• tam ismiyle "tiranlık üzerine - yirminci yüzyıldan yirmi ders", orijinal ingilizce adıyla "on tyranny twenty lessons from twentieth century", timothy snyder imzalı best-seller kitap. zeynep enez'in çevirisiyle türkçe olarak olvido yayınları tarafından yeni piyasaya sürülmüş. kartonet yazısı ise şöyle;

    "çok bilgece ve tam da günümüz için… mutlaka okunmalı!”
    -george saunders-

    “hızla faşizme yaklaşıyoruz. snyder, bu konuda sanrı yaşamadığımızı gösteriyor.”
    -svetlana aleksiyeviç, 2015 nobel edebiyat ödülü sahibi-

    yirminci yüzyılda avrupa demokrasileri birer birer faşizme, nazizme ve komünizme yenik düştüler. bu dönemlerde bir lider ya da bir parti “halkın sesi” olduğunu ve ülkelerini küresel tehditlerden koruduğunu iddia ederek sağduyu yerine mitsel söylemleri ön plana çıkarmışlardı. avrupa tarihi bize göstermiştir ki, toplumlar parçalanabilir, demokrasiler düşebilir, etik değerler kaybolabilir ve sıradan insanlar kendilerini hiç hayal etmedikleri koşullarda bulabilirler.

    bu kitabı, böyle bir gerçekten hareket ederek kaleme alan yale üniversitesi tarih profesörü timothy snyder, son yıllardaki küresel politik gelişmeleri ve dönüşümleri tarihsel perspektiften ele alıyor ve bizleri yirminci yüzyılın başında yapılan hatalara düşmememiz konusunda net bir şekilde uyarıyor. çünkü “demokrasilerin nasıl kırılgan olup kötü bir niyetle istismar edilebildiğini daha önce görmüştük ve bugün aynı taktikler yine sahneye çıkmaya başladı.”

    yayımlanır yayımlanmaz birçok ülkede bestseller olup tartışmalar yaratan tiranlık üzerine, sadece tarihî ve politik tespitler yapmakla kalmıyor aynı zamanda demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını korumak adına neler yapabileceğimizi de anlatıyor.
    (tanıtım bülteninden)

    medya cinsi : ciltsiz
    hamur tipi : 2. hamur
    sayfa sayısı : 115
    ebat : 13x19
    ilk baskı yılı : 2017
    baskı sayısı : 1. basım
    isbn: 9786058259300

    hasan cemal'den bir yazı - http://www.t24.com.tr/…cemal/tiranlik-uzerine,17002

    idefix linki - http://www.idefix.com/…-tarihi/urunno=0001698678001
  • mutlaka okunmalı. günümüzde yaşanan akıl tutulmasına ayna tutmaktadır.

    --- spoiler ---

    gerçek, somut olmaktan çok muğlak bir hale gelmişse, kanıtın artık gerçekle bir ilgisi kalmamıştır çünkü tiranlar halka "anlamanıza gerek yok ama inanmalısınız" derler.

    almanya'da "ben führer'e inanıyorum. bütün deliller alehyine olsa bile inanıyorum" diyenler vardı.

    --- spoiler ---
  • sarsıcı bir kitap. kitapta yer alan yirmi dersi altlarında küçük notlarla bir araya getirdim:
    https://karakugublog.wordpress.com/…dan-yirmi-ders/
  • herkesin okuması gereken bir kitap, bugünün eğitimli ve uzgörür insanlarının günümüze ve geleceğe dair düşüncelerinde yalnız olmadıklarını, yanılmadıklarını bir kez daha somut gerçeklerle hatırlatmaktadır.
  • yale üniversitesi tarih profesörü timothy snyder, son yıllardaki küresel politik gelişmeleri ve dönüşümleri tarihsel perspektiften ele alıyor ve okuyucuyu yirminci yüzyılın başında yapılan hatalara düşmeme konusunda net bir şekilde uyarıyor.
  • leszek kolakowski'nin "siyasette kandırılmış olmak bir mazeret değildir" sözü ile tokat gibi başlayan kitap. mutlaka okunması gerekiyor.

