• kadrosunda back to the future part iii'de clara clayton rolüyle bildiğimiz mary steenburgen'ı da barındıran 1979 yapımı fantastik gerilim, daha ziyade komedi filmi.

    --- spoiler ---

    filmde başrolde h. g. wells var. evet, evet cidden. şöyle ki; film 1800'lerin sonunda başlar. wells ve karındeşen jack* 4-5 kişi beraber takılan bir arkadaş grubundalar. tabi bizim jack'in katil olduğundan haberleri yok diğerlerinin.

    wells bir gün jack ve diğer arkadaşlarını evine yemeğe çağırır ve yeni icat ettiği zaman makinesini arkadaşlarına anlatır. tabi arkadaşları inanmayıp bir de dalga geçerler. o esnada polis, jack tarafından o gün işlenen bir cinayetin ipuçlarını takip ederek wells'in evine kadar ulaşır. kapıda polisle bir süre konuştuktan sonra içeri alır. diğer arkadaşları oralardayken, jack ortada yoktur. wells durumu çakar ama polislere tek kelime etmeden gerisin geriye yollar. ardından "ben bir frankenstein yarattım" modunda onun peşinden 1978'e gider ve film orada devam eder.

    wells'in gelecekte geldiği yer müze haline dönüştürülmüş kendi evidir. hatta zaman makinesi gelecekte wells'in koleksiyonundan bir parça olarak sergilenmektedir. esasında 19. yy. sonlarından gelen bir ingiliz beyefendisinin 1978'de yaşadıkları güzel bir komedi oluşturur. ve aslında jack, kendisinin de dediği gibi olması gereken yerdedir. çünkü wells geçmiş zamanla ilgili bir araştırma yaptığında iki dünya savaşı, sayısız diğer savaşlar ve dramlar görmüştür, yani jack şiddet dolu bir dünyadadır esasen, geldiği bu yeni dünyada da boş durmaz ve cinayetlerine devam eder. tabi ki adı da efsane olmuştur bir şekilde. fahişe cinayetleri yeniden başlar ve herbert,* jack'i gerçekte ait olduğu olduğu yere göndermeyi kendine görev edinmişken yanına modern bir kadın, peşine de bir dedektif takar. efektleri pek başarılı olmasa da eğlenceli sayılabilecek, wells ve karındeşen jack'i arkadaş kabul eden ilginç bir ürün.

    --- spoiler ---

    add-it: ayrıca şimdi farkına vardım, bu film star trek the wrath of khan ve star trek vi the undiscovered country'nin de yönetmeni olan nicholas meyer amcamızın yönetmen olarak ilk filmiymiş.
  • cyndi lauper versiyonunun en iyi yorumu kesinlikle ve kesinlikle randy hickey'e aittir.
    keşke tam söylediği bi versiyonu olsa da, gülerken hüzünlensek.
  • chet baker dan dinlendiğinde hayata karşı gülümseten şarkı.
  • aynı zamanda bir grey's anatomy bölümü.
  • aynı zamanda the wire üçüncü sezon birinci bölümünün adı.
  • back to the future 3 filminin prototipi sayılabilecek film.hikaye filmin akıcılığı ve oyunculuklar güzeldir.tek hoş durmayan filmin efektleri zaten film içinde öyle süper efektleri gerektirecek durumlarda yoktur.

    --- spoiler ---

    back to the future 3 teki çoğu sahne bu filmde çağrışım yaptırabilir malcolm mcdowell ın zaman yolcusu olduğunu mary steenburgen'e açıklama sahnesi en güzel örnek mesela.
    --- spoiler ---
  • aynı zamanda sabrina, the teenage witch altıncı sezon on beşinci bölümünün adı.
  • h.g. wells'in jack the ripper'i zaman içinde kovaladığı film. "karındeşen jack günümüze gelirse ne olur" sorusuyla başlıyor film.

    ayrıca h.g. wells'i de a clockwork orange'daki alex'i canlandıran malcolm mcdowell canlandırıyor. kendisinin bu filmdeki efendiliğini görünce, otomatik portakal'daki sosyopat insanın aklına bile gelmiyor.
  • maziyi hatırlatan, insanın ruh halini hüzünleştiren, klasik parçanın adıdır.
  • "time after time, i tell myself that i am so lucky to be loving you..."
    aşağıda linkten de dinleyebileceğiniz üzere "we are so lucky listening to this song" aşırı güzel ve inanılmaz duygusal bir parçadır.

    http://www.youtube.com/watch?v=tlbym4wwgs4
hesabın var mı? giriş yap