• şurada bahsetmiştim fakat konu yine hortlamış bugün de bunun üstüne bir kaç yazı okurken sol frame'de bunu görmek gülümsetti.

    uzun bir yazı olacak hazır mısınız?

    timur bir türk hakanıydı. ordusunu metehan'ın ilkelerine göre yönetiyor ve neredeyse sıfır piyade kullanıyordu. bu ne demekti? bu almanların blitzkrieg taktiğine benziyor.

    hızlı ve çabuk harekat eden birlikler, hızlı posta ağı, emir komuta zincirinin çabuk anlaşılması demekti. yani en öndeki birliğin hareketini en sondaki birlik hemen anlayabiliyor ve ona göre hareket ediyordu.

    bunu en iyi görebileceğimiz kıyas ankara savaşıdır.

    ankara savaşında osmanlı birlikleri çoğu piyade olan bir ordudan oluşuyordu. timur'un ise tamami süvari ve bunlara ek olarak 32 tane fili vardı. bu filleri şöyle düşünün, bir amerikan askerisiniz yayasınız ve karşınıza 32 tane tiger tankı geliyor. yer titriyor ve üstünüze durmadan ok yağıyor!

    osmanlı'da ise timur'un ordusuna yaklaşacak bir güç yok. o yüzdendir ki timur beyazid'i bir süre arkasında gezdiriyor. bunun anlamını da yine güncel bir savaştan örnek vereceğim. stalingrad savaşı.

    stalin denen köylü almanların kendisinden daha iyi olduğunu bilmiyor muydu? elbet biliyordu ama bir şeyi daha iyi biliyordu. almanların aç gözlü ve kibirli olduğunu. o yüzden onları rusya'nın içlerine kadar çekti. almanların ikmal yapmala şansını azalttı. düşünsene berlin'de rezerv orduda bir askersin, gönderileceğin yere gitmek en iyi durumda 1.5-2 ay sürüyor. şöyle göstereyim ;
    link
    tamı tamına 2,676.44 km!

    işte stalin seneler önce yine aç gözlü ve kibirli bir komutan olan napolyon'un yenilmesine neden olan taktiği uyguladı.

    şimdi gelelim bizim örneğe, timur anadoluya ermenistan üzerinden giriyor. hani savaş öyle aniden 1402 yılında vuku bulmuyor. tam olarak savaşın başlama tarihi 1399. timur buna 7 yıllık sefer diyor. timur sivas, kayseri ve kırşehir üzerinden gelip ankara'yı kuşattı. biliyordu ki beyazid buraya gelecek ve tam olarak anadolunun ortasında vuruşacaklardı. edirne-ankara arası ikmal noktalarını hesaplamış ve edirne'den ankara'ya gelecek birliklerin kaç günde geleceğini yada gelemeyeceğini çoktan hesaplamıştı timur.

    beyazid'i kendi topraklarında olabilecek en iç tarafa çekmeye başarmıştı. bundan sonrasını zaten biliyoruz. timur kazanıyor. hızını alamayıp izmir'i alıyor, arada haçlıları tokatlıyor ve sonra gidiyor. 1404 yılında semerkand'a dönüyor. seferin başlangıç tarihi 1399, bitiş tarihi 1404. hesaplanandan 2 yıl daha erken bitirip çin'in almak için dönüyor. döndükten 1 yıl sonra da hastalanıp ölüyor.

    gelelim kanuni'ye. kanuni'ye muhteşem, magnificent diyenler batılılar. zira bizler onun döneminde yaşasak sürekli sefer halinde olduğu için koyduğu vergilerle inim inim inleyecek belimizi doğrultamayacaktık. birde bunun üstünde doğudaki mezhep çatışması başlayacak, osmanlı'nın kuruluşunda önemli yere sahip bektaşilik geleneği yıllar için sunniliğe kayacak ve buda osmanlı'nın sonunun gelmesinde en büyük etkenlerden biri olacaktır. kanuni viyana'yı alamamış, malta'yı alamamıştır. kendisi dibine kadar dolu bir hazine, tamamiyle hazır bir ordu, dönemin en iyi tersanelerinden biri almış fakat kendinden daha küçük imparatorluklar kadar vizyonlu olamayıp yeni dünyaya açılamamış, bunun ne kadar önemli olduğunu göremeyip koskoca imparatorluğun sonunu getirecek adımlar atmıştır.

    kanuni'nin 3 büyük yenilgisi vardır;
    -viyana seferi
    -korfu seferi
    -malta seferi

    timur ise hiç kaybetmemiş girdiği her savaşı kazanmıştır. aralarındaki en büyük fark budur.

