• şaka değil gerçektir. abant izzet baysal üniversitesi tıp fakültesi ilk açıldığında ankara tıp fakültesi'nden tayin edilen kıdemli kadavra, artık iş göremez hale geldiği için cenaze töreni yapılarak defnedilmiş. kimsesiz olduğu için cenazesini hocalarla öğrenciler kaldırmış, durumu da, "bunca yıldır ailesi biz olduk" diye açıklamışlar.

    haber çeşitli boyutlarda hem fantastik hem hüzünlü nitelikler taşıyor. ama en acısı bir tıp fakültesinde anatomi dersinde 14 yıl boyunca aynı kadavranın kullanılması olsa gerek. haberi

    edit: olayı çok sıradan bularak haber yapılmasını ya da burada gündeme getirilmesini hafife alanlar olmuş. bir durumun sıradan olması başka bir şeydir, kabul edilebilir olması başka bir şey. söz gelimi şu anda dünya yüzünde kaç ülkede savaş var, üç bin yıllık insanlık tarihinde savaşsız geçmiş yılların sayısı iki haneli rakamları geçmiyor. bu durumda, "savaş normaldir, her gün oluyor, üzerinde konuşmaya değmez" diyerek mevcut duruma göz yummak mı gerek, bir şekilde barışın daha hâkim olduğu bir dünya için en azından tavır koymak mı?

    anatomi dersleri için kadavra bulmak uzun yıllardır sorun. aynı kadavraların tekrar tekrar kullanılması da. kimsesizler dışında kadavra kaynağının çeşitli sebeplerle çok kısıtlı olması da. ama bu vakada (14+2=) 16 yıl gibi inanılmaz bir süre söz konusu. bunun da bir sorun olmadığını düşünenlere zaten çok da söyleyecek bir söz yok.
  • çok hüzünlü bir hikaye. öğrenci ya da hocalardan biri olsam muhtemelen birkaç gün yas tutardım. insan yeri geldi mi kulbu kırılan kahve fincanını çöpe koyarken bile vefasından gazete kağıdına sarıyor, 65 + 17 yıl var olmuş bir insana cenaze namazı kılınması çok mu.
  • bu pozisyon şu an açıksa ben talibim.
    çok işsizim laaaan.
  • oldukça kısa bir süredir. ben 25-30 yıllık kadavralar gördüm artık rengi kalmamıştı arter ven gri renk görünüyordu. burda dikkat çekici olay muhtemelen izzet baysal üniv. anatomi abd. çok iyi saklayamamış kadavrayı veya öğrenciler merhumu çok mıncıklayıp kullanılamaz hale getirmiş. başka açıklaması yok, biz kadavraya dokununca hocalar kızardı. 30 sene dayanıyorlardı ama.
  • arkadaşin dediği gibi çok sık olan bi durumun yeniymiş ya da ilk kez oluyormuş gibi duyurulmasıdir. ama beni haberde daha çok ilgilendiren anadolu'daki tıp fakültelerindeki kadavra azlığı olmuştur. çoğu tıp fakültesinde bir iki kadavra var sanirim ve ayni kadavrayi defalarca açıyorlar

    bizim fakülte(ege tıp) muhtemelen türkiye'de en fazla kadavra olan okullardandır. 2 haftada falan yeni kadavra geliyordu ve birçok kadavranın yanında her organ için piyesler de vardi, karaciğer, kalp gibi organlari alıp inceleyebilmek, kol piyesinde damar, sinir, kas incelemek güzel bir deneyimdi. 2 yıllik anatomi labinda maket neredeyse hiç kullanmamışızdır ve sınavlarda da hiç çıkmamıştı maket.

    ben de bizim okulda bi kadavraya saygi törenine katilmiştim ama o kadavra kendini bağişlamiş biriydi ve ailesi de gelmişti törene.
  • çok da şaşırtıcı olmayan durum. muhtemelen bu konular hakkında hiç bilgisi olmayan bir gazeteci duymuş ve ona ilginç geldiği için haber yapmıştır.

    aslında benzer cehaleti günlük hayatta da çok görüyorsunuz. bir grup bilim insanı bir çalışma yapıyor. diyelim ki, obez hastalarda obeziteyi tetiklediği düşünülen bir genin ifadesinin (ekspresyon) arttığını buluyor ve sonuç kısmında bu gen obeziteye neden olabilir diye bir tartışma yazıyor. eğer ilginç bir veriyse bilimsel dergilerden magazinel haberler veren bir web sayfasında bu yazıyor. sonra da bizimkiler bunu alıp şişmanlık geni bulundu diye açıklıyor.

    sonuçta normaldir, kadavra bulması zor birşey. yıllarca kullanılan kadavralar var. zamanı gelince de kimsesizler mezarlığına gömülür.
  • bir yil daha çalışsa kıdem tazminatı alırdı aslında
  • günümüzdeki iktidarın eğitime ne kadar önem verdiğini görmemizi sağlayan kadavradır.

    türk anatomi ve klinik anatomi derneği başkanı prof.dr. erdoğan şendemir'in açıklamasına göre kadavra üzerinde ideal çalışma süresinin 1-2 dönem olduğu, her 15 öğrenciye 1 kadavranın düşmesi gerektiği ama şu anki durumda 500-700 hekim adayına 1 kadavra düştüğü, kadavraları uzun süre kullanabilmek için "plastinasyon" denilen işlemin uygulandığı vurgulanmıştır.

    şandemir'in açıklamasına göre ithal kadavraların çok masraflı olduğu için getiremediklerini, 1982 yılında hazırlanan yönetmelikte geçen “kimsenin sahip çıkmadığı cesetler üzerinde bilim ve araştırma çalışmaları yapılabilir” ifadelerini anımsatarak, yetersiz bağışçı bulunduğu için düzenlemenin günümüz şartlarına uygun hale getirilmesini talep etmiştir. ama ne yazık ki günümüz türkiyesinde eğitime verilen önemin, 4+4+5+6+4+3+4+5+6 sistemlerinin (bkz: zibilyon) kere değiştirilmesinden ibaret olması dolayısı ile taleplerinin kaale alınmaması durumudur.
  • organ bağışı sonrası kabul edilecekse talip olduğum pozisyon. sikimsonik bir zamana denk gelerek bir faydam olduğunu düşünmediğim şu hayatta cesedim bi işe yarasın
hesabın var mı? giriş yap