    (bkz: bir zahmet)
  • bir toplumun nasıl tek adam rejimine sürüklediğini tarihsel olaylardan örnek veren. bir ulusun demokrasi den diktatörlüğe dönüşmemesi için bireyin neler yapması gerektiğini liste halinde belirtilen , yalın ve basit bir dile sahip ve totaliter rejimlerin artığı , milliyetçiliğin hızla tırmandığı günümüz dünyasında her bireyin okuması gereken kitaptır.
  • kökeni antik yunan dönemine dayanan tiranlık, platon ve aristo’nun yönetim biçimleri sıralamasında en sonda yer alıyordu. eski yunanca’da “efendi, bey” anlamlarına gelen “tyrannos” sözcüğünden türeyen tiran kelimesi, yasa ve kanunları tanımayan, genellikle bir darbe veya suikast sonucu başa geçmiş olan ve iktidarını ‘tek adam’ olarak sürdüren yöneticiler için kullanılmıştır. günümüzde ise halkına zulmeden, zorba iktidarları betimlemek için halen kullanılıyor.

    holokost üzerine uzmanlığı bulunan tarihçi yazar timothy snyder, tiran ifadesini 20. yüzyılda avrupa’da iktidara gelmiş faşist yönetimler için kullanıyor. en bilinen örnek üzerinden gidersek; kant, hegel, schopenhauer gibi büyük filozofları, goethe gibi büyük yazarları, wagner gibi büyük bestecileri çıkarmış olan alman toplumunun nasıl olup da hitler gibi bir liderin peşinden giderek ülkelerini mutlak bir faşizme teslim ettiğini ve 20 milyondan fazla insanın ölmesine neden olduğu sorusunu kitapta irdeliyor.

    böyle bir kitabı, temel gayelerinden birinin geçmiş yaşantılardan dersler çıkararak geleceğe yön vermek olan tarih biliminin neferlerinden birinin kaleme almış olması her satırda kendini hissettiriyor. snyder’a göre faşizm tehlikesi 21. yüzyıl avrupa siyasetinde de her geçen gün yükseliyor ve geçtiğimiz yüzyılda yapılan toplumsal hatalardan dersler çıkarılırsa bu tehdit bertaraf edilebilir. snyder bunun için maddeler halinde 20 kural sıralıyor. peşinen itaat etmeyin, tek partili devlet sisteminden sakının, paramiliterlere dikkat edin, gerçeklerden şaşmayın gibi başlıklar altında incelediği kuralları tarihsel örneklerle birlikte sıralayarak geleceğin olası faşist iktidarlarının tahtını sallayabilecek bireysel farkındalığı sağlamaya çalışıyor.

    bağımsızlığını çok büyük bedeller ödeyerek kazanmış olan güzel ülkemizin geleceğinin demokratik prensiplerden ayrılmaması ve günün birinde acımasız tiranların yönetimine kurban olmaması için bu kitabı, üzerimize düşen tüm sorumlulukların derli toplu şekilde hatırlanması adına mutlaka öneriyorum.

    -------
    ilgilenenler için bu kitabın da olduğu; kitap ve belgesel alanında nitelikli eserleri ve yorumlamaları içeren şu sayfayı inceleyebilirsiniz:
    https://www.instagram.com/ovekakitap/
  • yale üniversitesi tarih profesörü timothy snyder'in amerika'daki 2016 seçimlerinden sonra yazmış olduğu bu kitabı çok beğendim. özellikle nazi ve sovyetler birliği dönemine yaptığı atıflar, günümüz amerika ve rusya'sından verdiği örnekler, kitabın başlığında bahsettiği "yirmi ders" kısmına cuk oturmuş. tek solukta okunabilecek sadelikte ve bir o kadar da güzel alıntılar, veriler içeren muazzam bir kitap olmuş. her sayfasında bir not alınıp, her sayfasında bir sorgulama yapılabilecek derinlikte bir çalışma. vereceği mesajı hiç uzatmadan, sade ve öz bir dille vermiş. böyle kitaplara ihtiyacımız var, özellikle de yeni neslin dikkat süresinin beş dakikayı bile bulmadığı şu dönemde.

    en çok hoşuma giden kısmı ise şu oldu, anlattığı tiranlık ve totaliter rejim örneklerine aslında ne kadar da aşina olduğumuzu farkettim -özellikle de şu an on yıl içerisinde. unutkanlık insanlık olarak genel sorunumuz. beyinlerimizi kusursuz sanıyoruz, kusursuz bir yaratılışa inanıyoruz ama gün geliyor en büyük felaketimiz de o unutkanlık oluyor. kendi kendilerine yarattıkları felaket ve facialarla bizim unutkanlığımızı kullanan tiranların ise ekmeğine yağ sürüyoruz. bol bol okumalı, araştırmalı, sorgulamalı ve en önemlisi de internete fazla güvenmemeliyiz. ne de olsa o da kusursuz insanın(!) bir icadı değil mi?

    şu söz size de tanıdık gelmiyor mu?

    "siyasette kandırılmış olmak bir mazeret değildir."
    -lezsek kolakowski

    9/10
hesabın var mı? giriş yap