    bu başlık için kıyas edilebilecek birisi varsa o da fatih sultan mehmet olabilir. zira o devleti büyük bir yıkımdan sonra almış büyütmüş ve büyüdüğünü göremeden ölmüştür. kaldı ki fatih sultan mehmet bile büyük yenilgiler almıştır. arnavutlar'ı iskender bey ölene kadar yenememiş, vlad tepeş'i ise uzun yıllar süren mücadele sonucunda yenebilmiştir.

    bugün garip bir tesadüftür ki bu entryi girmeden önce kingdom of heaven izlemiştim ve orada birisi selahattin eyyübi'ye, senden öncekiler de allah adına savaştı ama kazanamadı neden sen farklısın diyordu.

    selahattin ise benden öncekiler hazırlıksızdı. ben hazırlıklıyım, araştırdım, hazırlandım diyerek inceden bir ayar verip akabinde kudüs'ü alıyordu.

    timur bu özelliği cengiz han'in araştırmalarından almıştır. kimin nerede kimle ilişkisi olduğunu kimin kime düşman olduğunu mevsimlerin nasıl olduğunu nereye ne kadar yağmur yağdığına kadar bilgisi vardı adamların. semerkant'tan viyana'ya, vatikan'a kadar uzanan bir casus ağı vardı. osmanlı? onlar ise en yakın birliklerini türk olmayan müslüman olmayan birliklerden seçiyor ve onların kendileri adına canı baştan savaşmasını istiyordu.

    işte timur'un diğer bütün osmanlı padişahlarından farkı budur. türklüktür, göçebelik mirasını unutmamaktır. timur türklüktür, osmanlı roma mirasıdır. ordulara bakarken bunu çok rahat anlarsınız zaten.
  • kanuni şöyle dursun, fatih ve yavuz gibi iki büyük dahi bile mevcut dönemin osmanlısı ve sahip olunan şartları ile timur’a karşı koyamazdı. zira o sıralar osmanlı beylikten henüz taze bir devlete evrilirken karşında bir imparatorluk vardı. dolayısıyla bir hükümdar karşılaştırması yapmaktan ziyade arada bir siklet farkı olduğu bilmek gerekir.

    öte yandan timur’u yenilgisiz yapan en önemli unsur, inşa ettiği kusursuz ikmal ağı ve casus teşkilatıdır. bu nitelikler sayesinde rakiplerinden her zaman birkaç adım önde savaşa başlayıp, en uygun coğrafyayı tespit ederek -ki bu noktada dahiliği ön plana çıkar- rakibini üzerine çekip istediği sonuçları almıştır. ilaveten timur’un ordusunun tamamının bir süvari ordusu olduğu unutulmamalıdır ki, bayezid’in piyade ağırlıklı ordusunu anadolu’da karış karış dolaştırarak bezdirmiş, ankara önlerine çekip süvari üstünlüğünü sonuna kadar kullanmıştır.

    nihayetinde 1402 yılında timur’un karşısına hangi padişah çıkarsa çıksın sonuç değişmezdi.
  • daha farklı bir durumda olmamızın önünü açacak durum. timur kanuni'yi esir edeceği için, kanuni oğlu şehzade mustafa'yı falan öldüremezdi.

    şehzadeler arasında bir kapışmada ise sarı selim'in mustafa'ya karşı şansı olmayacağı için devletin başına yetenekli bir hükümdar geçmiş olurdu. bu durum da bugünümüzü bile etkilerdi.
  • timur gibi bir mareşali kanuni gibi bir mirasyedi ile mukayese etmek saçmadır.
  • lan sanki yıldırım bayezid kötü komutandı ondan yenildi. kendine fazla güvenmesinden yenilmiş bazı tarihçilere göre, yoksa askeri olarak kanuniden geri bir yanı yoktur kanımca. timur ise safkan bir komutan, adamın işi bu aq, meslek edinmiş kendine vura vura gidiyor.
  • yıldırım bayezid'in başında olduğu ordu daha çok süvari ağırlıklı ve daha yeni yeni kontrol altına alınmış anadolu beyliklerinden gelen askerlerdir oysa sultan süleyman'ın ordusu daha çok yaya , ateşli silahlarla donatılmış ve ağır toplarla destekli bir ordudur . bu yüzden iki komutanı değil iki orduyu karşılaştırmak daha yerinde olacaktır
    iki padişahın askerlik meziyetlerini karşılaştıracak olursak yıldırım'ın açık ara önde olduğu ortadadır , zira sultan süleyman tüm savaşları otağından takip ettiği halde yıldırım her daim cephededir ayrıca biri şehzadeliğini manisa da yada payitahtta yatarak geçirirken ,diğeri her cephede babası ile birlikte savaşmıştır.
  • adam da fil var fil. utanmasa nazgullerle girecek hala versuslarla çekişiyorsunuz.
  • başlıktan cehalet akıyor.

    timur yener, kanuni siker, asıl yavuz hepsini ezer geçer...
    pokemon mu kapıştırıyorsunuz lan.

