be considered alongside the best literature and filmmaking in the modern era."

    ya işte böyle; when you walk through the garden
    you gotta watch your back
    well i beg your pardon
    walk the straight and narrow track
    if you walk with jesus
    he's gonna save your soul
    you gotta keep the devil
    way down in the hole
  • türkiye'de nerdeyse kimsenin bilmediği, her bölümü biraz oz kokan baltimore şehrinde uyuşturucu çeteleri ile polisin mücadelesini değil hayatlarını anlatan dizi.
  • nick hornby'nin the wire'in yapimcisi david simon'la yaptigi roportaj : http://www.believermag.com/…8/?read=interview_simon

    yine david simon hakkinda the new yorker'dan guzel (fakat uzun) bir makale : http://www.newyorker.com/…0/22/071022fa_fact_talbot

    ayrica torrent'lerde 5. ve final sezonun ilk 7 bolumu bulunabilir (elestirmenlere dagitilanlardan sizan kopyalar). boylece son 3 bolum beklenirken kafa yenebilir.
  • --spoiler--

    omar little'i hakkin rahmetine kavusturmus, hayatim boyunca izledigim ve ne yazik ki izleyebilecegim en iyi dizi...

    --spoiler--
  • bitti.

    uzgunum.
  • hic uzatmadan soyleyeyim, hayatimda izledigim en iyi, en kaliteli tv dizisi.

    son yillarda tv yapimlari aldi basini gitti, sopranos, deadwood, rome filan her birinin tek bolumu guzel bir sinema filmi kivaminda. hele bu donem dizilerini zamaninin shogunuyla, shaka zulusuyla, i cladiusuyla (ki cok severim) karsilastirinca, hepimizin laf etmekten cok hoslandigi amerikan film/dizi endustrisinin kendi basina bir kulvarda oldugu belli.

    ote yandan issiz bir adaya dussem yanima bu iyi yapimlari yerine bana daha cok zevk veren x-filesi alirim (ilk 5 sezonu), granadanin jeremy brettli sherlock holmesu alirim, arrested developmenti alirim.

    the wire ise hem izlemesi zevkli hem de cok iyi ve onemli bir dizi. lost most bununla karsilastirilinca teletubbies gibi kaliyor, cunku eninde sonunda eglenceden ibaret, entertainment business yani. bu ise kaliteli bir polisiye diye baslayip, zamanla bir sehrin hikayesine dondu, sezonlar ilerledikce de toplumun degisik kesimlerine el ata ata sosyal kritik haline geldi. o yuzden de sopranos gibi sahane bir yapimdan bile derin, daha gercekci, daha ilginc. her karakter karmasik; iyi/kotu insan siniflandirmalari yerine cevresel sartlara adapte olurken iyi ve kotu seyler yapan insanlar var, surekli gri tonlarinda dolasmak zorunda kalan normal insanlar.

    instant gratification bagimlilari (edit: dizi ismi degil ulen bu, kavram, hani gunumuz insaninin kolayc..teeey tey) bir iki bolum izleyip sikilabilirler, ustune turkiyedeki biri icin o kadar da ilginc olmayabilir ama geri kalanlar sevmedim diyenle iliskilerini kesecek kadar hastasi olacaktir, kefilim. her sezonun da bir oncekinden daha iyi olmasi cabasi. ortalama seyirciye oynamak yerine guzel bir eser ortaya cikarmayi yegleyen zeki insanlarin sanatini tecrube etmek ne kadar zevkliymis yarabbim.

    bu arada artistik yapip altyazisiz izlemeye kalkismayin, ben daha amerikali gormedim bunu altyazisiz takip edebilen.
hesabın var mı? giriş yap