    "tarihi olaylar tarihi şartlar içerisinde incelenir"

    şimdi, ortada 2 farklı zamansal ayrım var. bu birbiri ile karşılaşmalarından daha önemli.
    ankara savaşı 1402 yılında gerçekleşti.
    kanuni ise 1520-1566 yılları arasında padişahtı.

    sonuç hangi zamanda karşılaşacakları ile doğrudan ilgili.
    eğer 1402 ankara savaşında osmanlı ordusunun başında yıldırım bayezid yerine kanuni sultan süleyman olsaydı ise iddia; savaşın sonucunun pek farklı olacağını düşünmüyorum. timur zaten o dönem halihazırda osmanlı ordusundan daha güçlü bir orduya sahipti. başında da nitekim dünya'nın en büyük askeri dehalarından biri olan timurlenk’in kendisi vardı.
    ancak;
    eğer iddia kanuni'nin padişah olduğu 16.yy'da geçiyorsa, hatta iki devletin de en güçlü hali ile başlarında timur ve kanuni varken sonuç ne olur sorusu ise kusura bakmayın ama 1540-66 arasındaki osmanlı'yı değil timur o dönem dünya'da yenecek hiçbir devlet yoktur.
    timur gerçekten büyük deha ama o dönemin osmanlısı dünyanın tartışmasız en güçlü devleti. ordu teşkilatlanması ve geleneği açısından eşi benzeri olmayan bir pik noktasındaydılar.
    yıldırım bayezid gibi güçsüz balkan devletleri ile kapışan bölgesel bir devletten değil; kutsal roma imparatorluğu'na, fransa'ya köpek muamelesi yapan kıtasal* bir imparatorluktan bahsediyoruz. 1402 osmanlısı ile aralarında neredeyse kozmik bir fark var.
    bu yüzden kısaca;
    - 1402 kanuni vs timur : timur zaferi
    - 1540-66 kanuni vs timur : ezici kanuni zaferi.
    en makul sonuç olur.
  • adam casusluk, teknik , strateji , taktik bunları es geçip bir de barutu kanuni'ye kullandırtıyor ama timur'a koklatmıyor.

    age of empires'da "hemen rush yok beyler" diyen çömezler gibi.

    ama ben halen evliyaların osmanlı tarafına geçmemelerine kırgınım. *
  • 1402 ankara savaşını timur güçlü bir ordusu olduğu için veya çok daha iyi komutan olduğundan kazanmadı. yıldırım’ın yanındaki komutanların hesap hatası nedeniyle osmanlı devleti, orduyu erzincan erzurum hattına kadar götürdü ama timur ise ordusunu kuzeyden dolaştırarak ankara ovasına getirip dinlendirdi. osmanlı ordusu köşe bucak timur’un ordusunu ararken bir baktı kı, düşman arkaya dolanmış. oysa osmanlı akıllı davranıp ankara’da bekleseydi, savaşı çok rahat kazanabilirdi. neyse, osmanlı timur’un başkente daha yakın olduğunu görünce telaşla geriye döndü, askerini dinlendiremedi. ama buna rağmen coğrafyayı daha iyi bildiği için kalecik- çubukova hattından saldırıya geçerek timur’u hazırlıksız bir noktadan yakaladı.

    savaş başladığı noktada osmanlı ordusu yaptığı şaşırtıcı saldırı sebebiyle daha iyi durumdayken, osmanlı ordusunun ön cephesinde savaşan karakalpak türklerinin timur’un ordusundaki karakalpak ve diğer kıpçak türkleriyle karşılaşıp taraf değiştirmesiyle savaşın seyri tamamıyla değişti. ön saftaki iyi savaşçı askerler bir anda dönüp osmanlı’ya saldırınca inanılmaz bir kargaşa yaşandı ve ön saflara yakın savaşan yıldırım beyazıd esir düştü. şah kaybedilince savaş otomatikman bitti.

    kanuni olsaydı ne olurdu, kanuni ön saflarda yer almaz ve esir düşmezdi. osmanlı daha zengin olduğu için karakalpaklar taraf değiştirmezdi. ayrıca kanuni’nin ordu komutanları yıldırım’ınkine göre daha iyi yetişmiş olduğundan daha akıllı davranıp orduyu erzurum’a kadar yürütmezlerdi. yani yıldırım daha iyi komutan olmasına rağmen kaybettiği savaşı, kanuni daha tedbirli olduğu için kazanabilirdi.
hesabın var mı? giriş yap